Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Khatira Kamranli

Khatira Kamranli
@KhatiraKamranli
31 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Kaldı ki resmî kimliği olmayan ben, neden bir savcının rolünü üstleneyim ki: Ben savunmayı tercih ediyorum. İnsanları yargılamaktan değil, anlamaya çalışmaktan zevk alıyorum.”
Reklam
Şişman ve iriyarı adam birdenbire bitkin ve öfkeli bir yüzle gıcırdayan basamaklardan indi. Elinde bir mektup vardı. Zar zor anlaşılır sesiyle personel şefine, “Herkesi geri çağırın!” dedi. “Herkesi geri çağırın, aramaya gerek yok. Karım beni terk etmiş.”
İki âşık yatıştığı zaman, birbirlerinin varlığına alıştıkları zaman, çok ortalama, çok sıradan görünürler. Önceki görüntülerinin tam tersi. O zaman melektiler; şimdi yalnızca şeytanın müritleri gibi görünüyorlar. Düşersin, sıradan düzeyine inersin.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Cehennemin en karanlık yerleri, buhran zamanlarında tarafsız kalanlara ayrılmıştır. Langdon bu sözlerin ne anlama geldiğini şimdi çok net anlıyordu: Tehlikeli zamanlarda, harekete geçmemekten daha büyük bir günah yoktur.
Sienna, Amerikalı profesöre bakarken, alışkın olmadığı bir hisse kapıldığını fark etti. Aniden parmaklarının ucuna yükseldi ve onu dudaklarından öptü. Daha sonra, ıslak gözlerle kendini geri çekti. "Seni özleyeceğim," diye fısıldadı. Langdon şefkatle gülümseyip kollarını ona doladı. "Ben de seni özleyeceğim."
Reklam
"Sienna, kaçmak istediğini biliyorum; ama sana izin vermeyeceğim. Er ya da geç, birisine güvenmeye başlaman gerek." "Yapamam..." Ağlıyordu. "Bunun nasıl yapıldığını bildiğimi sanmıyorum." Langdon ona daha sıkı sarıldı. "Yavaş yavaş başlarsın. O ilk küçük adımı at. Bana güven."
İnsan türü, bazı Pasifik adalarında ortaya çıkan ve kendi ekosistemini tüketip, sonunda kendi de tükeninceye kadar denetim dışı çoğalan tavşanlar gibiydi. Bertrand Zobrist bizi kurtarmak gayesiyle... türümüzü yeniden tasarladı ve bizleri daha az verimli bir nüfus haline getirdi.
Gözlerinde biriken yeni yaşları elleriyle sildi. Vebanın ölümcüllüğüyle kıyaslandığında, bu yaklaşımm daha merhametli olduğunu itiraf etmek zorundayım. Hastaneler hasta ve ölmek üzere olan insanlarla dolup taşmayacak; sokaklarda çürüyen cesetler olmayacak; sevdiklerinin arkasından ağlayan hayatta kalmış kişiler olmayacak, insanlar sadece eskisi kadar çok çocuk yapmayacaklar. Nüfus eğrisi tersine dönünceye ve toplam sayımız azalmaya başlayıncaya kadar doğum oranının sabit artışında bir düşüş olacak." Durdu. "Bunun sonucu salgın hastalıktan çok daha etkili; sayımızı azaltarak nüfus artışı grafiğinde geçici bir alçalmaya sebep oluyor.
Sonunda konuşabilen Langdon, "Biraz bekle," diyerek sözünü kesti. "Eğer bu virüs dünyadaki herkesi kısırlaştırıyorsa, yeni nesil olmayacak ve insan türü de şu andan itibaren yok olmaya başlayacak demektir."
"Peki bize ne yapıyor?" diyerek sorusunu yineledi. Sienna bir süre sessiz kaldı. "Virüsün insan v ü c u d u n u . . . kısırlaştırma özelliği var." Huzursuzca yerinde kıpırdandı. "Bertrand kısırlık salgını hazırlamıştı."
Reklam
Virüsü başkalarına geçiren bu habersiz suç ortakları, gezegene orman yangını gibi yayılacak olan hastalığı bulaştırmaya başladılar. Artık virüs, dünya nüfusuna yayılmaya başlamıştır. Sana, bana... ve herkese."
"Tıptaki sıralandırma can sıkıcı bir işlemdir. Eğer çocuğu kangren olmaktan kurtaran bir doktor değilse... üç yaşındaki çocuğun bacağını kesen kişi korkunç bir canavardır. Bazen tek seçenek kötünün iyisidir." Gözleri yeniden yaşlarla dolmaya başlamıştı.
Sienna, "Çocukluğum boyunca dünyayı kurtarmak istedim," dedi. "Ve bana tek söylenen, 'Dünyayı sen kurtaramazsın, o yüzden bunu yapmaya çalışarak kendi mutluluğunu engelleme,' oldu." Gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak sustu. "Sonra Bertrand'la tanıştım. Bana dünyayı kurtarmanın mümkün olduğunu anlatmakla kalmayıp, bunu yapmanın ahlâki bir zorunluluk olduğunu söyleyen yakışıklı, zeki bir adamdı. Beni, onun gibi düşünen aydınlarla, hayret verici yetenekleri ve zekâsı olan insanlarla... geleceği değiştirebilecek kişilerle tanıştırdı. Hayatımda ilk defa kendimi yalnız hissetmiyordum Robert."
Ebola virüsü, kanın pıhtılaşma özelliğini bozarak durdurulmaz bir kanamaya neden oluyordu. Hanta virüsü ciğerlerin iflas etmesine neden oluyordu. Onkovirüsleri kansere neden oluyorlardı. Ve HIV virüsü bağışıklık sistemine saldırarak AIDS hastalığına neden oluyordu. HIV virüsü havadan bulaşıyor olsa soyumuzun tükeneceği tıp dünyasında bir sır değildi. Peki, Zobrist'in virüsü ne yapıyor?
Langdon, "Bu salgın yayılmaya başlayalı bir hafta olduysa, insanlar neden ölmüyor?" diye tekrar etti. Sienna yavaşça ona döndü. "Çünkü..." diye başladı; ama kelimeler boğazına takıldı. "Bertrand bir salgın hastalık üretmemişti." Gözleri yeniden yaşlarla doldu. "Çok daha tehlikeli bir şey üretmişti.
105 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.