Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Özlem Sümerli

Özlem Sümerli
@MaviYengec
la vita è bella
116 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Jean-Louis Fournier ne kadar güzel sevilebileceğini hatırlatıyor bize. Birini tüm hayatınla sevmenin inceliklerini, ardında bıraktığı her şeyi sevmeyi ve her şeyde onu aramayı. Karısı kendinden erken ölen bir adamı anlatan otobiyografi, aşkın zoraki ve doğal ayrılık tarafını, ölümün ardında bıraktıklarını ve acaba önce hangimiz ölecek korkusunu yansıtan tüm duyguları barındırıyor. Kitap hakkında söylenecek çok söz varken insan kendini, sade bir gülümsemenin içinde buluyor. Hem çok üzüyor aslında hem de bir yanınızdaki boşluğu dolduruyor. Çiçeklerin kokusunu burnunuzda hissediyorsunuz, şapkalarını kurcalarken kendini arayışına denk gelip özlemenin ve özlediğini söyleyebilmenin ne kadar kıymetli olduğunu hatırlıyorsunuz. Jean Louis Fournier ile tanıştığıma çok memnun oldum, kendi çapımda. :)
Dul
DulJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20133,927 okunma
Reklam
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Mısırlı feminist yazar Neval el Seddavi'nin 1987'de basılmış olan kitabı. Cinayet işlemekten dolayı idama mahkûm edilen Mısırlı fahişe Firdevs’in yaşamını anlatan biyografik romanı. Erkeksi iktidarın gölgesinde gerçek kimliğini bulamayan, böyle bir ortamda kadın olmanın, insan olmanın, fahişe olmanın ne anlama geldiğini üstüne üstelik bir kere değil, her seferinde nasıl öldürülüp devam etmek için direndiğini, direndikçe kadın olmaktan bıktığını ve erkeklerden ne kadar muazzam kelimelerle nefret ettiğini öğreniyoruz. Okudukça anlıyoruz ki bu kitap sadece Firdevs'in değil, milyonlarca kadının biyografisi. Hepimiz Firdevs'in penceresinden bakarken, kendi penceremizin de aynı yerlerden geçtiğini fark ediyoruz. Her satırda biz seniz Firdevs demeye başlıyoruz. Sanki bir çok kadının hayatından kesitler tek bir Firdevs'te toplanmış gibi. Bütün duygularını teker teker, itina ile kaybettirilmiş bir kadının sokaklarda yürürken hayattan hiç beklentisi kalmadığını anladığındaki gözlerini görüyoruz ve o andan sonra o gözlerle bakmaya başlıyoruz. Sevgisizlik, şiddet, cinsiyet ayrımcılığı hepsinin ince ince işlenmesi ve bir kadının maruz kalabileceği daha bir çoğunun özetini okuyoruz. Kadının nasıl israf edilmeden bir mal gibi kullanıldığını okurken bir yandan da bir kadının tüm aldanışları var kitapta. Yaşamı da ölümü de aşmıştı; çünkü artık ne yaşama arzusu duyuyor, ne de ölümden korkuyordu.
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,3bin okunma
680 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
79 günde okudu
Okuması görünüşünden daha ağır olan, aldığı adı ne kadar hakkettiğini her sayfada hissettiğimiz bir başyapıt. Bir hayat özeti gibi belki de bir hayat. Okurken bolca sigara molası verdirdiği doğrudur. İçinde barındırdığı düşünceler bir o kadar yoruyor, karamsarlaştırıyor, uzun süre boşluğa bakmakla sonuçlanıyor ve hayatı anlamanın ne demek olduğunu satır satır içimize işliyor. O kadar çok yerin altını çizerken buldum ki kendimi, en sonunda kitabın ben olduğuma ikna oldum. Sonra da sorunun bende olmadığına, dünyanın böyle olduğuna ikna olarak kapattım. Tespitlerinin karşısında şapka çıkarmamak imkansız. Bu adamı herkesin tanıması, okuması ve iyice anlaması gerektiğini düşünüyorum. Pessoa kitabında “isterim ki bu kitabı okuyunca, şehvetli bir kabus görmüş gibi olun.” der. benim üzerimde tam olarak bu etkiyi bırakan bir kitaptır. Gerçekten huzursuz hissettirebilen Fernando Pessoa olduğum şeyle olmadığım şey arasındakİ o boşlukta beni buldu. Huzursuzluğu anlık olarak kamçılarken süreç olarak huzur verdi. İç sesininizmiş gibi gelmesi de cabası. Ben çok sevdim. İyi ki dediğim kitaplardan biri oldu. İyi ki benimle..
