Hani nasıl biliyor musun, yetişmek için canını dişine taktığın koşturduğun yere varmışsın da orda seni beklemiyorlarmış, orda sana yer yokmuş hissi. Hani bir kış çiçek açmasını beklemişsin de tam çiçek açacakken dolu vurmuş hissi. Asıl insanı acıtan olmamış olması değil de olacakmış gibi olmasıymış sanki ..
youtu.be/xtdbLBinmuo
Yeryüzünde canlı yaşamının sonunu getirecek kıyamet, amansız depremlerle ya da güneşin batıdan doğmasıyla gerçekleşmeyecek. o günü kibir, sefahat, şımarıklık, haz düşkünlüğü, kontrolsüz tüketim ve pervasızlık getirecek. Kaynaklar kısıtlı ve Dünya kırılgan. Ve kibir bildiğiniz gibi PLASTİK'dir
Önce yürü bu vefasız ülkeden
Sonra uzan bir tenhaya, sessiz ol
Gelip geçsin üzerinden turnalar
Düşün, sesler neden bulur sesleri
Kelam kimin damarlarında kandır
Harflerini senden alan merhaba
Hangi demin âteşidir içimde
Söyle bana hindiba
Sen nasıl bu kadar gönül hanesi
Sen nasıl bu kadar yâr divanesi
Sen nasıl bu kadar çerağı ömür
Sen nasıl bu kadar inci tanesi
Ve Turgut Uyar'ın mükemmel şekilde ifade etmesi ;
'' Gizlenen, gösterilmeyen, hissettirilmeyen sevginin zerre değeri yok gözümde. Bu duvar da beni çok seviyor olabilir, bilemem....''