Minervanın Baykuşu

Minervanın Baykuşu
@Minervanin_Baykusu_
Ben karşının ölüsüyüm... Ötekileştirdiğiniz beriki... Hani yok saydığınız... Yok etmeye doyamadığınız...
FELSEFE
Lisans
120 okur puanı
Ocak 2018 tarihinde katıldı
Zavallı sefil insanlar, akılsız halklar, kötü durumlarında kalmak için direnen ve iyiliklerini göremeyen uluslar! Sizler gözünüzün önünde, en güzel ve en parlak kazançlarınızın götürülüşüne, tarlalarınızın yağmalanmasına, evlerinizin ve eşyalarınızın çalınmasına seyirci kalıyorsunuz. Öyle bir yaşam sürüyorsunuz ki, hiçbir şeyin size ait olduğunu
Sayfa 25
Reklam
Modernite insan yaşamının tümünü (teker teker, küçük gruplar halinde ya da topyekün olarak) yeniden şekillendirmeye balıklama atladığında mimari, resim ve diğer sanat dalları sadece onu takip ediyorlardı. İnsan yaşamında her şey yeniden inşa edilecek, tasarlanacak ve doğurulacaktı. Hiçbir şey, "yaratıcı yok etme" çaresi ile tarihin zincirlerinden azat edilmeyi getirecek insan kararlılığından, baştan muaf tutulmayacaktı, nitekim tutulmadı da. Ve insanın yaratıcı yok etme potansiyelinin önünde durabilecek, ya da onun tarafından yeniden inşa edilemeyecek, yinelenemeyecek veya yoktan var edilemeyecek hiçbir şey yoktu.
Sayfa 41
Kapsamı ve yoğunluğu hızla artan "bilgi otoyolları" sayesinde, bütün bireyler ve her birey -kadın ya da erkek, çocuk ya da yetişkin, fakir ya da zengin- kendi bireysel varlıklarını tüm diğer bireylerinkiyle kıyaslamaya davet ediliyor, itiliyor ve cezbediliyorlar. Bu kıyaslama özellikle savurganca tüketim yapan halk idolleri (sürekli ilginin odağında olan, TV ekranlarında, gazetelerin magazin sayfalarında ve parlak dergilerin kapaklarında olan ünlüler) ile yapılıyor, hayatlarının ne kadar yaşamaya değer olduğu da çarçur ettikleri servetlerinin ederiyle belirleniyor. Aynı zamanda tatmin edici bir yaşama erişebilme umudu azaldıkça, hayali kurulan standartlar yükseliyor ve "mutlu yaşam" ın imrenilen özellikleri gittikçe çoğalıyor. İnsanların yaptıkları işleri yürütmelerinin altında yatan neden, artık, aşağı yukarı gerçek sayılabilecek kişilere ayak uydurmak değil, sinir bozucu şekilde muğlak olan "ünlülere ayak uydurmak"; süper modellerden, birinci lig futbolcularından ve ilk 10 listesindeki şarkıcılardan geri kalmamak...
Sayfa 27

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
416 syf.
·
Puan vermedi
Hegel
HegelFrederick C. Beiser
8.6/10 · 26 okunma
Minervanın Baykuşu tekrar paylaştı.
Spinoza'nın naturalizmi, tüm insanların eşitligini ve evrensel rahipliğini meşrulaştırıyordu. Çünkü Tanrı sonsuz olarak herkesin içinde aynı biçimde mevcutsa, bu hepimizin eşit olduğu anlamına geliyordu; ve o zaman Tanrı'yla olan ilişkimizde aracılık yapacak bir rahip ya da ruhani bir otoriteye ihtiyaç yoktu.
Reklam
Minervanın Baykuşu tekrar paylaştı.
Sokrates hiçbir şey öğretmedi; sorduğu soruların cevaplarını hiç bilmedi. Bilgi uğruna değil, sorgulama uğruna sorguladı. Cesaret, adalet, dindarlık vb. gibi şeylerin ne olduklarını bilseydi, artık onları sorgulama, yani onlar hakkında düşünme arzusunu duymayacaktı. Sokrates'in eşsizliği, sonuçlarından bağımsız olarak düşünmenin kendisine odaklanışında saklıdır. Bütün bu girişiminin ardında yatan gizli bir saik ya da maksat yoktur. Sorgulanmamış bir yaşam, yaşamaya değer değildir ve mesele bundan ibarettir.
Minervanın Baykuşu tekrar paylaştı.
