Zeki Furkan Şentürk
@InsaneReflex
Ağırlıklı olarak Dünya Savaş Tarihi ve Cumhuriyet Tarihi'nin yanı sıra Kişisel Gelişim de okuyorum.
Öğrenci
Lisans
Kütahya
16 okur puanı
Ağustos 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
134 syf.
·
Puan vermedi
Okur Takip Önerileri
Milli Teşkilat kurulduktan sonra ve kuvvet kazandıktan sonra İngiltere bütün faaliyetleri ona karşı yöneltmiştir.
Başlarda suni ve sathi olduğuna inandığı hareketi pek ciddiye almamıştır. Fakat kısa süre sonra, onun gözlerinde İtilaf Kuvvetlerinin buyruklarına karşı bir isyan olması bakımından bir skandal teşkil eden, Milli Teşkilat'ı fazla büyümeden ortadan kaldırmak için en iğrenç yollara başvurmaktan çekinmemiştir.
1534'te Jacques Cartier, Kuzeyin sömürgeleştirilmesine başladı. Labrador sahiplerinden kalkarak Saint-Laurent Nehrini geçti ve keşfetmiş olduğu ülkeye Kanada adını verdi. (Bu adı yerlilerden işitmiş olduğu ve belki de yanlış anladığı bir sözcüğe dayanarak vermişti.) Cartier 1535'te daha sonra 1541'de tekrar Kanada'ya döndü ve Montreal'i kurdu; 1608'de de Champlain Quebec'i kurdu. Yine d bu şehirleri o sıra yerleşme merkezleri haline getirmeyi başaramadılar, çünkü bu yöreler çok soğuktu ve buralarda kışlamak pek güçtü.
İngiliz, Hollandalı ve Fransızlar elde ettikleri ganimet için kavgaya tutuşuyorlardı. Bu yüzden İspanyollar, silahla donatılmış gemilerin koruyuculuğunda sefer düzenleme yoluna gittiler. Çok usta gemici olan korsanlar da, fırtınalı gecelerde, gemilerin birbirlerine çarpmamak için dağılmak zorunda kaldıkları zamanlar saldırma adetini edindiler. Böylece de denizin en karanlık efsanelerinden bazıları doğdu; bunların en korkuncu, okyanusları hayalet gemisiyle dolaşan ve fırtınalı gecelerde ortaya çıkıp gemileri batıran "Uçan Hollandalı" efsanesiydi.