Kırgınlıklarımıza aldırmadan başkalarının kırıklarını onarmaya çalışacak kadar güçlüyüz fakat güçlü olmak zorunda değiliz. Kaçacak kadar korkağız fakat korkularımızla yüzleşecek kadar cesur...
Aytenli
Bugün bir arkadaşımla İsrail ürünlerini konuşuyoruz. Yanımdaki diğer arkadaşım: "İsrail ürünü olsa da alırım Valla" dedi pişkin pişkin. O an yalnızca ona acıdım. Merhametten yoksun, mensup olduğu dinin önem ve güzelliğini, bu dinin kardeşliğini kavrayamamış biri ile tartışma gereksinimi bile duymadım. Sarf edeceğim kelimelere yazık etmedim. Yalnızca orada ölen, acı çeken çocukları, insanları hatırlattım. Hatırlayacak kadar dini ve merhameti varsa tabii...
Nazilerin kurşuna dizdiği filozof V. Feldmann, onu kurşuna dizen Alman askerlerine "Budalalar, ben sizin için ölüyorum" diye haykırabiliyordu. Feldmann haklıydı: Bugün Filistin’de de aynı şey yaşanıyor: Filistin tek başına “toprak kavgası” olarak ele alınamaz.
Gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silâhınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vuruyorken de güzelsin!