Dünyanın ırmakları dediğim yer
Aydınlık, gülümserlik ve sevda
Oysa halkın göz çukurları çamurlanmıştır
Kanı ılgıt ılgıt akar, kanı akar
Yazlık sinemalarda, üniformalar altında, banknotların ve kravatların saltanatıyla çürütülmektedir halkım..
Ben savaşarak
Senin saçlarından tutup
Kibirli güzelliğini çıkartıyorum ortaya
Dünya
Kirletilmez bir inatla dönüyor
Altımıza yıldızlar seriliyor
Yüzün suya davranıyor koşaraktan
Ve inzal.
Ben öyle bilirim ki
Berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmak
Çünkü biz savaşmasak
Anamın giydiği pazen
Sofrada böldüğümüz somun
Yani ıscacık benekleri çocukluğumun
Cılk yaralar halinde yayılırlar toprağa
Etlerimiz kokar
Gökyüzünü korkutur
Irmak bir başlangıç.
Bir düş.
Ama bir yol ve bir yoldaş.
Ne tabiat parçası, ne çiftlik hayali.
Ne kaçıp gitmek, ne ekip biçmek.
Sefer de içimde, tahammül de..
Bir yolculuk ve yolun bozuk olduğu bir yolculuk . Gitmek için yoldaki bozuklukları gidermeye kıymetli bir yolculuk.
Nereye bu yolculuk ? Kimin için bu yolculuk?
Öyle bir yolculuk ki.. Ruha, o kutsal olana, saadet diyarına, ... 🥀
İnsanı kendine getiren bir Rahatsızlık. Sorgulayan, soran, reddeden ve düşüncelere daldıran bir serüven. Farklı bir bakış açısı ve ilmek ilmek işlenen düşünceler. Ne doğru? Ne yanlış? Kim doğru? Kim yanlış?.. Aksi olan onlarca sav. Bir de kendinize sorun ;
Sahi insan neydi? Ne oldu?
Ya da insan nedir? Biz ne durumdayız..