Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Mihrice
Mihrice
@Mihrice16
Kendine şair..
Her insanın bir öyküsü vardır ama her insanın bir şiiri yoktur. ( Cemal SÜREYA)
Türkçe Öğretmeni /MEB
Lisans
Bursa, 28 Kasım
843 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
İYİLEŞMEK
"Kendi ellerinden tutmadıkça düşüşünü engelleyemezsin Kendi ellerinden tutmadıkça kimseye çare değilsin."
Kişisel yaşama dair tecrübelerini anlatan ve kişiye neleri yapıp neleri yapmamasını öneren bir eser. Hayli uzun bir süreçte okuma serüvenimiz nihayet buldu kendisiyle. Zira arada çapraz okuma yaptığım başka eserler
Bir Gözyaşı Bir Gülümseme
"Çünkü ona olan sevgim, onun içindeki ışığın, ara sıra kapladığı tedirginliğin karanlığını dağıttığını görmek umuduydu."
Merhaba kitapseverler,
Zamana yayarak okumayı seviyorum felsefik unsuru olan eserleri. Kendine has felsefe anlayışı ve öğretisi ile kalemini okumayı sevdiğim bir yazar Halil Cibran. Daha önce de birkaç eseriyle tanışma fırsatı bulmuştum okumalarımda. İnsan hayatına nokta atışı yapan tespitleri mevcut bu eserinde de. Psikolojiyi ve de sosyolojiyi kendi bilgi ve görüş süzgecinden damıtıp harikulade bir eser meydana getirmiş. Satırlarına vermek istediği mesajları da ustalıkla bir gergef misali işlemiş yazar.
İsmiyle müsemma bir yapıt diyebilirim eser için. Hem kitabın kapağı hem de adı dikkatimi çekmişti kitapçıda raflar arasındaki incelemelerimde. Kitapta mutluluğa ulaştıracak yola, bu yolculuğun yüzümüzde açtırdığı tebessüm çiçeklerine ve saadet gözyaşlarına, insanın hayattan ne beklediğini yeniden sorgulamasına sebebiyet veriyor kitap.
Yersiz kargaşa içinde olmaktansa kabuğuna çekilip kendi münzevi yaşamında hayat gayesini aramayı, etrafındakilere hoşgörü ve iyilikle yaklaşmayı, tevazu sahibi olup kibirden arınmayı hatırlatıyor Halil Cibran.
"Zamanın sahnesinde oynanan insanın tragedyasıdır bu. Bu tiyatrodan hoşlanan seyircilerin sayısı çoktur ama düşünüp kafa yoranları oldukça az." Beni üzerinde en çok düşünmeye sevk eden alıntı bu cümle olmuştu. Kitapta düşünce dünyamızı şekillendirecek birçok cümle bulunmakta. Bu yönüyle not alarak ve yorumlayarak eseri okumanızı tavsiye edebilirim.
Okumanız bol olsun.
Hay bin Yakzan
"Zaman akıp gidiyordu."
Adı belki çok duyulmayan ama birçok düşünür, yazar ve de romancıda tesiri olan bir eser. Düşünme gücünün derinliklerine itiyor okuyucusunu. Varlığı ve hayat gayesini sorgulatan cinsten
İçerisinde felsefik yapılar, alegorik unsurlar, tasavvufi merhaleler yer alıyor. Hepsinin harman olduğu bir yapıt notlar çıkarılarak kimi vakitler minik araştırmalar yapılarak desteklenirse daha nitelikli ve faydalı bir okuma gerçekleştirilmiş olur. Eserin belirli bir bölümü sonrasında insanın nefsi ile olan amansız mücadelesine şahit oluyoruz. Bu yönüyle kitap Divan Edebiyatı'ndaki diğer eserlerle benzerlik taşımakta. Eser, sayfa sayısı az gibi görünse bir çırpıda okunmaktan ziyade zamana yayılarak okunmalı ki böylece içinde yer alan öğütler aklımızda bir payeye sahip olabilsin. İlk felsefi roman ya da ilk robinsonad gözüyle bakılıyor esere.