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa · Can Yayınları · 202110,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
215 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
124 günde okudu
Simulacres et Simulation
Baudrillard, postmodern bir düşünür değil, mevcut kültürel durumun tespitini yapan, rasyonel bakış açısına sahip bir teorisyen. Kendisi de bunun açıklamasını defalarca yapmış olmasına rağmen bazı otoriterlerce bir türlü kabul görmemiştir. Bu yüzden de çok eleştirilmiştir. Baudrillard önce saf anlama ulaşmak bir insan için söz konusu olabilir mi? diye başlıyor söze. Yaşamakta olduğumuz dünya, sosyal medyadan tutun da büyük finans şirketlerine kadar imaj ve görüngülerden oluşmuştur. Kullandığımız tüm cihazlar, sosyal medya her an kamuoyunun algısını çeşitli imajlar ve simülasyonlarla manipüle ediyor. Filmler, trendler ve ticari markalar, bizi gerçeklikten uzaklaştırıyor. En önemlisi başarılı da oluyorlar. Gerçeği çarpıtmak için simülasyonları sürekli kullanıyorlar. Salt hakikati görsellerin kuşatıcı etkisiyle özne olmaktan çıkarıyorlar. Toplumsal ilişkilerin değişip dönüşmesiyle gerçeklik ve gerçekliğin nasıl evrimleştirildiğinden, iktidarların , gerçeğin üzerine bir sis perdesi çekerek hedeflerine ulaşmak için neler yaptığından ve yapabileceğinden detaylı bir incelemeyle bahseder. İnsanın aynadaki aksini belli bir düzleme yansıtma isteği, narsizim sonucu olarak hipergerçekliğin gerçeklik algısı haline getirilmesine kadar her şeyi bulabileceğiniz bir kitap. Doğru/haklı/gerçek/iyilik/ kötülük/ olduğuna dair algı despotluğu yapmadan önce muhakkak okunması gereken kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum.
Şeytana Satılan Ruh ya da Kötülüğün Egemenliği
Şeytana Satılan Ruh ya da Kötülüğün EgemenliğiJean Baudrillard · Doğu Batı Yayınları · 2005158 okunma
372 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
RAHATSIZ OLALIM!
Okuması hiç kolay bir kitap değil. Kitaba başlarken de bitirirken de aynı his devam ediyor. Ben şimdi kime nasıl güveneyim? Kitabın adı bile beton gibi çarpıyor suratımıza, okuyabilmek de sağlam bir psikoloji gerektiriyor. Hasır altı, halı altı, yastık altı, o altı bu altı.. kapatılmak için her şeyin yapıldığı meseleleri okuyoruz. Yaşaması kolay
Kardeşini Doğurmak
Kardeşini DoğurmakBüşra Sanay · Doğan Kitap · 20185,6bin okunma
Reklam
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
ZAMANIN ÖTESİNDEN SENECA
Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki, Seneca'nın ahlaki kötülükle ilgili görüşleri, bize Sokrates'i hatırlatmaktadır. Sokrates'te olduğu gibi, Seneca'ya göre de insan eylemIerinin bir sonucu olarak ortaya çıkan ahlaki kötülüğü, bilgisizlikten kaynaklanmaktadır. İnsan bilge olarak doğmaz. Bilgelik zamanla ve çalışılarak elde edilen bir uğraştır
Mutlu Yaşam Üzerine – Yaşamın Kısalığı Üzerine
Mutlu Yaşam Üzerine – Yaşamın Kısalığı ÜzerineSeneca · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20217,4bin okunma
334 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Foucault Bilgi iki anlamda yalandır diyerek başlıyor işe. Bunu, söz konusu söylemlerin “soybilimsel boyutu” olarak, yani bu söylemlerin belirişlerinin ve ihlallerinin koşulları şeklinde tarif ederek devam ediyor: Yasadışı durumlar, sapmalar ve anomaliler, düzensizlikler, itiraflar, hakikati söylemeye yönelik sözler, Dil ile iktidarın birbirini
Bilme İstenci Üzerine Dersler
Bilme İstenci Üzerine DerslerMichel Foucault · İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları · 201621 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Ne Güzel Adamsın Bandini.
