Ömrümün bir kısmını bomboş, okul-ev ikigeninde harcadım. Kitap okumazdım, elimden telefon düşmez sanal oyun bataklığında yürümeye çalışırdım. Yürüdükçe batardım. Bu yaşıma kadar ağız dolusu mutlu olduğum anlar elle sayılacak kadardır. Yine bunalım içinde olduğum bir gün Kürk Mantolu Madonna kitabını taaa 2 sene önce bıraktığım yerden devam etmeye karar verdim. İyi ki dediğin bir an hangisi derseniz işte o an diyebilirim. Bu kitap içimden bile kuramadığım cümlelerin kitaplaşmış haliydi. Daha sonra yazarı
Sabahattin Ali ve fikirlerini okudum. Düşünceleri, hayatı ve hazin şekilde ölümü beni çok etkiledi. Çünkü tek istediği şey insanların insan gibi yaşamasıydı. Neden bunca kavga bunca ağızdan akan salyalar ömrümüz 2 haneli sayılar arasında tükenirken..
Sonrasında ise kitap okuma isteğim arttı. Kütüphaneye kaydoldum. Ayda 7-8 kitap okuyorum. Hep eksik olacağım ama ne kadar okursam o kadar azalacak eksiğim. Kendi deyimiyle ona hitap etmek istiyorum: "Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin." Beni böyle bir yaşam alanıyla tanıştırdığı için sonsuz minnet borçluyum Sabahattin Ali'ye..
Aralık ayının sonunda askerlik için gideceğim şehir ise onun ALÇAKÇA katledildiği şehir olması ayrı bir burukluk yaratıyor içimde..
Umarım siz de sizi bu iğrenç dünyadan tutup çeken bir insanla tanışmışsınızdır veya tanışırsınız.. Sevgiyle kalın :)
Benim kendisiyle tanısma hikayem biraz garip. Fakat basladiktan sonra ayni kitabini defalarca okuduğum tek yazar kendisi. Onu seviyorum. Bana kattıkları icin teşekkürler...