İbni Sina ve İbni Tufeyl bu tür üzerine eser kalem alan kişiler. Onların eser ve nüshaları incelenip tasniflenmesi ile de bu kıymetli yazın dünyasındaki yerini alabilmiş. Ben daha önce adını hiç duymamıştım. Kitap fuarında yayınevi standı görevlisi öneri olarak göstermiş ve içeriğinden bahsetmişti. İyi ki alıp okuduğum dediğim bir eser oldu. Ufku genişleten ve hayata yeni bir perspektif sunan bir yapıt. Özellikle tasavvufi okumalar yapmayı sevenler için başlangıç eserlerinden birisi denebilir.
Okur Takip Önerileri
·
Puan vermedi
Kumruların Uçuran Şarkısı
"Dinlemeyi bilirsek kâinattaki her varlığı anlayabilirdik."
Merhaba kitapseverler,
Çocuk Edebiyatı alanına ait güzel bir kitapla buradayım. Zamanla gelişimini tamamlayıp hayata karışan bir kumru yavrusunun hikayesi karşılıyor bizi kitapta. Keyifle okunacak tatlı bir olay örgüsüne sahip. Biraz da maceracı yönü geliştirecek bir eser. Çocuklar dedektif gibi hissedebilir. Aynı zamanda hayvanların yaşamına dair eğitici bilgiler edebiyata harman edilmiş bu da güzel bir ayrıntı.
2-7 yaş arasının okuyacağı ve öğretmenlerin de yazma çalışmalarında kullanabileceği bir eser. Minnoş çizimleri de okuyucuyu cezbediyor. Çocukların ilgisini bu yönüyle üstüne çekecektir. Hafif nüktedanlıkta barındırıyor eser. Çocuklara birlikte yaşama, sevgi ve güven değerini kazandıracak mahiyette. İçinde şarkılar da barındırıyor. Kim bilir kalbin sesine kulak tıkamazsak o şarkıları biz de duyabiliriz belki. Çocuklarımızın kitaplığında yer almayı hak ediyor.
Okumanız bol olsun.
Ejderhalar Tuvalete Gider mi?
"Altını ıslattığı geceler için küçük bir bulut ve kuru kalmayı başardığı geceler için büyük bir güneş."
Bu söz aslında ebeveynlerin tuvalet eğitimindeki rolünü özetliyor. Çocuklara bu süreç esnasında nasıl yaklaşılması gerektiğini çok güzel bir hikaye üzerinden anlatıyor. Çocukluğun en önemli dönemlerinden biri olan tuvalet alışkanlığı kazanımını bir travmaya dönüştürmenin büyük sorunlara yol açtığı aşikar.
Çocuklukta yaşanan birçok olayda yanlış davranışlar sonucu travma yaşanması olası aslında. O sebeple anne babalar bu dönemlerde soğukkanlı olup süreci sakince yönetmeliler. Çocuklar altına kaçırdıklarında suçluluk duygusuna kapıldıkları için "Aaa! Sen ne yaptın?" gibi söylemler durumu daha da güçleştirecektir. Uzmanlar destek almalı , fikir alışverişinde bulunulmalı bu dönemde. Kitabın arka sayfalarında sürece dair önerilere yer verilmiş ebeveynler için.
Çocuk Edebiyatı görünümlü bu eseri her anne baba ile anne baba adayları okumalı bence.
Babaya Mektup
"Sizin başkalarına karşı duyduğunuz güvensizlikler bile, benim kendime duyduğum güvensizlikten daha büyük değil, beni siz böyle yetiştirdiniz."
Kafka müthiş bir deha. Kalemi oldukça kuvvetli. Sade dili, edebi üslubu ile birleşince harika yapıtlar ortaya çıkarmış.