İlk bakışta kitabın arkasındaki Bukowski 'nin metnini okuyunca abartılı bulmuştum. İlla ki gereğinden fazla anlam yüklenmiştir dedim ama kitabı okuyunca şöyle şekil aldı Bandini ne güzel adamsın Fante sen bu övgüden fazlasını hak ediyorsun. Kendi üslubuna hayranlıkla birlikte kelime seçimlerinin naifliği, içtenliği, çekingenliği, kendinden emin
Toza Sor
Toza SorJohn Fante · Parantez Yayınları · 20244,755 okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
Borchert, 20 yaşında İkinci Dünya Savaşı'na katılmak zorunda kalmış, Savaşmak istemeyen, savaş sırasında hastalanmasına rağmen tedavi edilmeyip rahatsızlığı ilerleyen, hapsedilen, savaş sonrası memleketine dönüşte büyük bir hayal kırıklığına uğramış ve ne yazık ki daha 26 yaşında vefat eden birisidir. Bu kadar kısa ömründe harika eserler bırakmış
Kapıların Dışında
Kapıların DışındaWolfgang Borchert · Can Yayınları · 20216,3bin okunma
531 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
49 günde okudu
Hissizler Toplanın..!
Hissetmemek ve hissedebilmek için her şeyi yapabilmek denen bir şey var sanırım bu hayatta. O küçük küçük ruhumuzda barınan çatlakların içinden geçmek, çevresinde dolanmak ve yeni yollar yaratmaya çalışırken hepimiz bir dönem Kinyas bir dönem de Kayra'yız aslında.. Her ne kadar iki ayrı karakter olsalar ve birbirlerinin zıttı olsalar da benim
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202226,7bin okunma
Reklam
574 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Konuşma diliyle yazılan ilk kitap, doğrudan sizinle konuşuyor. O herkesten sakladığınız ezik büzük olan kötü yanlarınızla, kaçtığınız benliğinizle, duvarlar ördüğünüz o yanınızla, kimse görmesin diye rengarenk boyadığınız o duvarlarınızdan bahsediyorum. Tam olarak onlarla konuşuyor. Tek bir farkla Bardamu tam anlamıyla bu yanlarının farkında olan
Gecenin Sonuna Yolculuk
Gecenin Sonuna YolculukLouis Ferdinand Celine · Yapı Kredi Yayınları · 20224,051 okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Basmakalıp hayattan, olağan insanlardan ve klişe heveslerden yorulan Spinoza;  Aklını,duyuların karmaşasından kurtarıp yepyeni bir yaşam tarzı, yepyeni bir anlama yetisi hedefliyor. Kendini, kendinin olmayan her şeyden özgürleştirip zihnine dönüyor. Tıpkı özgürlüğün, özgür deneyimlerin kendisi oluşu gibi. Bir anlamda düşünüyorum o halde varım
Anlama Yetisinin Düzeltilmesi Üzerine İnceleme
Anlama Yetisinin Düzeltilmesi Üzerine İncelemeBaruch Spinoza · Dost Kitabevi · 2015626 okunma
479 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Kendi içinde yapayalnızdır insan..
