Insanlar sadece 'bilmek'le hayatlarını ne yönlendirebilirler ne de değiştirebilirler; ancak 'inanmak'la bu işin üstesinden gelebilirler. Çünkü insan, daima insandır.
Biz, din ile dini uygulamanın arasına ayırdık. Imanın modern şartlarla beraber de yürüyebileceğine inanamadık. Ne zaman ki iman ile amel arasındaki bağ koptu işte o andan itibaren dünyanın her yerine yayabileceğimiz ruhî bir kuvveti geliştiremedik.
Yaratılmışların hayatı, Yaradanın sisteminden ayrılmıştı ve kaçınılmaz olarak insanlık bu sıkıntılı yolda yürüyecek ve nihayet bu acı sona gelip dayanacaktı.
Bu din yalnızca bir ibadetler toplamı da değildir ki Müminler tek başlarına ya da toplu halde bu ibadetleri yerine getirip de bu dinin sıfatını taşımaya hak kazansınlar! Yine bu din sırf cenneti kazanmaya götüren yalnızca bir ahiret yolu da değildir.