Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kitapsever

237 syf.
·
Puan vermedi
Mehmet Şevket'in 3'üncü romanıdır. Bana pek hitap etmedi. Memduh Şevket’in 1925’te Meslek gazetesinde tefrika edilmeye başlanan Miras romanı, Silahtar Ali Paşa ve ailesini ele alan bir yozlaşma, çürüme ve dağılmanın hikâyesidir. Romanda II. Meşrutiyet dönemi öncesinin siyasi gerilimleriyle aile bireyleri arasındaki çatışmalar, menfaat arayışları ve ahlaki yozlaşma iç içe verilmiş, böylelikle toplumsal ve bireysel dönüşümlerin girift yansımaları üzerine düşünme imkânı ortaya çıkmıştır. Değişen yaşam biçimleriyle ortaya çıkan karşıtlıkları gözlem gücüyle birleştiren Esendal, Miras’ta kurduğu atmosferle edebiyatımızın en temel izleklerinden olan mekânın ve ailenin dağılışını bir kez daha gözler önüne seriyor. Miras, bizde henüz hiçbir numunesi görülmemiş bir romandır. İçinde memleketin gözlerden ve hafızalardan büsbütün silinmekte olan eski hayatı çok kuvvetli ve bilhassa canlı tablolar hâlinde tespit edilmiştir. Bilâ-tereddüt iddia edebiliriz ki son yarım asırlık nesil içinde Türk edebiyatının İstanbul hayatının ince hususiyetlerini tarihe edebî vesikalarla tespit edebilecek bundan kuvvetli bir roman yazılmamıştır.
Miras
MirasMemduh Şevket Esendal · Kapra Yayıncılık · 2022133 okunma
Reklam
237 syf.
·
Puan vermedi
Miras
MirasMemduh Şevket Esendal
7/10 · 133 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
120 syf.
·
Puan vermedi
Oldukça akıcı, anlaşılır ve merak edici bir eserdi tavsiye ederim. Doğuştan saf olan Satırzade Şöhret Bey alafrangalığa özenir. Madam Potiş isminde ahlak bakımından düşkün bir kadına rastlar. Onunla birkaç gün daha yaşayabilmek için annesinin küpelerini çalıp satar ve metresiyle bir lokantada yemek yemeye giderken yanlarına modaya uygun olmak için bir de köpek alırlar. Köpek, başlarına türlü bela getirir. Sokakta öteki sokak köpekleri bunlara hücum eder, iki sarhoş Ermeni külhanbeyi kendi şiveleriyle bunun hakkında iddiaya girişip kavgaya başlarlar. Gittikleri lokantayı köpek altüst eder. Şöhret Bey cebindeki bütün para ile bu ziyanı ödemek mecburiyetinde kalır. Madam Potiş’i de eski tanıdığı bir serseri götürür. Geceleyin Madam Potiş’in kiracı olduğu eve gidip onu arayan Şöhret’in başına bir çuval kömür tozu dökerler. Bu halde dolaşır ken arkadaşı Maşuk Bey’e rastlayarak onun evindeki eğlenceye gider. Orada da şıklık ve alafrangalık merakını gülünç bir şekilde dışarı vuracak hareketlerde, münakaşalarda bulunur; Fransızca uydurma manzumeler okur, kan zayıflığının sülükle tedavisi hakkında uydurma nazariyelerden dem vurur. Anlattığı saçmalıklardan sonra kapı dışarı edilirken arkadaşlarının bazı kıymetli eşyalarıyla paralarını da alır. Bir iki gün sonra da Tepebaşı bahçesinde gene gülünç bazı sahnelerden sonra polisin eline düşer.
Şık
ŞıkHüseyin Rahmi Gürpınar · Karbon Yayınları · 20193,005 okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
Döneme ait Osmanlı'yla ilgili birçok noktadan bahsediliyor. Özellikle yeniçeri, bahşişler, maaşlar... Kısa ve sürükleyici bir eser doğrusu beğendim. Hikâye, üç akşamcı arkadaşın gidecekleri helva sohbeti öncesinde bir Yahudi meyhanesine akşamlamak için oturmasıyla başlıyor. Ardından, içlerinden birisi meze almak için bakkala gidiyor. Uzun bir süre geçmesine rağmen gelmeyince, bir diğeri de meraklanarak ona bakmak için masadan kalkıyor. Masada kalan Behram Ağa, giden her iki arkadaşının dönmemesi üzerine sözgelimi ekildiğini anlıyor. O dönemde arkadaşlar arasında yaygın olan “oyun etmek” isimli şakaya kurban gittiğini düşünüyor. Arkadaşlarına daha büyük bir şaka yaparak karşılık vermeyi kafasında tasarlayarak, meyhaneden ayrılıp helva sohbeti düzenleyen esnafın evine doğru yola koyuluyor. Yolda yorulan, rakının ve havanın kararmasının etkisiyle gideceği semti karıştıran Behram Ağa, dinlenmek için yaslandığı kapının açılmasıyla kendisini büyük olaylara tanıklık edeceği bir evin içerisinde buluyor. Behram Ağa’yı zorla misafir eden ev sahibi Dilber Leyla, belalısı Yeniçeri Zorlu Mustafa’nın gelmesiyle onu dolaba kapatıyor. Behram Ağa dolaptan nasıl çıkacağını kara kara düşünürken de, Leyla’nın kocası Paşalı Ahmet Ağa’nın da kapıya dayanmasıyla olaylar iyice karışıyor… Sonunda paşalı Ahmet Zorlu Mustafa'yı ve Dilber Leyla'yı öldürüyor. Behram ağa da yakalanınca her şeyi anlatıp, kendisinin yanlışlıkla bu eve düştüğünü ve ispatlamak istediğini anlatıp bu beladan kurtuluyor.
