Evet, ağzıma gelen sözcükleri tutmayı öğrendim, istemeyerek tepki vereceğimi hissettiğim zamanlarda bir an dışarı çıkıp, böylesine zayıf ve kötü olduğum için silkinip, kendime geliyorum.
Temiz, beyefendice ve asil ruhlu olmayan bir zaferdense yenilgiyi yeğleriz, çünkü düşmandan gelen her darbe korkunç ve ödlekçedir oysa bizim her eylemimiz cesaretin ve üstün ahlakın ifadesi olacaktır.
İntihar iki korkunun savaşıdır: ölüm korkusu ve sizi ölüme iten şeyin korkusu. Güçlü olan taraf her zaman kazanır. Ve eğer kaybederseniz, cezası ölümdür.
Akıllı insanlar sürekli olarak kendi vicdanlarıyla, yargılarıyla ve bilgileriyle hesaplaşırlar. “Ben her şeyi bilmem ama her gün bir şey öğrenirim” derler.
Yolu tarif edebilmenin mümkün olduğunu sanırız. Sokaklara, köylere, şehirlere verdiğimiz isimlerden öte değildir tarifimiz. Yol tarifsizdir. Yolcunun yüreğindeki çentiklerdir.
Hayatın tek doğrusu yoktu, hayatın birkaç ya da bir çok doğrusu da yoktu, hayatın sayısız doğrusu, sayısız yanlışı vardı, her hayat tekti, benzersizdi.
Saat on ikiye geliyor. Gecenin bu saatlerinde insanlar kısıyorlar seslerini. Sessizlik bürüyor ortalığı. Ben de saha iyi duyuyorum dinlediğim müziği. Daha çok yitiriyorum tüm düşüncelerimi. Olmayan düşüncelerimi. Uyuyabilmem için de hiçbir neden yok.