Hikmet Benol ilk ''Hayatın Acemisi'' olarak çıkıyor karşımıza. Tıpkı Tutunamayanlardaki Selim gibi.. Bir ara Selim geliyor gözünüzün önüne bir anda Hikmet oluyor. Yaşama yoksulluğunu okuma zenginliğiyle denkleştirmeye çalışan karakterlerimiz Selim/ Hikmet. Bazen o kadar çok Selim'i görüyorsunuz ki. .İşin içinden çıkmak zorlaşıyor. Hikmet Benol- Hüsamettin Tambay- Nurhayat Hanım. Kutsal üçgenimiz böylece oluşuyor. Her eleştiride birazcık özeleştiri, her özeleştiride birazcık eleştiriyle başlıyor Hikmet kendini bulmaya. Daha ileriye giderek, genel insan örneğinin bunalımlarını, her şeyden önce düşünsel bunalımlarını ortaya koyuyor. Dışsal-içsel çatışmasında bireyin içinde bulunduğu koşullara karşı tavrını Hikmetin her düşüncesinde her hareketinde her sigara içisinde gözler önüne seriyor Oğuz Atay. -haa, haa!!! nidaları ve çevresindekileri ince alay; insanın değiştirilmesinin, dünyanın değiştirilmesinden daha önemli, daha zor olduğunu içinize işletiyor.. O kadar haklı ki; Kendi içinde yapayalnızdır insan.. Oğuz Atay okumak hiç kolay değil, bazı kelimeler bazı anlamlara gelmiyor.. Başkaları gibi yaşamayı bilmiyorsanız Hikmeti ve yapmak istediklerini çok seveceksiniz. Mesela bir başkaları gibi yaşayabilmenize yaracak ansiklopedi. :) Tehlikeli Oyunları okuduktan sonra ''ben o kitabı okudum'' deyip bir kenara koyamazsınız.. Hep sizinle kalıp yaşamaya ve sürekli içinizde bir yerlerde, elinizin altında olmaya devam edecek.. :)
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202230,9bin okunma
832 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
İnsan psikolojisini bu kadar iyi yansıtan, edebi dili bu kadar doyurucu olan başka bir roman okuduğumu hatırlamıyorum. Dostoyevski'nin modern dünyanın özgürlük anlayışına lap lap giydirdiği baş yapıt. Türlü türlü fikirler barındıran, hatta dikkatli okunduğu takdirde dini inançlara ve dünyaya bakış açınızı bile değiştirebilecek kadar güçlü bir eser. Freud'un dünyanın en iyi 3 romanı saydığı kitaplardan biridir. Diğerleri hamlet ve oidipustur ve hepsinin konusu şaşırtıcı bir şekilde baba katilliğidir. İnsanın hayatı boyunca gerek yalnızken, gerekse insan ilişkilerinde aklından geçen ama üzerinde durmadığı, kıyıda köşede bıraktığı, fakat kişiliğine, ilişkilerine yön veren sayısız düşünce ve duyguyu ortaya koyabilen; Dostoyevski nin dünya edebiyatına damga vurmuş eseri karakterlerin çokluğu insanı bir nevi delirtmiyor dersem yalan olur.. Fyodor pavloviç ve onun ilk ve ikinci karısından olan çocukların geçmiş kurgusu, kadınların ölüm biçiminin trajikliği, ona ve çocuklarına olan insanların tamamen iyi ya da kötü değil, aynen hakikatte olduğu gibi kısmen iyi ve kötü olmaları romanın gelecek karakterleri hakkında güzel bir fikir veriyor. Ruhunuz kaybolsun diyorsanız alın okuyun . Dostoyevski'nin en güzel eserlerinden biridir diyorum, favorim sanırım her zaman Yeraltından Notlar olacak. İlk onu okuduğumdan mıdır bilmem.. Velhasıl Karamazov kardeşler çölde su, fakirlikte yepyeni ayakkabı hissi verir insana.Özellikle Can yayınları'ndan okunması önemlidir bence. :) Virginia Woolf'un dediği gibi eğer hayatı anlamak istiyorsanız karamazov kardeşleri okuyun. Varoluş sancısını üzerinizden atamayacaksınız..
