Asra bedel bir gün... O güne sığan kocaman bir ömür... Dostluğu da kavgayı da sonuna kadar yaşayan iki yürek... Onlara eşlik eden iyi insanlar... Sarı-Özek bozkırında verilen hayat mücadelesi.
Kitabı okurken o çölün sıcaklığına, ayazın ve karın en soğuk haline şahit oluyorsunuz. Savaştan çıkmış bedenlerin verdiği hayat mücadelesini onlarla birlikte yaşıyorsunuz. Hayata tutunma çabalarını okudukça şikayet ettiğimiz şeylerin basitliği karşısında eziliyorsunuz.
Boranlı Yedigey'in, can dostu için çıktığı yolculuk aslında hayatının özetini çıkarmasına, yaşadıkları anıların tazelenmesine sebep oluyor.
Savaştan sağ dönmeyi başaran Yedigey, Boranlı da, Sarı-Özek çölünün ortasında eşiyle birlikte hayata tutunmaya çalışırlar. Onların en büyük destekçisi Boranlı istasyonunda yıllarını harcamış olan Kazangap'tır.Birlikte Sarı-Özek çölünün ağır şartlarına göğüs gererler. Bu ağır şartlar altında o çölde yolları bu sefer Abutalip'le kesişir ve artık olaylar bu üç ailenin etrafında şekillenmektedir. Sevinçleri, hüzünleri hep birliktedir. Ve biz bu birliği her olayda, her satırda en güçlü haliyle okuyup yaşıyoruz.
İşte bu kadar mükemmel anlatılan bir hayatta Cengiz Aytmatov gibi güçlü bir yazarın kaleminden çıkardı bence. Dili, anlatımı, olaylara bakış açısı, cümlelerinde kullandığı sade kelimelerle bize yaşattığı duygu yoğunluğu... İnsana daha ne olsun dedirtecek cinsten.
Keyifli okumalar...