Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kadir perk

Kadir perk
@Kadirperk7
Mektuplarımın mezarlığına hoş geldin.
chef...
ölesiye dek fuck the system.
Alanya
16 okur puanı
Ağustos 2021 tarihinde katıldı
Mektup'43
içimde bir yerlerde bi savaşın dindiğini hissediyorum. her zamankinden daha sessiz ve düşünceliydim. ta ki bu geceye kadar. yaşadıklarımız bize çok acımasızca kabullendiriyor görmek istemediklerimizi. görmediğim ne varsa içimi yakan bu gece her birini teker teker daha da harladım. bu alevler beni ısıtacak. ama artık yakmayacak. yakamayacak. her olasılık bir seçimin sonucudur en başında. ben önümde duran tüm olasılıkları teke düşürerek en doğru kararı verdim. kalbim sadece orası için çarpacak -en azından ben olasılıkları düzenleyene kadar- ve aklım onun haricindeki yaşanılmışlıkları tek kalemde silecek. ta ki ben hatırlamak isteyene kadar. zaman çok acımasız. geç kalmanın, seçim yapmamanın pişmanlığı insanın omuzlarında kaldıramayacağı o yük olarak kalıyor. o yüke zamanla bir isim konuyor: geçmiş. oraya müdahale edemesem de kabullenişim çok şeyi değiştirdi. bundan sonra durdurulmayacağım. bunca zaman içimde yanan ateşi ben gördüm, ben duydum çıtırtısını, ben hissettim yakıcılığını. artık yanmayacağım. ateşin kendisi olacağım.
Reklam
216 syf.
·
Puan vermedi
·
91 günde okudu
Kendine İyi Davran Güzel İnsan
Kendine İyi Davran Güzel İnsanBeyhan Budak
8.7/10 · 10,1bin okunma
Mektup'42
Her yıl olduğu gibi her kandilde ve oruçta olduğu gibi tekrar tekrar değişmeyen dini ticaret olarak kullanan bir yönetim ve bunu her kötülüğü yapıp ''ELHAMDULİLLAH'' müslümanız diyen toplum,akşam kuş sütünün bile eksik olmadığı, altın varaklı mobilyalarla bezeli sarayın ihtişamlı iftar sofralarında, "Medine hurmasıyla" oruç açarken, nasıl da iyi birer müslüman olduklarını, nasıl da huşu içinde oruç tuttuklarını, nasıl da hamd-ü senâlar ve dualar eşliğinde ellerini açtıklarını falan, gözümüze sokula sokula izleyeceğiz..! ve bu manzara karşısında gözlerimiz yaşaracak ve "Ah ah! ne mutlu bize ki, şöyle müslüman, böyle dindar ve nasıl da mütevâzı bir "şahanemiz,toplumumuz ve yönetenlerimiz" var ''deyip bütün sıkıntılarımızı işlediğimiz günahları unutup, her şey yolundaymış gibi hak ve haksızlığı unutup hiçbir şey olmamış gibi ve hala dini ticaret gibi kullanıp hâlimize şükredeceğiz...! Ha bide çok müslümanız gibi kandil ve ramazan aylarında ölen çocuklar ve filistin için fotoğraflar, yazılar, hutbeler ve dua edip Müslümanlık vicdanımızı rahatlatacaz.!!!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mektup'41
akşam vakti sokak lambası olan bir yerde yürümek her zaman içimde garip bir his doğuruyor. şey gibi. bir durumla karşılaşacaksın biliyorsun bunu ve yaklaşıyor, kaçış yok. yaklaştıkça gölgen geriye doğru büyüyor ama seni terk edemiyor. dibindeyken, yani o anda, gölgen seninle bütünleşiyor geçince de gölge ileriye doğru büyüyor. devleşiyor bir şey. hayattaki korkularımız gibi aslında. aşınca onu, büyüyoruz. tabi ki bir sonraki sokak lambasına kadar. döngü böyle devam ediyor. çok garip bir metafor oldu ama bir o kadar da gerçekçi. şimdi biri de dönüp şey demesin "ya sokak lambası bitiyorsa?" demek ki bir yere ulaşacaksın. malum her evin lambası birilerine açıktır. sadece sana ait olanı bulman gerekir.
