Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kerime Deniz Gürel

Kerime Deniz Gürel
@KDenizG
Her gün sabahları midemin üstünde dehşet verici bir endişeyle ve daha önce hiç bilmediğim ve o zamandan beri hiç duymadığım bir yaşam güvensizliğiyle uyanmaya başladım.
William James
William James
Reklam
Anksiyete çağımızın belası... mı? Kierkegaard, "Kaygıyı bilmeyi öğrenmek, kaygıyı bilmeyerek ya da onun altına girerek yok olmaya gitmeyecekse, her insanın yüzleşmesi gereken bir maceradır" diye yazmıştı. "Öyleyse, kaygı içinde olmayı haklı olarak öğrenen kişi, en önemli şeyi öğrenmiştir." Kaygı içinde olmayı doğru bir şekilde öğrenmek. Kaygı hakkında konuşurken neden bahsediyoruz? Kime sorduğunuza bağlı. Kierkegaard'a göre kaygı manevi ve felsefi bir sorun, belirgin bir doğrudan nedeni olmayan belirsiz ama kaçınılmaz bir huzursuzluktu. Karl Jaspers için “genellikle güçlü bir huzursuzluk duygusuyla bağlantılıydı… birinin bir şeyi… bitirmediği hissi” Amerikalı psikiyatrist Sullivan, kaygının “kişinin özsaygısı tehdit edildiğinde yaşadığı şey” olduğunu yazmıştır. Robert Jay Lifton, benzer şekilde kaygıyı “kendiliğin canlılığına yönelik bir tehditten ya da daha ciddi olarak, yaşamın parçalanması beklentisinden kaynaklanan bir önsezi duygusu” olarak tanımlar. Freud, benlik saygımıza veya benlik kavramımıza yönelik tehditlerin, genellikle fiziksel sağlığımıza yönelik tehditlerden çok daha fazla endişeye neden olabileceğini gözlemlemiştir.
İlkelcilik meselesi ilkel özneyle sınırlı değildir: I. Dünya Savaşı'nın başlangıcından itibaren giderek daha belirgin hale geldiği gibi herkes özünde ilkeldir. Bilinçdışı her insan öznesinde işler ve bunun toplumsal ifadesi ne kadar medeni görünürse görünsün herhangi bir toplumun yıkıcı unsurlarını uzak tutacağına güvenemeyeceğimizdir. İnsan ilginç bir canlıdır, uçağın kanadına ya da tekerine tutunmaya çalışması cahilliğiyle açıklanabilecek bir durum değildir. Hatta cahil de değildir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünyanın öldürücü çılgınlığı... Peter Weiss'in oyununda olduğu gibi, akıl ile mantıksızlık arasındaki çizginin artık nerede olduğunu bilmeyen bir izleyici kitlesine meydan okumak için çılgın roller oynuyorlar.
Adalet ya da bilimsel ilerlemeler hakkında konuşmak, potansiyel olarak önlenebilir acılardan bahsetmenin iki yoludur. Birinin acılarımıza müdahale edebileceğine, bizi iyileştirebileceğine, gözle görülür bir fark yaratabileceğine inanmamız gerekiyor. Dünyadaki mutsuzluğun bu kaçınılmaz gerçeği, nasıl ki dini inancın kaybolmasına neden olabildiyse şimdi ise daha çaresiz bir tür dehşet yaratma eğiliminde.
Reklam
Doğanın dışında hiçbir şey yoksa, doğadan ve özellikle insan doğasından kendi içinde bölünmüş olarak bahsetmek anlamsız hale gelir. Doğa, olduğu gibi her zaman kendi tarafındadır. Bu yüzden insanlar yıkıcı ya da kendine zarar verici olduklarında, kendi doğalarına aykırı davranmıyorlar, sadece bizim hoşlanmadığımız şekillerde doğal oluyorlar.
2.102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.