Size bende uzun zamandır olan bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Lise de edebiyat öğretmenim'in tavsiyesi üzerine almıştım. Yazarın bir diğer kitabı olan masumiyet müzesi'nin etkisinden çıkamamışken, yazarın hayatını kendini ilk benliğini hissedişinden, ailesine, ilk aşkına ve yaşadığı şehir İstanbul'un eski kültürünün yok oluşunu anlatıyor. Resimler de gördüğüm 1950 İstanbul'unu hüzün olarak nitelendirmiş. Yer yer sıkılacağımız ama merak uyandıran betimlemelere çokça yer vermiş. Bir başka Orhan diyor kendine nobel ödüllü yazarımız. Batılı ve Türk yazar , ressamlardan bahsediyor. Tarifsiz bir mutluluk hissettim okurken. Belki de Orhan Pamuk'un düşüncelerini kendime yakın bulduğum için sevmişimdir. İyi ki okuma fırsatı bulmuşum. ;)
Mutlu olmak adına atacağımız ilk adım öncelikle ikigaimizi bulmaktır. "İki"hayat, "gai" de amaç anlamlarına geliyor. İkigai felsefesinde en çok duyduğumuz tanımı "sabah uyandığınızda sizi yataktan çıkaran şey" olarak tanımlayabiliriz. Japonya'nın güneyinde "Ogimi" kasabasını ele alan araştırmacılar bilgi hazinemizi güçlendirecek bilgiler toplamışlar. İkigai hakkında bir çok bilgiye ulaşmak mümkün. Uzun yaşamın sırrını bulmamız için gerekli bilgileri bize sunuyor. Çok fazla bilgi edindiğim en çok da bildiğimiz ama uygulamadığımız davranışları bize hatırlatıyor. Özlü sözlere röportaj ve tavsiyelere çokça yer verilmiş. Kendimize sormamız gereken soruların sevabını da bulmak mümkün.