Doğa aşığı, gezgin, kuş gözlemcisi (ornitolog), ağaç gözlemcisi (dendrolog), kitap sever ve evli biriyim. Okuduğum kitapları kendi blogumda kendimce yorumluyorum. Herkese keyifli okumalar diliyorum!
Kitabın sunuş kısmında üç (3) hikayenin bir arada anlatıldığı ifade ediliyor.
1- Larisalı Dimitrios'un ve Ürgüplü Aziz'in bu kentleri kardeş yapma mücadelesi,
2- Ürgüpte eşekli kütüphaneci olarak bilinen Mustafa Güzelgöz'ün hikayesi,
3- Ürgüplü Refik Başaran'ın kısa yaşamı,
Birbiri ile iç içe geçmiş bu üç (3) öyküyü okuyoruz
Bir kadın (Julia) boşandığı eşinden uzaklaşmak ve yeni bir hayata başlamak için bir ev satın alır. Ancak evin 90 küsür yaşındaki eski sahibinin bahçede ölü bulunması Julia'yı huzursuz etmiştir. Bunun üstüne bahçede düzenleme yaparken 100 yıl öncesine ait bir ceset çıkması eskiye ait defterlerin açılmasına neden olacaktı.
Kitapta, 1830'lara dönüp olayları orada takip ederken bir yandan da günümüzde ortaya çıkan mektupların izinden gidiyoruz.
Bir mektup ile başlayan kitap yine bir mektup ile bitiyor. Mektuplar ile geçmişte olan olaylar ortaya çıkıyor ve 1830 yılında bir hastanede doğum yapmakta olan kadının kardeşinin mücadelesine şahit oluyoruz. Ayrıca, Tıp çalışmaları için taze ceset toplayan bir adam ve ona yardım eden genç doktor adayı bizleri maceraya doğru sürüklüyor.
Tess Gerritsen'in tıbbi geçmişinden faydalandığı bilgileri bol bol bulacağınız bu gerilim dolu macera kitabını okuyabilirsiniz.
Böyle güzeli (güzel kadın) bile parçalanıp, bir sakatat kovasına atılabiliyor. Tüm bu şeyin içinde ruh neredeydi? O vücutta bir zamanlar yaşamış olan kadın neredeydi?