Geçmişten günümüze kat ettiğiniz yolu yalnızca sizin yorgun ayaklarınız bilecektir. Hayatınızdaki yeri ve önemi ne olursa olsun başkalarının sizi geçmiş yaşantılarınızla yargılamasına izin vermeyin. Çünkü geçmiş sizi siz yapan değerlerin bütünüdür. Vardığınız nokta, yolunuzun üzerindeki uç uca eklenmiş minik çakıl taşlarıdır.
Kitabın sonundaki bölüm o kadar derindi ki birisini kaybetmek ve yerine bir daha kimsenin gelemeyeceğini bilmek kocaman bir hiçlik onun olduğu bir yerde sesini kokusunun olmaması insanı derinden bir boşluğa düşürüyor. Kitap günümüz modern çağa uygun yazıldığı kısa ve öz olması bir günde bitecek olmasi cok iyi şöyle devam etmek istiyorum bir kadının yaşamı ile ilgili ve olaylara nasıl bakması, olaylarda yalnız düşünmüyor âdemleride aklına getirip birlikte düşünüyor ve eskide kalan kişilerin güzel kalması, anıları yaşatması çok güzel
Kitabın içindeki "Ihlamur ağaçları" öyküsünde çok duygu hissettim ve çok beğendim şöyle devam etmek isterim her bölümde farklı duygular var. Kitabı çok istekli okudum istekli okuduğum kitaplar arasında ikincisi olabilir. Herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum ve yazarım TUĞBA SAYDAMA çok teşekkür ederim.
Hiçlik ya da Her ŞeyTuğba Saydam · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 2024107 okunma
Bilinç akışının çok güzel işlendiği, gereksiz detayların verilmediği,insanı boğmayan,akıcı,duyguların eksiksiz aktarıldığı mükemmel bir roman çıkmış ortaya… Öncelikle romanı okurken yazarı okuyormuşum gibi hissettim. Sanki söyleyemediği şeyleri yazarak anlatmaya çalışmış. Yazar yaşadıklarını,hissettiklerini bazen şakaya vurarak bazen de yaşadığı
Kaybedilenleri Bulma Ofisi (KAYIP EŞYA DOLABI)
Öncelikle kaybınız için çok üzgünüz. Hislerinizi anlıyoruz ve derinden duyuyoruz. Kuruluşumuzun amacı: Size ait olanı size geri getirmektir. Çamaşır makinesinin içinde kaybolan çoraplarınızı, oraya koyduğunuzdan emin olduğunuz ama orada bulamadığınız eşyalarınızı, doğum sonrası hastaneden
kaçırılan ikiz kardeşinizi, hepimizin dedesinin gömdüğü o bilindik gömüyü, çocukluk aşkınızı, otobüs durağında bir kez
gördüğünüz yakışıklıyı, yitirdiğiniz hayallerinizi buluyoruz ve onları size teslim ediyoruz. Bir şey mi kaybettiniz? Onu hemen buluruz. Bize aşağıdaki telefon numarasından hemen ulaşabilirsiniz.
İlan gayet açık ve netti.
Cennetinden kovulduğu Âdemleri düşündü. Sonra onlara kendince yaratıcı isimler taktı. Âdem Bir, Âdem İki, Âdem Üç... Âdem Üç’ten sonra isim bulmakta biraz zorlandı. Çünkü
Âdem Dört demek saçmaydı. Hem onların Cennet’i bile yoktu. Âdem Bir’de olan meyve bahçeleri Âdem İki’de hiç olmamıştı. Âdem Bir, onu kovmamıştı. Kendisi Cennet’in sınırlarını zorlamış ve yeni yerler keşfetmek için oradan kaçmıştı. Âdem Bir, bu gidişi çabuk unutmuş önümüzdeki Havvalara
bakalım diye basın açıklaması yapmıştı. Âdem İki ise bir sevmişti iki sevmemişti. Aşka mehter taktiği uygulamıştı. Cennet’i denizlerle kaplıydı. Havva’yı orada boğmaya çalışmıştı. Havva’nın ruh ölümü gerçekleşmiş, bedeni ise bitkisel hayat-
taydı. Âdem Üç, dengeli beslenir ve dengesiz severdi. Âdem Üç de Havva’yı Cennet’ten kovmamıştı. Kendisi bizzat Cennet’i terk edip gitmişti. Âdemleri zihninde yan yana getirdi.
Önce kronolojik sıraya koydu. Sonra boy sıralaması yaptı.
Gözlerini aralamaya bile mecali kalmamıştı. Saatlerce uyudu.
Sabah ezanının sesiyle uyandı. Müezzinin sesi, onu bir süredir unuttuğu ılık merhametin kucağına çağırıyordu. Sığınmak istedi. Kabul görmeyeceğini düşündü. Kendisinde onun
karşısına çıkacak gücü bulamadı.
Sahi ilk kim terk etmişti
onu? Daha yakınında aramalıydı. Kanında aradı ve orada annesiyle babasını buldu. Onları kanından çıkarıp atmak istedi.
Ey kimsesizler kimsesi diye bir seslendi. Yanıt alamadı, o da
gideli çok oldu diye düşündü.