Sokrates'in fiilen yaptığı şey, düşünme sürecini -kendi içimde, yani ben ile kendim arasında sessizce sürüp giden diyaloğu- söylem yoluyla kamuya açmaktır; tıpkı flütçünün bir şölende çalması gibi, Sokrates de performansını pazar yerinde sergilemiştir.
Minervanın Baykuşu tekrar paylaştı.
Aydınlanma Çağı, ''aklını kamusal olarak kullanma'' çağı olduğundan, Kant için en önemli siyasal özgürlük, konuşma ve yayımlama özgürlüğüydü.
Minervanın Baykuşu tekrar paylaştı.
Felsefeyi göklerden yeryüzüne indirdiğinde ve insanlar arasında olup bitenlere dair kanıları sorgulamaya başladığında Sokrates'in yaptığı şey, her cümlede bulunan gizli veya örtük içerimleri açığa çıkartmaktı; ebeliğinin asıl karşılığı buydu. Tıpkı ebenin çocuğu gün yüzüne çıkartıp muayene etmesi gibi, Sokrates de incelemek üzere sözlerin içerimlerini gün yüzüne çıkartır.
Minervanın Baykuşu tekrar paylaştı.
Biz güzelliği siyasal yargının sınırları çerçevesinde severiz; felsefeyi de, barbarların kadınsılığına düşmeden yaparız. Siyasal yargının güzellik sevgisini de içermesinin nedeni, her ikisinin de kamusal görünüm olma vasfını taşıması ve müşterek bir dünyanın varlığına ihtiyaç duymasıdır. Sanat ile siyaseti birbirine bağlayan ortak unsur, her ikisinin de kamusal dünyaya ait fenomenler olmasıdır.
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
Minervanın Baykuşu tekrar paylaştı.
Ahlaksal varlık olarak düşünülen insan konusunda, niçin var olduğu artık sorulamaz; onun var oluşu kendi başına yüksek amacı içeriyor. Bu yüksek amaç, ahlak yasası altında düşünülebilir varlıkların örgütlenmesidir ya da düşünülebilen varlıkta kendi başına bulunan var oluş nedeni özgürlüktür.
Minervanın Baykuşu tekrar paylaştı.
Erken zamanlarda pozitif bilgi bütünüyle yetersizdi ve insan düşüncesi mitolojik açıklamalara başvurmak zorunda kalıyordu. Modern dünyada ise olumlu bilgi öyle bir düzeyde gelişmiştir ki, bilimsel açıklama mitolojik açıklamanın yerini alır.
Minervanın Baykuşu tekrar paylaştı.
Felsefe tarihinde sık sık ''Tanrı yaratıcıdır'' ifadesinden ''Tanrı'ya itaat ya da ibadet etmek gerekir'' önermesine geçilmiştir. Son önermenin hangi ölçüt ya da yöntemle bir önceki önermeden çıkarılabildiği felsefi ya da bilimsel zeminde açıklanabilir değildir; çünkü Hume'a göre olması gereken, olandan bütünüyle bağımsızdır. ''Başka bir deyişle, olgusal ya da betimleyici yargı ya da önermelerle normatif veya değer biçici yargı ya da önermeler arasında var olan mantıksal yarık hiçbir şekilde kapatılamaz.''
Sayfa 135
Minervanın Baykuşu tekrar paylaştı.
Otoritenin emirlerine ve yasaklarına şüphe ile bakmak, ötesini merak etmek ve kendi sınırlarını aşmak için arzu duymak; zaten felsefe denilen bilgelik sevdasının temelleri de bunlar değil mi? O zaman Havva'nın ilk filozof olduğunu söylememiz gerekebilir.
Minervanın Baykuşu tekrar paylaştı.
İlk kadın ve ilk erkeğin cennetteki yaşamları kendine yeterli ve huzurlu, tüm ihtiyaçları karşılanıyor ama bu, tüm arzuladıklarını elde ettikleri anlamına gelmiyor; çünkü ihtiyaçların ve arzuların farklı olabileceği birazdan ortaya çıkacak. Cennetteki tek yasak, elma yeme yasağı. Elma, mesela şeftali kadar baştan çıkarıcı bir meyve olmadığından, elma yememekle çok büyük kayıpları olmaz sanıyoruz ama yanılıyoruz, çünkü elma aslında bilgi ağacının meyvesi. Yani onu yiyen doğru ve yanlışı birbirinden ayırmayı öğreniyor. Neden Tanrı insanların bilgi edinmesini istemiyor olabilir? Acaba masumiyet ve huzurun korunmasının ancak cehalet sayesinde mümkün olabileceğini ima ediyor olabilir mi?
656 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.