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202034,5bin okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Bu adamın her kitabını okuduğumda ağzıma tek bir kelime takılıyor; Saçma. :) Yanlışlık kitabına gelin birlikte bakalım. :) (Ezberci olmayan, bir inanca körü körüne bağlı olmayan, kendini geliştirmeye açık insanlar için geçerlidir.) Karekterlerimiz ; dünya üzerinde yaşayan hiçbir insandan farkı olmayan insanlar aslında. Çevresindekileri
Yanlışlık
YanlışlıkAlbert Camus · Can Yayınları · 20211,006 okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Sade bir hayat yaşadı Çehov. Basit ve yalın. Abartıdan ve sahtelikten uzak bir hayat ama coşkulu ve heyecanlı. Aynı şekilde de yazdı. Anlaşılır ve yalın. .Hayatın gerçeklerini çıplak bir gözle ve ince bir gözlemle yazan Çehov, umudu elden bırakmaz. Yaşam sürdükçe umut da olacaktır. Bir hasta ile bir doktor arasındaki felsefi diyalogları ve adalet
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202269,5bin okunma
Reklam
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Halil Cibran’a hayran olmamanın mümkünsüz olduğu kitap.:)
Uzun süre tamam güzel kitaplar ama abartmayın diyen biri olarak söylüyorum ki ; eğer kış, "bahar yüreğimdedir", deseydi, ona kim inanırdı? Diyen aforizmalardan oluşan kitap muhteşemsin..:) Sizinle sürekli konuşan ve her sözüyle etkileyen, sorgulatan, durdurulamayan bir kitap düşünün.. Diyor, ekliyor, durmadan ekliyor, zor şeyler söylüyor, anla diyor, susmuyor, sürekli konuşuyor ve bir kitabın sizinle konuşması ne demektir kusursuzca anlatıyor.. Halil Cibran "elde etmek mi istiyorsun, ısrar etmemelisin."diyor ve ben de ekliyorum.. Israrla Okuyun,durmayın okuyun, koşun okuyun.. Deli ve dahice okuyun..
Kum ve Köpük
Kum ve KöpükHalil Cibran · Öteki Yayınevi · 201612,9bin okunma
357 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
68 günde okudu
Ulus Baker doktora tezinden uyarlanan kanaatlerden imajlara kitabıyla modern toplumların, “kanaat toplumları” olduğunu öne sürerek başlıyor işe.. Kanaat toplumunun “ne” olduğunu açıklayıp ona eleştirel bir bakış açısı getirdikten sonra, toplumu ve siyasal gerçekliği “kanaatler” temelinde değil, “duygular ve sezgiler” temelinde değerlendiriyor. İmajların gündelik hayatın her alanını kaplamasının, kanaatleri ve dolayısıyla insan düşüncesini belirlemedeki önemini vurgulamış, imajları klişeler olmaktan çıkararak toplumsal düzeyde işleyen duygulara yol açabilen bir niteliğe kavuşturabilecek bir “duygular sosyolojisi” oluşturulması savını sunmuştur. Marx’ın ünlü sözünde : “filozoflar şimdiye kadar dünyayı yorumlamakla yetindiler, ama önemli olan, onu değiştirmektir”. kısacası, “bilmemek” olarak bilgisizlik, bilimsel bilginin elde edilmesinden önce gelen bir durum değildir, tersine ondan sonra gelir: eylem yoluyla başarılır.. Tasavvur, ya da sanat işi- yeniyi yaratmaya yönelen zihinler. Her konuya artık alışkın olduğumuz o ustalıkla değiniyor.. Marx'ın uyarısına kulak vererek, toplumu kavramanın yolunun, insanların eylemlerini ve bu eylemlerdeki duygudaşlığı kavramaktan geçtiğini öne sürmekte, insanlara kendileri hakkındaki kanaatlerini sormanın anlamsızlığını kelimesi kelimesine işliyor. Büyülenmemek elde değil.. :) ''Toplumsal tip sokaklar ile kitaplar arasında saptanabilir..'' diyerek bitiriyorum. :) Gerçekten de, insanlar bildiklerindense bilmeyip anlamadıkları şeylere inanırlar. Bilmek için okuyunuz.. :)
