Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

HIZIR ÖĞRETİCİ

HIZIR ÖĞRETİCİ
@Hzir
Sıkı Okur
Cihana adalet sunan şanlı bir milletin Tarih öğretmeni.. Devlet-i Ebed Müddet
Yunus Emre kimdir diye sorulunca, hiçlikten varlığa karışmış bir yokluktur diyelim onun için.
Reklam
İnsanda ten var, can var. Fakat Hak aşkı hani? Selman, Ebû Zer gibi yüce, pak aşkı hani? Duyarlar mı ki beni, matem tutup ağlasam, Ey gül, şu yüreklerin bir sıcak aşkı hani?
Sayfa 214Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Allah dostları bir başka, biz bir başkayız. Bizim başımıza dünya dumanları çökmüş, dünyadan kopmak, kurtulmak imkanımız yok. Bilmiyoruz ki, dünya bir gün bizi silkeleyip atıverecek. Dünya harap, sonu türaptır. Evet: Bu saltanat, bu ömür, bu devran böyle sürmez, Kim vardır ki ardınca nedametler götürmez?
Sayfa 36 - Çelik YayıneviKitabı okudu
Ha rüyada kendini zengin görmüşsün ha hayatta zengin olmuşsun. Biri gözünü açınca kayboluyor, diğeri gözünü kapayınca.
Reklam
Dertli adam, bu yürüdüğün yol Allah'ın yoludur, Sen bu yoldan dön diye her yer ihanetle doludur. Durma! Yürü! Ne düşmanı ne haini sevindir, Bil ki bütün yollar yürünmek içindir.
Azer put yapıp oğullarına sattırıyordu. Bir gün İbrahim'in eline de bir put verip, haydi dedi. Bunu götür pazarda sat! Hazret-i İbrahim'in dudakları acı bir tebessümle gerildi. Hiç ses çıkarmadan babasının yanından ayrıldı. Az sonra putların boynuna birer ip takıp sokak sokak sürükleyerek çarşıya vardı. Sonra meydan meydan bağırdı. Fayda ve zarar vermekten aciz olan bu putları kim alır? Meydanda bir uğultu yükseldi. İbrahim putlarımızla alay ediyor!...
Adem'in ömrü dolunca, ölüm meleği ona geldi. Ömrümden daha kırk yıl kalmadı mı? Diye sordu. Melek: Ey Adem, onu oğlun Davud'a vermedin mi? Ne var ki Adem inkâr etti, bu yüzden zürriyeti de inkâr etti. Adem unuttu zürriyeti de unutmaktadır. Adem yanıldı, zürriyeti de yanılmaktadır.
"Toprak ve insan kardeştir" demişti bir zamanlar bir tanıdığım. "Kardeştirler zira aynıdır mayaları." İnsan işte tam da onun için toprağı kendine benzetir ve sever onu. Öyle sever ki zamanı geldiğinde ve gerektiğinde kardeşi için kendini feda eder. Kendi canını onun bekasına kurban eder.
Sayfa 121Kitabı okudu
Anadolu'yu ilkin biz yurt edindik elbette doğru lakin şimdi zannediyorum ki Anadolu bizi kendinin yapıyor.
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
Kimi söyler, kimi ağlar, kimi kaçar gider ve kimi de yazar. Ama bence en asil olanı susmak. Ben yazmayı söylemekten değil de susmaktan bir cüz olarak görenlerdenim. Yazarak susmak diye bir hâl bu bahsettiğim. Kendine saklamaya gücünün yetmediklerinin ardına saklanmak bir çeşit. Tanımadığın, tanışmadığın biriyle dertleşmek gibi. Hem söylemek hem de söylememek yani.
Sayımız kırk olunca Kâbe'ye yürüyecek, sayımız üç yüz on üç olunca Bedir'de kıyam edeceğiz! Ama henüz bir buçuk milyarız...
Şöyle bir yazı okumuştum... Bir şeyler eksik. Binlerce cami, her camide vaiz, binlerce hoca, yüzlerce ilahiyat ve imam hatip lisesi, binlerce öğretmen, sayısız dernek ve vakıf ama sokaklar Avrupa, beyinler oryantalist, ahlakımız çukur, haram ucuz, helal zor, Müslümanlar garip. Velhasıl bir şeyler eksik.
Ve yürüdü Hacı Ali, birkaç adım atmıştı ki seslendi anasına: "Ana" dedi Hacı Ali, "gayrı kuru yerde yatma ne olursun. Döşeğimi altına ser, ser de öyle uyu " Dünya başına indi sanki Fadime Bacı'nın. Ateşler döküldü sanki. Döşekte uyku ha? Oğlu bilmiyordu ki anasına bundan gayri uyku haramdı. O yıl Kayseri Lisesi'nde Hacı Ali'nin sınıfında kimse kalmadı ve gidenlerden geri dönen hiç olmadı...
Şerefli bir nişan gibi boynunda taşıyanlar vardır ölümü, ölümü zafer sayıp da ecele koşanlar vardır. Toprak ancak o vakit vatan olur ve bu hâlde kazanılan vatan öyle kolay kolay terk edilmez ve çıkmaz elden...
Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz. Gelmiş dünyaya milliyet nedir öğretmişiz.
Reklam
Destanlarımızda dağlar vardır. Hatta demirden olup geçit vermediği için erittiğimiz dağlar. Türk doğuran dağlar...
Sevmenin güzel yanı, sevdiğinin seninle aynı duygularda olmasıdır. Aynı heyecan, aynı ilgi, aynı derecede sevgi. Bir de hissetmek, bütün bunları paylaşmak... Bütün bunları ve daha fazlasını...
Sevgilinin "git" demesi "gel" demektir, çekip de gidersen bitmiştir aşkın. Aşk, derde sabredenlerin meydanıdır.
Can tertemiz bir ayna beden ise onun üzerinde tozdur. Bu tozdan perdenin altındadır asıl güzellik. Mevlana Celaleddin-i Rumi
Aşk cenginde gücün yettiğince sebat et! Sadi dahi aşk uğrunda öldüğü için diri sayılır. Sadi-i Şirazi
Rüyalara inanır mısın? Zira bazen hakikat rüyalarda görülür...
Reklam
Sinmiş ebediyet, o gölge, o tül, Yüzünün en ince çizgilerine. Müsterih asırlar geçsin ve örtül, Hülyandan bir lahza ayrılma gene. Ahmet Kutsi Tecer (Lahit)
Vatan senden hayat umar, Sen yaşarsan o canlanır. Vatan için ölmek de var, Fakat borcun yaşamaktır.
Seni sırlı bir yola çağırsam gelir misin kâri? Hayali sen olanların, senin için ölenlerin ve belki düşlerinde seni görenlerin yaşadığı bir vakte çağırsam seni, gelir misin? Dervişleri, erenleri, alperenleri görmek ister misin? Ahmed Yesevi'yi anlatsam sana... Karanlıklarda kaybolma diye ışık tutuşunu anlatsam. Dervişleriyle yollara düşürsem seni... Hem sen de dua eder misin kâri? Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevi gibi meselâ, onun gibi dua eder misin: "Beni her ne eylersen eyle, lâkin âşık eyle Allahım
Bu düzen Teoman Han atamız zamanında başlamış bir düzendir. Onun oğlu, Ulu Mete Han atamız tarafından geliştirilmiş ve töreleştirilmiş olarak sürmektedir.
Gölgemizin düştüğü her yere YURT dedik biz! Çok ötelerden buralara... Buralardan çok ötelere...