Kafka'nın babasına yazdığı mektuptan oluşmakta eser. Buna bir serzeniş, bir iç dökme, eski hesapların ortaya dökülmesi olarak da bakılabilir. Mükemmeliyetçi ebeveyn tutumuyla çocuğun hayatının ne denli karartıldığına bir kez daha şahit oluyoruz Kafka'nın satırları ile. Kafka da yaşadıklarını anlatarak bu durumun üzücü ve geri dönülemez yanlışlara sebebiyet veren sorunlarına değinmek istemiş bence eseri ile.
Birçok çocuk bu duruma maruz kalıyor. Aileler; çocuğa seçim alanı bırakmayıp kendi hırs ve düşüncesine göre çocuklarının eğitim almasını, iş sahibi olmasını ve eş seçmesini istiyorlar. Konuşmalarının alt metinlerini yetersizlik ve başarısızlık üzerine konumlandırıyorlar. Yeterli değeri görmeyen, kendisine tercih hakkı sunulmayan çocuklar ileride istemediği işlerde çalışan birer yetişkin ve aile yapısında mutsuzluğa kapılan ebeveynler oluyorlar. Ne yazık ki aileler o kadar bencilce yaklaşıyor ki çocuğunun duygu dünyasındaki yalnızlık ve çaresizlik nidalarına kulak tıkıyorlar. Tabiri caizse " Aileler atı yönlendiren jokey, çocuklar da birer yarış atı değiller."
Rüzgar Gülü
" Yüreğimin derinliklerinden bir kuş uçtu göklere."
Merhaba sevgili kitapseverler,
Halil Cibran'dan okuduğum ikinci yapıt. Doğunun mistik felsefecisi diyebileceğimiz bir yazar Halil Cibran. Bu kitap da üzerine saatlerce konuşulabilecek ve düşünülecek eserler listesinde yer alıyor. Bununla birlikte kısa kısa hikâyelerle de öğütler, dersler veriyor okuyucusuna.
Kendimizle verdiğimiz benlik savaşına, egoist tavırlara, başkalarıyla olan sohbette ki üslubumuza atıfta bulunuyor. Nezaket sahibi olmanın önemine, böbürlenmenin insandan alıp götürdüklerine, merhamete, sevgi kelimesinin bizdeki anlam ifadesine bakış açımızı sorgulatıyor.
Hayatın güzelliklerini fark Edip sevginin kıymetini bilebilmeyi fısıldıyor satırlardan okuyucunun kulağına ve de zihnine. Bakmak ile görmenk ayrımını yapabilmenizi istiyor Halil Cibran. Kitabı okurken de cesaret tohumları ekiyor yüreğe fark ettirmeden usul usul.
Okumanız bol olsun.
Ivan İlyiç'in Ölümü
"Hayatındaki tüm doğruluğu, dürüstlüğü ve uyumu anımsadı."
Tolstoy yaşamın gerçeklik payelerini ustalıkla eserlerine yerleştiren bir yazar. Çok okunur olmasının temel sebeplerinden biri de bu bence. Günlük hayatta var olan sorunları eserlerinin odak noktası yapmak da oldukça maharetli. Rus Edebiyatı
Küçük Meşe Palamudu
"Değişti mevsimler, ben de değiştim onlarla beraber."
Merhaba kitapseverler,
Çizimleri, içeriği, kağıt ve baskı kalitesi ile harika bir yapıt Küçük Meşe Palamudu. İş Bankası Kültür Yayınlarından, Doğanın Eşsiz Hikayeleri serisine ait eser.
Konusu; toprağa düşen minik bir meşe palamudunun koca bir meşe ağacı olma serüveni... Şiirsel dille kaleme alınmış ki bu da eseri okunur kılan bir yön. Miniklerimiz okuma yazma bilmiyorsa henüz severek dinleyecek şayet okuma yazma biliyorsa da keyifle okuyacak. 4-8 yaş arasına uygun olduğunu düşünüyorum bir eğitimci olarak.
Özellikle değerler eğitimi kazandırmaya yöneldiğimiz 4-6 yaş arasını bu tarz kitaplarla tanıştırmak oldukça önem taşıyor. Bu yaş grubu çevreye adapte olma adına sürekli soru yönelttiğinden bu sorulara cevap niteliğinde bir eser.
