Yaşamak, çalışmak, uz gitmeyen işler için kaygılanmak… Hiçbir şeyin anlamı, değeri yoktu artık. Hiçbir şeyi, hiç kimseyi görmek istemiyor, onu hiçbir şey ilgilendirmiyordu.
Aydınlık ve mutluluk nasıl yan yana ise insanın kaderi de öyle, mutluluk ve acıyı beraber getiriyordu: Bir yanda kıvanç bir yanda kaygı. Hayat dediğin böyleydi işte.
Ancak ağır hastalandığımız ya da öldüğümüz zaman hatırlıyoruz birbirimizi. O yitirdiğimizin ne iyi ne eşsiz bir insan olduğunu, ne büyük iyilikler yaptığını ancak o son demde anlıyoruz.