Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İrem Köse

Tek başımıza dünyaya adım atma yeteneği, güvendiğimiz birinin yanımızda durduğunu bilerek mümkün oluyor.
Reklam
Hiç giymediği bir eldivenin tekini kaybettiğine üzülmezdi insan.
Boşanmanın karı-koca arasındaki hastalığa bir tedavi şekli olarak asla önerilmediği, "Allah korusun"larla haneden uzak tutulduğu yıllardı. Kocasıyla bin yıldır evli olmakla övünen, bir erkek tarafından sevilmemekten orta yaşı geçer geçmez kuruyup ihtiyarlayan kadınların "Çocuğunuz var kızım" öğüdüyle her sürtüşmede ertelenen uzak bir ihtimaldi boşanmak.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çocuk olmak..
Bir dünya kurmak için bit kadar şeylerin yetebildiğine inanmaktı.
Beklemek eziyet de olsa bir çocuk için hayatta kalmanın tek yoluydu bazen. Sen o yana bakmazken savaşlar kopar, insanlar ölür, birileri çok ağlardı.
Reklam
Bundan milyonlarca yıl önce, ne elektrik vardı, ne de sandalye, madam. Ama aşk vardı yine de.
Evlilik marifetiyle çiftlere layık görülen eşlik sıfatından çok, bir ayakkabının eşi gibi bir eşlikti kastettiğim. Teki olmadan diğerinin bir işe yaramadığı bir eşlik.
Nicedir tekdüze kan pompalayarak beni belli bir seviyede hayatta tutmasının dışında, kalbim hiçbir şeye çok üzülmemiş, hiçbir şeye çok sevinmemiş, sadece durmayı tercih etmemişti.
Bir yarayı iyileştiren, her şeyden önce orada bir yara olduğunu kabullenmekti.
Hayat beni böyle köşeye sıkıştırmayı, gözümün içine baka baka çelme takmayı severdi. Hayatın unuttuğu bir şey varsa, o da bir yerden sonra daha fazla düşülmediğiydi.
Reklam
Kadın ve erkekten oluşan iki kişilik bir mini evren vardı karşımda. Birbirinin yörüngesinde dönüp duran ama bir gün olsun birbirinin güneşini gölgelemeyen iki gezegen.
Anneden kızına yeraltı suları akıyordu. Kadından kadına akan incecik nehirler. Erkekler görmüyordu o nehirleri. Bir tek sen, bir gün, aniden, annene ait olanların yıllarca akıp en nihayetinde kıyında biriktirdiği alüvyonu gördüğünde anlayacaktın bunu. Önce çok şaşırıp sonra sevinecektin bir şeyin devamı, bir şeyin geriye kalanı, bir şeyin birikeni olduğuna. Aitlik duygun depreşecekti içinde bir yerde. Ve asla atamayacaktın o yoğurt kaplarını bir gün lazım olur diye.
Özlemişler de sanki birbirlerini, birbirini çok özlemiş iki insanın sevecenliği vardı üstlerinde; ayrı geçen zamanda bütün kavgalarını unutmuş, her şeyi affetmiş, insan etinin ağırlığından sıyrılmış, yüreği hafiflemiş iki insan gibi oturuyorlardı karşımda.
Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına, ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak. Kimi insanın yüreği karanlık, kimininki aydınlıktır. Geceyle gündüz gibi! Dünyanın kötülerle dolu olduğunu düşünüp küsme, herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama! Kendini koru kızım, insanlara karşı kendini koru.
Her mükemmel varlığın ardında da mutlaka bir trajedi vardı. Sanki en sıradan çiçeğin açması için bile dünyanın şiddetli doğum sancıları çekmesi gerekiyordu.
2.543 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.