Kanaatlerden İmajlara
Kanaatlerden İmajlaraUlus Baker · Birikim Yayınları · 202297 okunma
291 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Zehirlenmek için okuyunuz.:) 6 şarkıdan oluşuyor ve 6. şarkıda zehrin zirvesine geldiğinizi düşünün..Kitabin sonlarına doğru Tanrı gergedana dönüşür ve Maldoror'a yenilir. Salvador Dali de gergedanın doğasında inanılmaz derecede çok kozmik bilgi barındırdığını söylemiştir. Bu yüzden Salvador Dali'yi hatırlamadan geçemiyoruz. Düşünebilecek en eksik düşünce biçimi duygulardan geçip öfkenin erdemle birleştiği bir yapıttır bu kitap. Lautreamont yirmi iki yaşında yazdığı maldoror şarkıları’nda sürrealist cümleleriyle ve kötülüğü tüm çıplaklığıyla tasvir edişiyle edebiyat tarihinde devrim yapmıştır bana göre.. Onun devrimi kendini yeni bir şekilde kabul ettirme çabasından başka bir şey değil.. .Zincirlerini kırarken kendi oluşturduklarına bağlanıyor, onları kabul edip benimsetiyor.. Dürüstlüğü eserinin temel taşı yaparken öte taraftan da olabilecek tüm kuşkuları misafir ediyor. Gelin bir de böyle sorgulayın diyor.. Sahip olduğu aşırı bilinçten etkilenmemek elde değil.. Peki ya iyilik meşru olsaydı bu kadar kötü olur muyduk dersiniz? Ya bu kadar mutsuz?..
Maldoror'un Şarkıları
Maldoror'un ŞarkılarıComte de Lautréamont · İmge Kitabevi Yayınları · 2019560 okunma
163 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Beni ağlattın Raif Efendi.. Herkes statü içerisinde Hanım/ Bey diye dillendirilirken sen hep Raif Efendi olarak kalmıştın.. Zaten öyle de kalmalıydın Raif Efendi. Kimseyle konuşamayacağına o kadar ikna olmuştu ki bir deftere anlattı tüm ruhunu, benliğini ve kayboluşunu.. Yalnızca bir not defteriyle yaşayabilen, nefes alabilen bir adamdır
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021313,7bin okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Şiirsel bir dille yazılmış "aynı masalları dinlemelerine rağmen, ötekiler hiç böyle bir şey yaşamadılar" önsözüyle başlayan bir Orhan Pamuk romanı. Buna rağmen oldukça zor bir dili var, tam anladım derken anlamadığını fark ederek yola devam ediyorsun. Yine de enfes bir tadı var. :) Otobüs yolculuklarını, o koltukları, muavini, mola verilen yerleri, indiğiniz küçük kasabaları ve insanlarını farklı bir gözle görmenize yardım eden enfes kelimeler. Her insanın yaşamının bir döneminde yapabilmek istediği ancak çoğunlukla gerçekleştiremediği eylemi anlatırken sizi alıp çok farklı yerlere de konuk ediyor. Kendi içimizde bir arayış, kayboluş, yol bulma, tükenme, yenilenme, terk edilme, geri dönme.. Hatta ölüme kadar o son anda ne düşünebileceğimizi bile öylesine naif bir dille anlatmış ki Yeni Hayat her birimizin kendi hayatlarımıza dahil ettiğimiz bir kitap gibi.. Yetmiyor o dönemin Türkiye'sine modernleşme, kapitalizm, batılılaşma kavramlarıyla yine yakından bakarak her bakış açısının süzgeçinden geçiriyor insanı. "yeni hayat" her defasında sanki değişecekmiş gibi duran bir varlığa, asla değişmeyen ama yine de okunmaya değer olan bir kavrama, yaşamın kendisine başrol veriyor. Göndermelerle dolu bu kitabı Orhan Pamuk'un uzun uzadıya tasvirleriyle ve nostalji kokan diliyle okumak bir başka zevkli. Varoluşsal Arayışı bir de Orhan Pamuktan okuyun Yeni Hayattan dinleyin derim.. :)
Yeni Hayat
Yeni HayatOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20198,3bin okunma
