“Okudum demek, birinden duydum demekten çok daha ağır basıyor.”Düşüncelerimizi ifade ederken kendimize ait, menşeisi yabancı olmayan alıntılar yapmaktan utanıp sıkılıyoruz. Kendimize ait olan, toprağımızda yetişen, kaynaklarımızdan fışkıran dili; kurutup,ötekileştirip,yozlaştırıp,seyrekleştirip verimsiz bir tarla haline getirdiğimizin farkında bile değiliz. Aslında bu bizim ne kadar alçaldığımızı,kendi kimliğimize değer vermediğimizi, kendi dilimize sahip çıkmadığımızı, kendi kültürümüzden tiksindiğimizi ve hangi ortamda nerede bulunursak bulunalım, bize ait olan şeylerden utanç duyduğumuzu gösteriyor. Hâlbuki sen kendine ait olana sahip çıkmıyorsan, kimsenin sana sahip çıkmasını bekleme! Günümüzde,haznemizde ve lugat kumbaramızda bulundurduğumuz,türkçe kelimelerin yerini alan yabancı menşeili kelimeleri cümle aralarına serpiştirmekle;aydın,entellektüel,okumuş veyahut aydın olunmuyor. Bunun karşılığı;yozlaşma,İnsan çürümesi,fikirsizleşme,düşünme yetisinin kaybı ve üretiminin durması,konuşma ve kendini ifade etme biçiminin dumura uğramasıdır. Çevrenizde böyle insanlar varsa uyarın! Dışarıdan ne kadar komik ve acınası durduklarını gösteren bir ayna tutun kendilerine. Kendi benliğine ve değerlerine sırtını dönenler,tarih boyunca hep sırtlarından vurulmuştur.
Mehmet Uruk