"Zamane gençleri parayı her şey sanıyor."
"Evet" diye mırıldandı Lord Henry ceketinin iliğini düzelterek. "Büyüyünce de bundan tamamen emin oluyorlar."
İdam mahkumunun biri ölümünden bir saat önce, yüksek bir dağın tepesinde, ancak iki ayağının sığabileceği kadar daracık bir yerde yaşaması gerekse, çevresindeyse uçurumlar, okyanuslar, sonsuz karanlıklar, fırtınalar ve sonsuz bir yalnızlık olsa, yine de o bir avuç yerde ömrü boyunca, binlerce yıl, sonsuza dek yaşamanın, o anda ölmeye yeğleneceğini söylemiş. Yeter ki yaşasın! Yalnızca yaşasın! Aman tanrım, bu nasıl gerçek böyle! Bu nasıl gerçek! İnsan ne alçak yaratıkmış!
Çünkü nerede olursam olayım -Bir gemi güvertesinde,Paris’te bir sokak kafesinde ya da Bangkok’ ta - hep aynı sırça fanusun içinde kendi ekşimiş havamda bunalıyor olacaktım.