Peki ya peritonit? Ha! Ya köyün çocukları boğmacaya yakalanırsa? Trakeotomi gerektiğinde ne olacak? ..Peki ya..ya..Ya doğum? Doğum işini hepten unutmuşum. Ya ters doğum olursa? Ne yapacağım o zaman? Ne yapacağım? Ha?
“..Avazım çıktığı kadar haykırmak istiyordum; belleğime üşüşen o korkunç görüntüler ve seslere gözyaşları ve dualarla gem vurmaya çabalıyordum; ama yine de, onca yakarışıma karşın alçaklığımın çirkin yüzü gözlerini ruhuma dikmişti..”
“İnsanın ödün vermeden savunması gereken bir gerçek var:kendi anlamı.İnsan kendi anlamını da ancak ‘manevi içeriğini’ zenginleştirdikçe kavrayabiliyor...”
Okurken sizi çocukluk anılarınıza, mahallenize,okulunuza kadar götüren;yer yer hüzünlendirip yer yer gülümseten on iki kısa otobiyografik hikayeden oluşan ve kısa sürede bitmesini istemediğim ama birkaç saatte biten kitap..