Şu sayfaların gözleri olmamalı mesela.
Yazamadıkça bakıyor gözlerime.
Sıkışmış halde göz bebeklerim.
Kukla gibi birinin hareket ettirmesini bekliyorum.
Sabit kalmak değil korktuğum.
Baktığım yerde var olan senin yokluğun.
Seni dökemiyorum özgürce kağıda.
Dökemedikçe içimdeki seni, sinirleniyorum.
Neye, kime, nasıl olduğunu umursamıyorum.
Kendimi ifade etmek adı altında çirkinleşmeyi mantıklı buluyorum mesela.
Sonra kendimi tanıyamıyorum.
Kendi benliğimle savaşıyorum.
İşler büyümeye başlayınca kaçıyorum.
Ama öyle çığlık çığlığa değil.
Sessiz sedasız kaçıyorum.
Kayboluyorum sayfanın beyazında.
Sayfanın içinde var olan yokluğunda...
~Şeyma D. ~