Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

AYZIT

AYZIT
@K_amantes
24.07.2018 Ey kanıma çakıllar karıştıran isyan!
Bursa
966 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
gelin bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar! bana kötü bana terkettiğiniz düşünceleri verin o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar onları verin, yakınmalarınızı artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar ben aştım onları dediğiniz ne varsa bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı verin bana verin taammüden işlediğiniz suçları da. bedelinde biliyorum size çek yazmam yakışık almaz bunca kaybolmuş talan parayla ölçülür mü ya?
Reklam
479 syf.
·
Puan vermedi
Küçük Ağa
Küçük AğaTarık Buğra
8.3/10 · 9,8bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
… Böylece ilişki bittiğinde kendini gerçekten yalnız ve delirmek üzere hissetmenin ne olduğunu öğreniyor, sonun geldiğinde neyle yüz­leşeceğine dair fikir sahibi oluyordun. O kadar çok şey vardı ki beni duygulandıran; yatağın altında bir kadın ayakkabısı; etajerin üstünde unutulmuş saç tokası; "çişim gel­di… " deyişleri; saç kurdeleleri; öğlenin bir buçuğunda onlarla çıkı­lan bulvar yürüyüşleri; içki, sigara ve muhabbet dolu o uzun geceler; tartışmalar, intiharlar; birlikte yiyip kendini iyi hissetmek; ner­eden geldiğini anlamadığın şakalar ve kahkahalar; havadaki mucize duygusu; arabayı park edip içinde oturmak; sabahın üçünde eski sevgilileri kıyaslamak; horladığının söylenmesi, onun horladığını duymak; anneler, çocuklar, kediler, köpekler; bazen ölüm ve bazen boşanma, ama hep sürdürerek, halletmeye çalışarak; bir sandviç bü­fesinde tek başına gazete okurken onun şimdi zeka seviyesi 95 olan bir dişçiyle evli olduğunu düşünüp efkarlanmak; hipodromlar, park gezintileri, piknikler; kodesler bile; onun sıkıcı arkadaşları; senin içkin, onun dansı, senin onu boynuzlaman, onun seni boynuzlama­sı; onun hapları, senin aldatmaların, onun aldatmaları; birlikte uyu­mak...
Barry," dedi Sara, "ziyaretçi kabul etmiyorum." Barry kapıyı çarpıp gitti. İlerde karşılaşacağımız sorunları göre­biliyordum. Bir münzevi olarak insan trafiğinden nefret ederim. Kıskançlıkla filan ilgisi yoktu, insanları sevmiyordum, kendi şiir dinletilerimi saymazsak kalabalığa tahammülüm yoktu. İnsanlar yoruyorlardı beni, ruhumun iliğini kurutuyorlardı. "İnsanlık, baştan kokuşmuştun zaten." Budur benim düsturum.
Reklam
Solumdaki sokakta trafık yoğundu, arabalarında sabırla bekleyen insanları seyrettim. Hemen hepsinde önlerine ba­kan ve hiç konuşmayan bir erkekle bir kadın vardı. Herkes bir şe­kilde beklemek zorundaydı. Bekle, bekle -hastaneyi, doktoru, tesi­satçıyı, akıl hastanesini, kodesi, ölüm babayı. Önce kırmızı yandı, sonra yeşil. Dünyanın vatandaşları yemek yiyor, televizyon seyre­diyor, beklerken işlerinden ya da ahlak eksikliğinden kaygı duyu­yorlardı.
Saat onda kahvaltı etmek için yukarı çıktım. Pete ve Selma'yı buldum. Selma harika görünüyordu. İnsan nasıl bir Selma edinirdi? Bu dünyanın köpekleri asla bir Selma edinemezler. Köpeklere kö­pekler düşüyordu. Selma kahvaltıyı hazırladı. Harikuladeydi ve bir erkeğe aitti, bir üniversite profesörüne. Haksızlıktı, bir şekilde. Eği­timli kaypak balonlar. Eğitim yeni Tanrı'ydı, eğitimli erkekler de yeni toprak ağaları.
"Biraz şefkati hak ettin sanırım," dedi. "Seninle ilgili bir düş gör­düm. Göğsünü bir dolabı açar gibi açmışım ve bir sürü yumuşak şey varmış orda -oyuncak ayılar, minik hayvanlar; yumuşak, insanın içinde sarılma arzusu uyandıran şeyler. Sonra öbür adamla ilgili bir düş gördüm. Yanıma gelip bana kağıt parçaları uzattı. Bir yazar. Kağıt parçalarına alıp baktım. Kanserliydi kağıt parçaları. Yazı kan­serliydi. Ben düşlerime güvenirim. Sen şefkati hak ettin."
“Ben severim insanları!" "Ben sevmem." "Biliyorum sevmediğini. Ama ben severim. İnsanlar seni gör­mek için geliyorlar. Seni görmek için gelmeselerdi severdin onları belki." "Hayır, ne kadar az görürsem o kadar çok severim onları."
Benim için dehşet verici olan da bu, her şeyi anlıyorum.
Reklam
“Gözlerine bakarken, güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma, bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde kayboluyorum…”
2.737 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.