Çocukların zihninde konuyu somutlaştırma adına görsellerin incelikle hazırlanmış olması da eserin tamamlayıcı unsuru.
Çocuk kitaplarını okumak hem biz eğitimciler hem de ebeveynler açısından önemli bir nokta. Çocuğun nasıl düşündüğünü neler hissettiğini anlayıp ona rehber olacağımız doğru rotayı bulmamızı sağlıyorlar çünkü .
Gökyüzüne Bakmanın Faydaları
"Mahlukatında yarattığı hikmetlerle onları bereketlendiren Allah ne yücedir! Her varlığa yaratılışında ihtiyaç duyulan şeyleri vermiş ve hayatlarını sürdürmek imkanı ihsan etmiştir."
Merhaba kitapseverler,
Gazali külliyatından bir diğer kıymetli eserle buradayım: Gökyüzüne Bakmanın Faydaları. Gazali
Kum ve Köpük
"Yüce insanın iki kalbi vardır: Biri kanar diğeri de sebat eder."
Halil Cibran 'dan okuduğum ilk yapıt. Eserleri uzun süredir okuma listemde. Bu kitap ile tanışmış olduk yazarın kalemiyle.Şair, ressam, filozof olarak çok yönlü bir kişilik Halil Cibran. Bu çok yönlü oluşu da eserlerini okurken bir hayli hissettiriyor kendini.
Eserimizin sayfa sayısı az ama bir o kadar bize yeni bir ufuk açacak yoğunluğa sahip içeriği bünyesinde barındırıyor. Hikmetli sözler yolumuza ışık olacak öğütleri sözcükleriyle fısıldıyor okuyucuya. Hayatın temel yapı taşının "Sevgi" olduğunu vurguluyor yazar. Bununla birlikte dostluğa, aşka, arkadaşlığa, yaşama dair ipuçları gizliyor eser. Fikir dünyamıza birikim katıyor.
Satırları okurken sözcük seçimiyle de nokta atışı yaptığını görüyoruz. Bu sözcüklere kattığı üslup ile de vermek istediği mesajlar yönünden Nietzsche'yi andırıyor yazar. Ki zaten Doğunun Nietzsche'si olarak anılıyor. Felsefik aforizmaları mükemmel. Zihin açıcı gerçekten.
Tembellikle savaşan dimağımızı derin düşünmeye sevk ediyor. Eseri okurken muhakeme gücünün önemini bir kez daha görüyoruz. Yazarın bence eseri ile de asıl gayesi zihnimizi düş dünyasından alıp gerçek dünya girdabına bırakmak.
Felsefe okumaları zaten genel itibariyle düşünce dünyamıza geniş bir perspektif sunuyor. Bu kıymetli eserde onların arasındaki yerini koruyor.
Okumanız bol olsun.
Veba Geceleri
"Bu soruyu kendine her soruşunda gözlerini ışıktan ayıramadan susuyor ya da ağlamaya başlıyordu."
Orhan PAMUK 'tan okuduğum üçüncü kitap. Onun eserlerini uzunca bir sürede okumayı seviyorum. Böylece satırlardaki gizli anlamları daha rahat irdeleyip yorumlayabiliyorum. Yazarın derin bir bilgi birikimi var eserlerine ustalıkla nakşediyor bilgilerini. Bu sebeple sakinlikle okuma yapmak okuyucu adına daha faydalı olacak bir süreç.
Eserin içeriğine değinecek olursak ilk söyleyeceğimiz sağlam bir kurmacaya sahip olduğudur. Bununla birlikte detaylı betimlemeler de muazzam . Okurken anbean olaylar arasında entrikalarda buluyorsunuz kendinizi.
Olayın temeli; 1900'lerin başında hayali bir mekan Minger Adası 'nda başgösteren veba salgını ve sonrasında domino taşlarının ard arda yıkılması gibi gelen olaylar silsilesinde şekilleniyor. Bir yanda kaos, yönetimsel sorunlar , ölümler ve durdurulamayan salgınlar bir yandan da aşklar, riyakarlıklar Ali Cengiz oyunları eseri döndüren bir çark sanki.
