80 küsür sene önce tenis maçı izlerken fotoğrafı var, yüzerken fotoğrafı var, sahilde kumda otururken, kürek çekerken, at binerken, konser izlerken, zeybek oynarken, dans ederken, heykel incelerken fotoğrafı var.
Salıncakta çocuk gibi gülerek sallanırken bile fotoğrafı var.
O dönemin kıyafetlerine, ayakkabılarına bakıyorsun; sanırsın dünya moda
Sayfalar mistisizm kokuyor. Öbür dünya ve bu dünya hakkında tespitlerin olduğu, bağlantıların kurulmaya çalışıldığı, yani anlatmak istediği kısaca teolojiden dem vuruyor. İnsanoğluna, İsa’ya, 30 gümüş için öpücükle ihanet eden Yahuda’nın hikayesini anlatmış. Öpücükle ihanet olur mu? İnsan çok sevse de kibir onları ihanete zorlar mı? Bu soruların yanıtını kitapları okuyunca verebileceksiniz. Değer yargılarınızı sorgulayacaksınız. Zaten kitaplar kendimizi sorgulamamız için yazılmamış mıdır? Eğer bir kitap bizi düşündürmüyorsa neye yarar ki?
Hızlı akıci bir kitaptı kesinlikle okumanızi tavsiye ederim.
Yahuda İskariotLeonid Andreyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,688 okunma
Ayşe Kulin her eserinde olduğu gibi bu eserini de çok açık anlaşılır bir dille ele almıştır . Bosna Savaşını ve bu savaşta yaşanan olayları yerinde anlatan ve anlatırken duygusal ve eleştirel tutumlarla birlikte tarihte yaşanan olaylardan ders alınması gerektiğini ve İnsanlar arasında ırk, dil, din yüzünden yaşanan kavgaların sona ermesi
Nasıl başladım nasıl bitti anlayamadim. Zaki ve Süreyya sizi asla unutmayacağım..
Amasya’da köklü bir ailenin kızıdır Süreyya. Ailenin en küçüğüdür, babaannesi Senane Hanım’ın gözbebeğidir. Bir kertmesi vardır, ama Süreyya Paris’te yaşayan amcasının oğluyla evlenmek istemez ve nişan günü kaçar... Zaki Afganistan Şahı’nın yeğenidir. türkiye’ye tıp eğitimi görmeye gelir,uzmanlığını psikiyatri üzerine yapıcaktır. Onun da Şah tarafından uygun görülen bir kertmesi vardır... .... Süreyya ihtilallerin olduğu, demokrasiye alışmaya çalışılan bir dönemde yaşar, aşkı Ankara’nın sonbaharlarında musiki dinleyerek tanır. Acı ile aşkın birbirine girdiği bir hayat yaşar. Naşide Gökbudak Miralayın Kızı Süreyya’da, Türk milletinin kökleşmiş geleneklerini, evlilik, kadın-erkek ilişkileri, yeni Türkiye’nin kimliğini oluştururken toplumun geçirdiği zorlukları, sürükleyici kurgusu ve akıcı diliyle irdeliyor. Bir solukta okunan roman kimi zaman buruk bir gülümseme yaratıyor, kimi zaman bambaşka bir iklime sürüklüyor.
Sinan Akyuz yaşanmis olaylari bir baska yaziyor. Kalemi cok saglam ve sayfalar denize ulaşmak icin büyük bir hizla akan su damlalari gibi akip gidiyor. Kisa bolumlu olmasi okuma kolayligi saglarken basindan kalkmanizi engelliyor çünku "bir bolum daha,bir bolum daha" derken bir bakmişsiniz saat gec olmus. Bu kitabinda erkekleri yerin dibine sokan Sinan Akyuz'e ne desem bilemedim ama sanirim cogunluk icin hakliydi. Piruze'nin çocuklarina aşiri pahali hediyeleri birden sunmasi bana cok itici geldi,cocuklari parasiyla satin almis gibi hissettim. Ancak genel olarak yogun bir duygusallik vardi bir solukta okudum güzel bir eserdi.