Mektup'40
dimdik durdum öyle dik ki, kendimden bile korktum. yaram yara olduğunu unuttu. ezberi bozdum. oyunun zincirini kırdım ben bu kez. kendime inandım. yüzüme bir tebessüm kondurdum. yeni insanlar yani acılar tattım. hepsi birbirinden farklı şeyler kattı. kimsenin yokluğuyla eksilmedim keza artmadım da. olduğum gibi durdum öyle. daraldıkça şu yeşil çamlara baktım, derin bir nefes koyverdim. kendime kucak açtım. tartıştığım konuları yorganın altına sakladım. ben neler gördüm geçirdim bak hala burdayım. demek ki neymiş daha görmem gereken şeyler varmış. omzumdaki izleri gizlemeyi öğrendim merak etme. evsizliğim başıma hiç dert değil. gittiğim her yeri elbet ki gül bahçesi yaparım biliyorum. en güzel kokuları seçip, en güzel yerleri bulurum. içime kocaman bir huzur koyup, bana ev olmayan hiç kimseyle bozuşmayıp güzel günler görürüm. devirmeyecek yaşadıklarım. bir bacadan çıkan dumana bakıp hüzünlenmeyeceğim elbette.
Reklam
Mektup-39
itüelimi bozmamalıyım. eskiden uzun uzun yazacak vaktim vardı. artık sadece yaşıyorum. eskiden yaşamadığımı kabullenmek biraz zamanımı aldı. hatta suan bir şeyler yazarken karşımda hiç susmadığı için kelimelerimi toparlayamıyorum. bir şeyler oldu, iyi ki oldu. kendimi buldum. evimi buldum.
Mektup-38
konuşmayı bırakabilirsem, yazabilirim. hayattan soyutlanabildiğim zamanlardan geriye sadece sessizce etrafı izlemek kaldı. umarsızca bir köşede oturup fark edilmemenin acısını ve zevkini aynı anda yaşıyordum. hem biri gelsin sarılsın, hem de kimse beni görmesin istiyordum. bir şarkıyla yürüyerek şehirler değiştirebiliyordum. gerçekten kimsenin bilmediğine emin olduğum köşelerde sigara içerdim. öyle yollarım, öyle köşelerim vardı. sivriydim, törpülendim. zamanla mı oldu yoksa yavaş yavaş mı oldu bu, hatırlamıyorum fakat keskin bir fark ediş oldu. fark ettiğimde artık yapabileceğim hiçbir şey yoktu, varsaydı da benim bunu değiştirecek gücüm kalmamıştı. en azından o zamanlar öyle düşünüyordum artık düşünmekte zorlanıyorum. ufkumu açacak şeylerden yoksun, ne kadar itiraf ederken zorlansam da uyuşmaya müsait bir yaşam seçen bendim. bu yüzden birilerine kızma hakkım elimden alınmış gibi hissediyorum. hislerime inanırım, ophelia’da böyle delirmişti. hayır devamı benim sandığım gibi bile değil. yapabileceğime inanmıyorum, yapıyorum ve yaptım. bu cümleyi yazdıktan sonra kalktım ve halletmem gereken diğer işleri de hallettim. ama bu inançtan değil muhtemelen dikkat dağınıklığından. olsun, pozitife etmekten zarar gelmez. yaşamın ne olduğunun bilincinde olduğum için aklımın dokunulmamış yerlerini dökmeye çalışıyorum, bu kez toplamayalım diye. 
Mektup-37
çok yakındayım. o kediyi sevdiğim ve hayatımın değiştiği yere. tek başıma çıksam yol alamam dediğim o yerdeyim. ilk kez kendimden daha fazlayım. uzunca anlatmak istiyorum fakat duygularlarım ve davranışlarıma yetişemiyorum. bu cümleyi bile yazarken o kadar çok şey geçti ki zihinimden. anlatamıyorum. konuşabiliyorum. kendi kendime. sevdiklerime. uykumda sayıkladıklarıma. ama artık evde gizlediğim günlük dışında dürüst olamıyorum. çok yakındayım. günlüklerden uzak. kediyi sevmeden hayatımın değiştiği yere.
Mektup'36
 Her şey gerçekten bu kadar zor mudur? Bir yanda olması gereken bir şey varken yapmak istediğiniz şeyin o olmadığını düşünün. Eğer mantığınızla hareket eden birisiyseniz muhtemelen olması gereken şeyi yapacaksınızdır veya duygularıyla hareket eden biriyseniz muhtemelen olmasını istediğiniz şeyi yapıp yanlış yola gireceksiniz ama kime göre yanlış? Ve bence bu yol ayrımı tam da bu noktada oluşuyor. Son zamanlarda bir şey öğrendim. Herkesin kendine göre doğruları ve yanlışları vardır, olmalıdır. Ve bu doğru yanlışları insan zaman içinde kendisi belirler. Eğer böyle bir yol ayrımında kaldıysanız muhtemelen olması gereken şey sizin doğrunuz değildir. Kesinlik katmıyorum ama yüksek ihtimalle değildir. Sadece içinde bulunduğunuz durumlardan dolayı doğru olarak, mantıklı olarak tanımladığınız şeydir. Çünkü eğer öyle olmasaydı muhtemelen olmasını istediğiniz ikinci bir seçecek bir başka deyişle sizin doğrunuz farklı olmazdı.
