Papalagi, yani göğü delen adam, yani biz, medeniyetler kuran, daha iyisine ulaşmak için dikey bir hızla durmamacasına hareket eden. İşte kabile reisi Tuiavii kitap boyunca bizim medeniyet dediğimiz şeylere belki de çoğumuzun şimdiye dek bakmadığı bir açıdan bakıyor, bazen şaşkınlıkla, bazen eleştirel. Okurken biz de kendimizi yeni bir pencereden izliyoruz. Bazen şaşkınlıkla, bazen eleştirel.
Yaşadığımız evlerden tutun da, giydiklerimize, tükettiklerimize, para anlayışımıza, zaman ve Tanrı algımıza değin pek çok şey Tuiavii’nin dilinde sözcüklere dönüşüyor.
Yine de ben, iki görüşünde savunuculuğunun doğru olduğu kanısında değilim. Medeniyet ve üretim, ilerleme, daha rahat bir hayatın anahtarlarından bazıları. Doğallık ve doğaya uyum, onunla birlikte var olma çabası da keza öyle.
Yani ne çok geride ne insanlığını unutacak kadar ileride. Tam ortada bir yer tutturmak, gerekli olan.
Akıcı, sayfa sayısı az, rahat okunan ve keyif alınacak bir eser.