Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Melekim

Melekim
@Melekk___
ÇOMÜ / Ayay
Üniversite
23 Ağustos
9 okur puanı
Temmuz 2023 tarihinde katıldı
Efendimiz'e (sas): "Hangi Müslüman daha faziletli/üstün" diye sorulmuş, cevap ise şöyle olmuştu: "Dilinden ve elinden Müslümanların emniyette olduğu kimse!" [Buhârî, "İman", 4, 5; Müslim, "Iman", 64, 65] Efendimiz'e (sas), sahâbe: "Ya Resûlullah! Bu tarife uyan birini bize gösterebilir misin?" diye sormuş, cevap da: "Her ümmetin bir emini vardır. Benim ümmetimin emini de Ebû Ubeyde b. Cerrâh'tır." şeklinde olmuştur.
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
Şam illerinde müthiş bir veba salgını yayılmaya başlamıştı. Halife Ömer, sahâbe ile istişare ederek Şam'a gitmeden Medine'ye dönme kararı aldı. Ebû Ubeyde Hz. Ömer'in geri dönme kararına biraz içerlemişti. Hz. Ömer'e dedi ki: "Ey Mü'minlerin emiri! Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun?" Bunun üzerine halife Ömer, hepimize temel bir ölçü olacak sözünü söyler: "Ey Ebû Ubeyde! Ben Allah'ın kaderinden, yine Allah'ın bir başka kaderine kaçıyorum.."
Sayfa 120Kitabı okudu
Ebû Ubeyde önde, Halife Ömer arkada İslâm ordusunun komutanı Ebû Ubeyde'nin çadırına girdiler. Çadır çok sıradan ve basit bir çadırdı. İçeride bir kişinin bile zor yatabileceği kadar küçük bir keçe vardı. Halife Ömer bu hali görünce gözyaşlarini tutamayacak ve diyecekti ki: "Ey Ebû Ubeyde! Dünya hepimizi değiştirdi ama seni asla değiştirmedi." [İbn Asakir, Târihu Medineti Dimesk, VII, 165]
Sayfa 118Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Allah Resûlü de elindeki asası ile atası İbrahim gibi Kabe'de bulunan putları bir bir yere deviriyor ve : "Hak geldi. Batıl zail oldu, muhakkak ki batıl yok olmaya mahkûmdur." [Isra, 17/81] ayetini aleme haykıriyordu..
Kardeş kılınma olayı bitip, orada bulunan herkes birbirleri ile kardeş kılınınca Hz. Ali (ra) yaşlı gözlerle, kırgın bir yürek ile Allah Resûlü'nün karşısına geldi ve dedi ki: "Ya Resûlullah! Herkesi birbirleriyle kardeş kıldınız, beni unuttunuz mu?" Allah Resûlü (sas) Ali'ye tebessüm etti, ellerini avuçları içerisine aldı ve dedi ki: "Ey Ali! Ben seni nasıl unuturum, sen benim dünya ahiret kardeşimsin!" [Tirmizi, 3720]
Reklam
Peygamber Efendimiz (sas) :
: "İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Size birbirinizi sevdirecek bir yol göstereyim mi? Aranızda selamı yayınız."
Amca Ebû Tâlib ve Hatice validemizin vefatından sonra inen surelere baktığımızda ayetler Efendimiz'e (sas) âdeta diyordu ki: "Ey Allah'ın Resûlü! Allah'tan başka hiç kimseye yaslanma. Kime yaslanırsan yaslan, bir gün gelecek o da ölecek, gidecek. Ama Allah el-Hayy'dir, mutlak diridir. Ölmeyen, bitmeyen, tükenmeyen, kaybolmayan, yok olmayan, batmayan, ihanet etmeyen, yarı yolda koymayan tek bir otorite vardır; o da el- Hayy olan Allah'tır.."
Bu yürüyüş öyle bir yürüyüştü ki Talha'nın hem ahiretini hem dünyasını değiştirecekti. 'Bu yürüyüş Muhammed'e doğru bir yürüyüştü. Muhammed'e yürüyenler kurtulurdu, Muhammed'e yürüyenler canlarını, mallarını O'nun davası uğrunda feda ederlerdi. Muhammed'e yürüyenler neleri varsa onları arkalarında bırakırlardı. İşte şimdi Talha da bunun için ölene kadar terk etmeyeceği huzur-u risâlete doğru yürüyordu..'
Bir kardeş kavgası Cemel'de Talhanin oğlu Muhammed b. Talha
Savaş başlayınca elinde kılıç olmayan Muhammed, Adem'in oğlu Habil gibi adeta: "Andolsun ki sen, öldürmek için bana elini uzatsan bile ben sana öldürmek için elimi uzatacak değilim. Çünkü ben, Alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım." (Maide, 5/28] diyordu.
Sayfa 125Kitabı okudu
Hz. Ali (ra), dakikalarca gözyaşı döktü, oğlu Hasan babasının derin üzüntüsünden başına bir iş geleceğinden korktu.. Hz. Ali öyle ağlıyordu ki neredeyse yüreği parçalanacaktı. O, bir taraftan ağlıyor, bir taraftan da: "Ey Talha! Yıldız dolu şu semanın altında seni toprağa serili görmek bana çok ağır geldi." diyor, eli ile Talha'nın yüzünde ve sakalında oluşan tozları temizliyordu. Birkaç kez bu cümleyi Hz. Ali tekrarladı ve sonra Hz. Hasan'a dönerek dedi ki: "Keşke baban, yirmi yıl önce ölseydi de bu günleri görmeseydi.."
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
Ulbe b. Zeyd dedi ki: "Ben fakir bir adamım. Fakir olduğum için bazen hali vakti yerinde olan bazı Müslüman kardeşlerim tarafından eziyete uğradım, alaylara konu edildim ve bundan dolayı da çokça onurum zedelendi. Ya Rabbi! Şu an senin Peygamber'in bizi infaka davet etti. Veren verdi, veremeyen veremedi. Benim de verecek hiç bir şeyim yok... Sen şahit ol ki ben de elde ettiğim bütün hakları helal ederek, onları senin yolunda infak ediyorum." Ulbe b. Zeyd, infak edecek bir şey bulmuştu. Elde ettigi hakları helal ederek, onları Allah için infak ediyordu. Bu infakını yapıp sabah namazı için mescide gitti. Efendimiz (sas) namazı kıldırınca cemaate döndü ve: "Bu gece Allah için haklarıni sadaka olarak vereniniz kimdi?" dedi. Sahabe de bu infakı yapanı merak etmişlerdi. Cemaatten ses gelmeyince, Efendimiz sorusunu tekrar etti. Bunun üzerine Ulbe b. Zeyd ayağa kalklarak kendisi olduğunu söyledi. Efendimiz orada müjdeyi verdi: "Allah senin infakını katında kabul edilmiş bir infak olarak yazdı.."
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.