Dolaptan Temaşa
Dolaptan TemaşaAhmet Mithat Efendi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,544 okunma
Reklam
Kitapsever
2024 okuma hedefini ekledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
3/40 kitap - %8 tamamlandı
3 kitap okudu
40 kitap
429 sayfa
3 inceleme
0 alıntı
7 günde 1 kitap okumalı.
96 syf.
·
Puan vermedi
Haffaflar Çarşısı'nın ortasında bir meydan var. Bu meydan malul hayvanların düşkünler yurdudur. Kanadı, bacağı kırık leylekler, bunamış kargalar halkın sadakasıyla yaşarlar diye bahsettiği Gurabahane-i Laklakan, belediyenin aldığı sivil mimari örneği bir binada, yeniden gün yüzüne çıkarılacak. Ahmet Haşim içerikten çok üsluba önem verdiğini bu eserinden görmüş oldum. Sanki yazarın tek kaygısı üslupmuş gibi hissettim. Kitap içerisinde 30 deneme yer alan yaklaşık yüz yıl önce yazılmış bir eser. Okuması kolay olmayan bir kitap. Her ne kadar sayfa altlarında verilen açıklamalarla metin anlaşılır hale getirilmeye çalışılmışsa da ilerleyen sayfalarda tekrar aynı kelime ve cümle gruplarını görmek tekrardan neydi bunun anlamı dememize sebep oluyor. Denemelerin büyük çoğunluğu aynı düzeyde en sevdiğim şu diyebileceğim bir ölçekte denemeye rastlayamadım kitaba ismini veren deneme de dahil. Ama buna rağmen satır aralarında o dönemden bu döneme ışık tutabilecek ve felsefi anlamda insanı düşündürecek ve evet çok haklısın dedirtecek cümle birikimleri de mevcut. Kitabı okuduğunuz da edebiyattan mimariye, heykelden biyolojiye, sinemadan soytarılığa kadar birçok sanat dalından bir şeyler bulacaksınız. Ahmet Haşim bazen eleştirmiş bazen övmüş.
Gurebahane-i Laklakan
Gurebahane-i LaklakanAhmet Haşim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,389 okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
Ahmet Mithat efendi Fransızca bir hikayeden yararlanarak bu çeviriyi yapmıştır. Hangi eser olduğu bilinmiyor ve gerçekten çok güzel bir eserdi. 5 kahramandan oluşan kısa bir aşk hikâyesi. Sonunda verilen ana düşünce ise böyle insanların (büyücü,yalancı, sihirbazcı) ne iyi dediğine ne kötü dediğine inanılmalıdır. Pedro: Kitabın ana
Şeytankaya Tılsımı
Şeytankaya TılsımıAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,928 okunma
Türklerin Tarihi
Türklerin Tarihiİlber Ortaylı
8.2/10 · 7,4bin okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
İçeriği kitaba ismini veren bir aşkın tarihi, beşik, cadı bir mesut bir taleb-i izdivaç, komşunun kızı ve bir namus meselesi hikayelerinden oluşuyor. Mehmet Rauf olayların içindeymişsiniz gibi bir üslupla anlatıyor. Kısa hikayelerden en çok sevdiğim bir namus meselesi oldu.(namus konusunda en çok konuşan, namus mukaddestir, kendi çocuğum yapsa fena ederim diyip kendine başına geldiğinde hâlâ aynı şekilde dürüst gibi gözükmeye çalışan insanların olduğu bir konu. Aynı hayat gibi.) Bir Aşkın Tarihi, Macit isimli bir gencin Güzin adlı bir kıza duyduğu samimi aşkın pişmanlığa dönüşmesini hikâye eder. Verem olduğu için her yaz Büyük Ada’ya hava değişimine gelen Güzin ile Macit arasında kurulan dostluk bir süre sonra aşka dönüşür. Yaz sonunda Güzin Mısır’a gideceğini; ama onunla yazışacağını, gelecek yıl tekrar görüşeceklerini söyler. Son geceyi birlikte geçirirlerse de Macit bu durumdan faydalanmaz. Ancak ertesi gün rıhtımda Güzin, Macit’i görmezlikten gelir. Güzin’e temiz ve büyük bir aşkla bağlı olan Macit’i bir arkadaşı uyarır ve yaptığı bir araştırma sonunda Güzin’in Mısır’da evlendiğini ve düşündüğü gibi bir kadın olmadığını öğrenir.
Bir Aşkın Tarihi
Bir Aşkın TarihiMehmet Rauf · İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,063 okunma
Reklam
Kitapsever
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Çingene
ÇingeneAhmet Mithat Efendi
8.2/10 · 2.574 okunma
143 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.