318 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yaşar Kemal insanları o kadar iyi anlatıyor ki bildiğinizi sandığınız insanları defalarca görüyorsunuz romanın içerisinde.. Okuduğum en güzel romanlardan bir oldu.. Bir bakmışsınız Çanakkale'desiniz bir bakmışsınız Arabistan çöllerinde, Fırat nehrinde, Ege adalarında. Ezidilere olan merakımı arttırmış bir kitap.. Yıllar geçse de aklınızda gözünüzde canlandırdığınız anlar kalacak. :). Bir adaya yerleşip orda yaşayacak tek insan olma isteği de cabası. Ne güzel tasvir etmiş Yaşar Kemal, mıh gibi kazımış aklımıza. Mesela mübadele konusunda da aynı şeyi anlatmaya çalışıyor; siz istediğiniz kadar bir milleti göçe sürükleyin, diyor, toprağından ayrılmak zorunda bırakın, elbette birileri çıkar hiçbir şekilde yıllardır yaşadığı adasından ayrılmaz. Yani kitap, bir yandan yok edilmeye çalışılan halkların hüzünlü hikâyesiyken diğer taraftan başkahramanı umut olan, birçok yıkım sürecinde dâhi var olmaya çalışan insanların öyküsü niteliğinde. İnsanlar mı dünyayı çirkinleştiriyor, kirletiyorlardı ,acaba?
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
Fırat Suyu Kan Akıyor BaksanaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20206,5bin okunma
Reklam
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Bir matematik problemini farklı yollardan çözerek aynı sonuca ulaşan iki öğrenci gibi tamamen farklı (hem yaş hem hayat şartları olarak) iki insanın benzer duyguları yaşamasına ve hayatı algılama şekillerine tanık olmak, bir kitaptan daha fazla ne beklenebilir ki.. :) "meçhul bir nedenle uyumsuz olan her şeye karşı aşırı duyarlıyım. İşte tam olarak bu noktada durup-durup, soluk alarak ve her seferinde şimdi burada ne yapacağım diye diye okunacak enfes bir kitap.. :) Zeki olmak önemli ama zekayı kullanabilmek bundan daha önemli. Sonunda bu kadar naif biteceğini tahmin edemiyor insan, en fazla ne verebilirse onları bıraktı bende.. İçinde bolca kedilerin dolandığı, güldürdüğü ve saat yedide bitirilecek kitap. :) Muazzamsın.. :)
Kirpinin Zarafeti
Kirpinin ZarafetiMuriel Barbery · Kırmızı Kedi Yayınları · 20207,4bin okunma
688 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Herkesin, gidebileceği bir yeri olmalı. çünkü öyle bir an olur ki, insanın mutlaka bir yere gitmesi gerekir." diyerek bu kitaba gelip okumaya başlayın... Suç olgusuna farklı bir açıdan bakabilmeyi mümkün kılan Raskolnikov hepimizin kalbini kazandı biliyorum. :) Sosyal adaleti dibine kadar sorguladığınız ve psikolojik tahlilleriyle balyoz darbesi indiren, iyi analiz eden eser diyor ki "kişilerin kötü olması bize onları cezalandırma hakkı vermez". Yüce Dostoyevski :)
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 2015158,9bin okunma
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Belki de Oğuz Atay'ı geç okumak diye bir şey yoktur. Bu kitabı okuduktan sonra, ilk kez okuyanları kıskanacağımı düşündüğüm yeni bir dünya yaratmama neden oldu. Hayatın içeriğine ve biçimine katlanamayan bizlerin kendi kendimize konuşma şeklimizi değiştirecek kadar iliklerimize işleyen bir kitap..Söyleyecek çok şey varken bir o kadar da susma isteği uyandıran Tutunamayanlar. ''Düsünmek başka, insanin aklina bir takim kelimeler gelmesi baska dedirtiyor.'' Ne kadar ince düşünceliyiz.. Daha beter olalım.. :)
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,5bin okunma