Üstkurmaca bir metin örneği Veba Geceleri. Orhan Pamuk; Ahmet Hamdi, Dostoyevski, Oğuz Atay gibi pek çok yazardan etkilenmiş. Bu etkilerin yansımalarını da eserlerinde görmek mümkün. Mingerli bir tarihçinin eseri yazdığını kurgulayarak tarihsel yönden gelecek eleştirileri bir durdurma amacı taşıyor olabilir. Veba salgınında kişilerin farklı tutumları ve düşünce yapıları Covid-19 ile benzerlik sergilemektedir. Dergipark sitesinde okuduğum bir makalede Veba Geceleri için tarihsel üstkurmaca ifadesi geçtiğini görmüştüm. Bu ifadeyi sonuna kadar hak eden bir eser.
Nefs Terbiyesi ve Ahlakı Güzelleştirme
" Güzel ahlâk, peygamberlerin efendisinin sıfatı, sıddıkların amelllerinin en faziletlisidir."
Gazali büyük bir âlim. Eserleri okuyucunun dimağına da ruhuna da iyi gelen ve şifa veren harikulade bir külliyat. İlmine hayran olmamak elde değil Gazali'nin. Anlaşılır diliyle konuyu daha iyi idrak etmek ve delile etmek adına âyet-i kerimelerle eserlerini destekleyen bir zat-ı muhterem. Yaşadığı dönemde onun ilminden bizzat fayda görenler kendilerinin ne kadar bahtlı olduğunun farkındalar mıydı acaba?
İnsanın en büyük düşmanı olan nefsten arız olan durumları anlatıyor eser. Nefsin galip insanın mağlup olduğu vakitlerde de ahlâkın bundan nasıl etkilendiğini merhale merhale sunuyor okuyucusuna. "Kitâbü Riyâzeti'n -Nefs ve Tehzîbi'l Ahlâk" adlı yapıtın nefs ve ahlakla ilgili terkibine aittir. 'Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiştir.' Şems Sûresi'ne ait olan bu âyet her şeyin özeti aslında. Nefs bir hardır insan eğer manevi teskinlerle ve yaşantısı ile ona karşı irade sahibi olabilmelidir.
"Sen Allah'ın güzel yarattığı bir kişisin. O hâlde ahlâkını da kendin güzelleştir." Ahlâkı bir çiçeğe benzetirsek onu yeşertmekte doldurmakta bizim elimizde. Arkadaş ortamı, nefsin insana hâkimiyeti, ruhi gelgitler gibi birçok etmenler ahlâk üzerinde etkilidir. Yaşantımızla, hayattaki gayelerimizle onu gül tomurcuklarına dönüştürebiliriz.İnsan fıtratı gereği bazen gözüne perde iner, doğruyu göremez. Kötülükle kalp kangrene dönerse şayet ahlak kara çalı haline bürünmesi an meselesidir.
Okumanız bol olsun.
Suskunlar
"Şu ayaltı aleminde, ölmüş, yaşayan ve henüz doğmamış ne kadar insan varsa, göklerde o kadar yıldız ve belki bir o kadar da kader vardı."
Merhaba sevgili kitapseverler,
Suskunlar, İhsan Oktay ANAR'a ait okuduğum yapıtlardan üçüncüsü. Mistik bir üslubu var yazarın. Okuyucuyu görünmez bağlarla esere çeken bir hava
Nietzsche Ağladığında
"Ama eski hayatın külleri üzerine yeni bir ben inşa etmenin zamanı geldi."
Merhaba sevgili kitapseverler;
Bu kitapta roman türünün içine felsefe gergef gibi işlenmiş ve bununla birlikte 1800'lü yılların Avrupa'sındaki sosyal, ekonomik, kültürel çevreler; Paris, Viyana gibi şehirler esere dahil
