Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kitap Turnusolu

40 syf.
7/10 puan verdi
Oğlanlar ve Kızlar
Oğlanlar ve KızlarBrigitte Labbé
8.5/10 · 146 okunma
Reklam
El fenerinden sonra hiçbir şey koyun postu şeyhin ününe ün katmaz. Günlerden bir gün köylüleri camiye toplar. Cami hınca hınç doludur. Şeyh Abdulhakim mindere kurulmuş. Önünde bir koyun postu serili. Şeyhin elinde ince uzun bir çubuk var. Faki'ler kaside okumaya başlar. Köylüler aşka gelir, zikr eder. Şeyh elindeki çubukla hızla posta vurur. Post yürümeye başlar. Yürüyen postu gören köylüler galayana gelir. Bağırışıp çağırışıp, feryat figan... Bazı müritler elbiselerini yırtar, göğüslerini yumruklamaya başlar. Ваzıları ise kendilerinden geçer, ağızlarından köpükler saçılır. Bir tek kendilerinden geçmeyen şeyhin yardımcıları ve şeyhin kendisidir... Şeyh işaret verir yardımcılarına, yardımcıları postu toplar. Postun altından dört farenin cıst sesleri yükselir, kimse bu sesleri duymaz...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şeyh evinde de iyi bir tezgah kurmuştu. Oturma salonunda yaklaşık on minder seriliydi. Her biri farklı bir renkteydi ve her rengin ayrı anlamı vardı. Örneğin yabancı bir mürit veya herhangi bir köylü şeyhi ziyarete geldiğinde, diyelim gelirken bir koyun getirmiştir, şeyhin yardımcıları onu yeşil mindere oturtur. Şeyh misafire bakar ve konuşur: - Oğlum, getirdiğin koyunu geri götür, kavurma yap çocuklarına yedir, daha büyük sevaba girersin. Bu sözler, bu keramet üzerine misafir eline, ayağına sarılır, ağlar, zırlar. O misafir artık bir mürittir. Hem de fanatik bir mürit...
Şeyhin kerametlerinin sonu gelmez. Hizna Şeyhi'nin yardımıyla Şeyh Abdulhakim, bir kaç seçme, iyi hırsız peydahlar. O günden itibaren köylülerin koyunları, davarları azalır, kaybolurlar. Şeyh derhal iştiareye yatar, suua bakar, kitap, hadis karıştırır ve çığlık atar. Bir süre sonra da kayıp hayvanların yerini söyler. Köylüler şeyhin gösterdiği yere gidip kayıp hayvanlarını gözleriyle görünce, korkudan dillerini yutar, hayvanları şeyhlerine bağışlar.
Reklam
Bavê Seyro'nun sesi eşliğinde çay içmek anlatılmaz güzel bir duyguydu. Kızların çoğu, Perihan köylerine gelin gelmeyinceye kadar çay nedir bilmiyorlardı. Sadece arada bir gittikleri Hacı Zorav'ın evinde görmüşlerdi onu ve çayı sadece ağaların, beylerin veya Türkçe konuşanların içtiği bir şey sanıyorlardı.
%11 (11/100)
Dono'nun Köyü
Dono'nun KöyüMahmut Baksi
8/10 · 28 okunma
93 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.