Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet h

Bilincinizde ne olup bittiğini hayatınıza çektiğiniz insanlara bakarak anlayabilirsiniz. Hayatınızda çok fazla kurban varsa bir kurtarıcı olduğunuza emin olabilirsiniz.
Sayfa 1 - c planıKitabı okuyor
Reklam
Bakara
“186.      Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.”
Bakara
“177. İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bakara
“165. İnsanlar arasında Allah’ı bırakıp da O’na ortak koşanlar vardır. Onları, Allah’ı severcesine severler. Mü’minlerin Allah’a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir. Zulmedenler azaba uğrayacakları zaman bütün kuvvetin Allah’ın olduğunu ve Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu bir bilselerdi!”
Bakara
“155.      Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. 156.      Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler.”
Reklam
Bakara
“112.      Hayır, öyle değil! Kim iyi ve yararlı işleri en güzel şekilde yaparak özünü Allah’a teslim ederse, onun mükâfatı Rabbinin katındadır. Artık onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.”
Bakara
“96.      Andolsun, sen onların, yaşamaya, bütün insanlardan; hatta Allah’a ortak koşanlardan bile daha düşkün olduklarını görürsün. Onların her biri bin yıl yaşamak ister. Hâlbuki uzun yaşamak, onları azaptan kurtaracak değildir. Allah, onların bütün işlediklerini görür.”
Bakara
81.Evet, kötülük işleyip suçu benliğini kaplamış (ve böylece şirke düşmüş) olan kimseler var ya, işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır”
Bakara
“82.      İman edip salih ameller işleyenler ise cennetliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.”
Özsever insan, çalışma yaşamındaki yardımcılarını, eşini ve çocuklarını da kendi varlığının bir uzantısı gibi görür. Dolayısıyla bu insanlar onun ihtiyaçlarını kar­şılamakla yükümlüdürler. Böyle bir insan, birlikte çalış­tığı insanları kişisel sorunlarıyla sürekli işgal eder, onla­rın kendisine ilgi göstermesini ve isteklerinin karşılıksız yerine getirilmesini bekler. Beklentileri, çalışma yaşamının gereklerinin oldukça ötesinde ve kişiseldir. Özsever insan, evliliğinde ya da diğer karşı cins ilişkilerinde mutsuzdur, birlikte olduğu kişiyi de mutsuz eder.
Reklam
Özsever insanlar birbirleriyle ilişki kurma eğilimindedir­ler. Ancak, beraberliklerindeki iletişim karşılıklı söylenen monologlar biçimindedir. Her biri diğerinin ne dediğini anlamış olduğunu farzederek kendi monologunu söyler ve gerçek bir iletişimin kurulmamış olduğu da farkedilmez.
Özsever kişi
Gerçek anlamda ilişki, zaman zaman ortaya çıkabilecek sorunların «işbir­liği» ile çözümlenebileceğini öğrenmiş olmayı içerir. Öz­ sever insanlar işbirliğini öğrenememiş kişilerdir. Çünkü, yalnızca kendi görüşlerinin doğruluğuna inanır ve diğer insanların duygu ve düşüncelerini anlamak için çaba gös­termezler. Özsever kişi, bir yandan için için aşağılık duyguları yaşarken, bir yandan da kendisine hayranmışçasına dav­ranır. Açık ya da üstükapalı bir biçimde kendisini över, bu övgünün başkalarından da gelmesini bekler ve hatta onları buna zorlayıcı davranışlarda bulunur. Kendisini eleştirmeye kalkışan insanları kötü niyetli ve düşman ola­rak algılar. Eleştirilerin içeriğini geçersiz kılacak gerek­çeler bularak yine kendi doğruluğuna inanır. Diğer insan­lara sürekli kusur bulur ve onları küçümser. Aslında, kü­çümsediği kendi gerçek benliğidir.
Bakara
“45. Sabrederek ve namaz kılarak (Allah’tan) yardım dileyin.Şüphesiz namaz, Allah’a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir.”
Yalnızlık
Yalnızlık konusuna açıklık getirebilmek, kavramın karmaşıklığı nedeniyle bazı güçlükleri de birlikte getirir. Her şeyden önce, yalnızlık öylesine acı veren ve ürkütücü bir duygudur ki, İnsanlar bu duyguyla yüzleşmemek için her türlü çabayı gösterirler. O denli ki, psikiyatristlerin bile konuyu gereğince işlemiş olduğu söylenemez. Üstelik, bir insanın tek başına yaşaması biçimindeki somut yalnız­lık, kendi toplum grubuna yabancılaşma biçiminde yaşa­nan yalnızlık, çevresi tarafından itilme sonucu yaşanan yalnızlık, bir insanın çevresiyle ilişkilerini en azına indire­rek kendi seçimi ile yaşadığı yalnızlık ve insanın kendisini anlaşılmamış ve kimsesiz hissettiği gerçek yalnızlık gibi birbirinden çok farklı yaşantıların tümü «yalnızlık» söz­cüğüyle dile getirilir.
Bir insan varoluşunun getirdiği sorunlara güvenli ve gerçekçi bir biçimde yaklaşabiliyorsa, değersizlik duygu­ları yaşamaz. Yenilgiyi de başarı gibi yaşamın doğal bir parçası olarak kabul ettiğinden, karşılaştığı durumlardan ve kendisi ile ilgili gerçeklerden kaçmaz. İç dünyasındaki çaresizlik duyguları ve dıştan gelen zorlanmalar onu ya­pıcı çabalara yöneltir. Kendisinin ve diğer insanların or­tak özelliklerine, amaçlarına uygun düşünce ve değer yar­gıları geliştirebilmiş olduğundan suçluluk duygulan yaşa­maz. Sağduyusu sayesinde bulduğu çözümler başkalannın çıkarlarına karşıt düşmez. Sağduyudan yoksun bir kişi, kendisini ve dünyayı salt kendi açısından görür, kişisel çıkarlarına yönelik amaçlardan başkasını düşünemez.
97 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.