Derdâ ve Derda
Ölümle başlayan hikayeleri ancak bir ölümün yanında buluştu.
Anadolu'nun ücra bir köyünde dünyaya gelip, dünyanın en meşhur şehirlerinden birine satılan bir kız Derdâ.
Anadolu'nun ücra bir köyünde dünyaya gelip, Beyoğlundan, dünyaya kendini duyuran bir oğlan Derda.
Hakan Günday'ın Az' ı diğer kitaplarına nazaran daha çeşitli bir okuyucu kitlesine hitap ediyor.
Tarikatların içini, tehlikesini ve pisliğini göz önüne serdiği dinin şemsiye gibi nasıl kullanıldığını çok güzel anlatıyor. Fakirliğin ve cahilliğin yetiştirdiği çocuklar bir gün amına koyacak bu dünyanın.
O gün din ve devlet birbirine sarılıp, korku dolu gözlerle yarattıkları canavarları izleyecekler.
Çünkü her hareketinde nihai sonucu acıydı ve belki de, insanoğlu bunu bilse, hiç doğmazdı. Belki de daha kötüsü, bütün bunları bilse de doğmaya devam ederdi. Ne de olsa, insandı ve doğası gereği arsızdı.
Yasin, hiçbir şey yapmayacak ve durmaya devam edecekti. Ölene kadar. Sonra biraz da orada duracaktı. Toprağın altında. Sonra da yok olup gidecekti. Hiç gelmemiş gibi.