Sana kim rahatlamayı vaat etti? Bu yüzden mi uykuların kaçıyor? Nedir yani? Sana kim deliksiz uyku vaat etti
Hayır, problem huzursuzluk değil. Asıl problem yanlış bir konuda huzursuzluk duyman
İnsanın tek gerçek özgürlüğü yalnızlığıdır. Ve yalnızlığı
küçük düşürense bağımlılıklardır. Aşklar, alkol, nikotin,
ahlaki değerler, uyuşturucular... Hepsi de birer pranga
olabilir her an, insanın ayağına. Zevk veren prangalar.
Ortak özellikleri, varlıklarının verdikleri zevkin uzun bir
süre sonra hissedilememesi, yokluklarının ise derhal
kalpte bir ağrı yaratmasıdır. Bağımlı insan atlı karıncaya
binmiş gibidir. Ne bir varış noktası, ne de bir ilerleme
vardır hayatında. Herkes ilk başladığı yerde, midesi
kaldırana kadar döner durur... İnsanın kendisiyle
mücadelesi, bağımlılıklarını yok etmesiyle başlar. Yıllarca
uğraştım hepsinden vazgeçmek için. Yıllarca teker teker
vücudumu ve beynimi kaplayan bu kabukları soydum.
Ama her erken koparılmış kabuk gibi kaldı zihnimde.
İnsanı hayvan yapan bağımlılıklardan tamamen
kurtulmanın tek yolunun ölmek olduğunu çok geç de olsa
anladım. Kayra'yla aramızdaki fark bu. O diretti hepsini
buharlaştırabileceği konusunda...
Çünkü her kim sıkıntısını örtüyorsa insan onun kölesi olur. Kölenin canı sıkılmaz.
Çünkü vaktinin bile kendisine ait olmadığını düşünür. Eğer canin hiç sıkılmiyorsa, bil ki bir sahibin vardır.
Güzellik ancak onu durup temaşa edecek zamanınız varsa size bir şey söyler. Günümüzde görmenin yerini bakmak, hatta bakmanın yerini göz atmak alıyor. Şeyler, ancak iki göz atış arasındaki süre boyunca ilgimizi çekebiliyor.
Ormanın en çirkin hayvanıyla en güzel hayvanının çiftleşmesini sağlayan şey, paradan başka ne olabilirdi? Zenginlik, birçok şeyin yanında, nesilleri güzelleştirmeye de yarıyordu.
İnsanın kullandığı ilk alet, başka bir insandır. Dolayısıyla o ilk alete bir bedel biçilip diğerlerine pazarlanması için çok da beklenmiş olabileceğini sanmıyorum.
"Sorarlarsa, 'Ne iş yaptın bu dünyada?' diye, rahatça verebilirim yanıtını: Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyar insanın arasında doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından.."
Ölümü kovalarken bulamadığım bir huzurun ters yönde bir noktada beklediğini biliyordum. Böyle olması şart, diye düşündüm. Çünkü iki gerçek ve bir insan var. Ölüm, hayat ve insan. Mahşerin üç boku.
ki! Sıradanlığını yaldızlı yalanlarla gizlemeye çalışması, iki boyutlu basit ruhunu üç boyutlu bir labirent gibi göstererek pazarlaması o kadar üzüyor ki beni...