Mektup-35
zaman ve mekandan bağımsız, seneler önce düşlediğimden daha keskin fakat daha geniş bir masada oturuyorum. düzen içerisinde yaşarsam her şey düzeleceğine olan inancım dağınıkla düzeldi. eskiden yetişmemem gereken yerlere vaktinden önce giderken, şimdi kendim için beş dakika daha veriyorum. artık aynaya baktığımda aynanın arkasındakiyle ilgilenmiyorum. yorgun, durgun ve biraz yaşlanmış olmak bana tahmin edemeyeceğim bir huzur veriyor. olduğum yerde, aynı çemberde dönüp dolaşsaydım, o zaman gerçekten hep anlattığımız ama kıyısına bile yaklaşamadığımız deliye dönerdim. gerçi bir noktada delirmedim diyemem ama hâlâ gökyüzüne bakabiliyorum. On sekiz yaşındayken, yirmi üç yaşındayım aynı bankta oturuyorum demiştim. o bankın üzerinden kaç şehir, kaç insan geçti hatırlamıyorum. Yirmi üç yaşındayım, hatırladığım tek şey, iyi ki hatırlamadığım. bir süre ezbere yaşadığım hayatımın dur noktasındayım. durduğum için, durup bir sigara yaktığım ve hatta bir şeyler söyleyebildiğim, oturup hüzünlenebildim, ağız dolusu öfke kusabildiğim için mutluyum. hayatımda eskiden çok yer kaplayan simaların hiçbiri yok. ben değişmedim, onlar değişti diyordum. değişmişim. insanların üzerinde de son kullanma tarihi yazılıymış, ağzımdaki o kötü tattan iyi ki kurtulmuşum. hiç yapmam dediğim şeyleri iyi ki yapmış, o yüzüğü iyi ki parmağıma takmışım. trenin ters yönünde gitmeyi de, geri geri yürümeyi de alışkanlık haline getirmiş biri olarak koşmayı iyi ki öğrenmişim. tam burada duruyorum, tam karşında.
Reklam
Mektup'34
Eğer haklı olduğum kanısındaysam biten bir şeyin yasını tutmuyorum öfkem üzülmek halimin önüne geçiyor bu ne kadar doğru bilmiyorum. duygusuz değilim sadece beni bu hale getiriyorsunuz ve o kadar güzel yapıyorsunuz ki sonunda o duvarın ardına geçemiyorsunuz bende sizi içeri almıyorum bu kadar basit. bir de bundan yakınıyorsunuz bence şükretmelisiniz.
Mektup'33
"Sıradan insan hayatının mutluluğunu 'kendi dışında' ki şeylere, mala mülke, şana şöhrete, kadın, çocuklara ve benzerine bağlar, dolayısıyla bunları kaybettiği zaman yahut hayal kırıklığına uğratıcı bulduğu zaman, mutluluğunun temeli çöker. Bir başka deyişle onun çekim merkezi 'kendi dışında' dır; her heves ve arzuya bağlı olarak bu mütemadiyen yerini değiştirir. Eğer bayağı bir insansa, bir gün bu onun sayfiyedeki evi olacak, bir başka gün yeni satın aldığı atlar olacak ya da dostlara ziyafet vermek yahut seyahat etmek olacaktır. sözün özü lüksle, şatafatla dolu bir hayat.. Bunun sebebi zevkini 'kendi dışında' ki şeylerde arıyor olmasıdır. Kuvveti sıhhati gitmiş birisi gibi kaybettiklerini macunlarla ve ilaçlarla yeniden ele geçirmeye çalışır, oysa yapması gereken kaybettiklerinin hakiki kaynağını, kendi hayat gücünü geliştirmektir."
Mektup-32
“ben bundan sonra nasıl toparlanacağım" diye çöktüğüm köşede titreye titreye saatlerce ağlıyorum. sen o vicdanın ile hâlâ nasıl yaşıyorsun?
687 syf.
·
Puan vermedi
·
194 günde okudu
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski
9.1/10 · 159,4bin okunma
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.