Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

OĞUZHAN AKÇAKOCA

OĞUZHAN AKÇAKOCA
@Mlym
Silahı bilmem ama boş insanı şeytan doldurur. Kitapseverleri grubumuza bekleriz. t.me/+1vKh3MgPsMllM2Jk
Ankara Büyükşehir Belediyesi
Lise
SİNCAN/ANKARA
Baskil/Elazığ, 12 Haziran 1984
167 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
"Sıradağlar mordu, sular kırmızı, Suları beklerdi bir peri kızı Alnından öperken akşam yıldızı, Yeşil gözlerine meftundur sandım!" (Rıza Tevfik Bölükbaşı)
Sayfa 87 - TİMAŞKitabı okudu
Reklam
"Zavallılar, "neye ihtiyacım olduğunu" bir türlü anlayamıyorlardı. Onlar "ihtiyac"ı yemek, içmek, giyinmekle... sadece "para" ile ölçüyorlardı. "
Sayfa 120 - TİMAŞKitabı okudu
"Halbuki sıhhat, güzellik, şöhret, servet gibi Allah'ın en büyük nimetlerine sahip oldukları halde "saadet"i tatmamış nice bedbahtlar vardır!.."
Sayfa 51 - TİMAŞKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"O ne ince bir kadın zekasıydı Yarabbi...Ve ne güzellikti!.. Çoğu kez çok güzel kadınlar, çok zeki olmazlar ;ama Mefaret'e bu iki nimet de kendisine bol bol verilmişti."
Sayfa 19 - TİMAŞKitabı okudu
"Anadolu'nun hangi şehrine, hangi kasabasına varsam, orada "Hocam!" diye ellerime sarılan bir genç kadın veya erkek buluyorum ve kalbim hazzın ipek kanatlarına sarılarak uçuyor. "
Sayfa 10 - TİMAŞKitabı okudu
Reklam
"Bana "Öğretmenim!" diyen ses, beni "Annem!" diye çağıran ses kadar sevgili ve kıymetlidir. "
Sayfa 9 - TİMAŞKitabı okudu
BİZE BİR NAZAR OLDU Bize bir nazar oldu, Cumamız Pazar oldu. Ne olduysa hep bize azar, azar oldu. Ne şöhretten hastayız, ne de candan hastayız. Ne ruhça, ne vücutça, ne de kandan hastayız. Avrupa’ya bir değil, iki pencere açtık Uzun yıllardan beri cereyandan hastayız. Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz. ........
DUA Biz,kısık sesleriz...minareleri, Sen,ezansız bırakma Allahım! Ya çağır şurda bal yapanlarını, Ya kovansız bırakma Allahım! Mahyasızdır minareler...göğü de, Kehkeşansız bırakma Allahım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allahım! Bize güç ver...cihad meydanını, Pehlivansız bırakma Allahım! Kahraman bekleyen yığınlarını, Kahramansız bırakma Allah'ım! Bilelim hasma karşı koymasını, Bizi cansız bırakma Allah'ım! Yarının yollarında yılları da, Ramazansız bırakma Allah'ım! Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü, Ya çobansız bırakma Allah'ım! Bizi sen sevgisiz,susuz,havasız; Ve vatansız bırakma Allah'ım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah'ım!
UUYUYOR MUSUN? Bak şuram sıyrıldı diye kendini Hâlâ bebek bebek soyuyor musun? Yazı yazar yahut resim yaparken Yine ellerini boyuyor musun? Dudağımdan öpen bir adın vardı Ki hâlâ öpüyor, duyuyor musun?
"İslam'dan hiçbir haberi olmayan bazı cahil kişiler, adeta bayrak kaldırdılar: "Biz bu keferenin putunu Sivas'a diktirmeyiz!" diyerek öfkelendiler. Sivas Valisine ve Belediye Başkanına tehdit mektupları gönderdiler. "Siz bu kâfirin putunu Sivas'a diktirirseniz bilesiniz ki, onu dinamitleriz, havaya uçururuz, yakar, yıkarız. Sizi de dünyaya geldiğinize bin pişman ederiz!"diye esip tozdular."
Sayfa 99 - YAKIN PLANKitabı okudu
Reklam
"Veysel'in sigarasını yakan kişi  sormuş : -Baba sigaran yandı mı? -Burnumda  duman çıkıyorsa yanmıştır, diye cevap verir."
Sayfa 94 - YAKIN PLANKitabı okudu
"İnsanların hepsinden hoşlanırım da, bazı insanlarda yalan vardır. Bazı insanlarda riya vardır. Bazılarında yalan vardır. Bazı insanlar ise çok yemin ederler. İşte böylesi insanları sevmem. Yemin kötü ahlaklı insanların bir yardımcısıdır; yalan da kalesi!... " (Aşık Veysel)
Sayfa 84 - YAKIN PLANKitabı okudu
"Alevi bölgesinde doğmasına, büyümesine, yaşamasına ve orada Aleviliği bitmez tükenmez bir kan davası haline getirmiş kimselere rağmen, bir tek şiiriyle, hayır hayır bir tek mısrayla, bu boş, bu korkunç bu faydasız kavgaya katılmadı. Bu bakımdan onun şiirlerinde diş gıcırtısı yoktur. Şiirlerinde isyan bayrağı açan, kılıç çeken, baş kesen, kan döken, sövüp sayan ne kadar bölge şairi varsa hepsini elinin tersiyle bir tarafa gitmiştir"
Sayfa 44 - YAKIN PLANKitabı okudu
"Veysel içi-dışı birbirine uygun adamdı. Sade bir yaşayışı vardı. Şakalaşmaktan, nükte yapmaktan hoşlanırdı. Başından geçen bir olayı olduğu gibi anlattıktan sonra : -Yalanım varsa, yalan söylüyorsam iki gözüm birden kör olsun diyerek ellerini dizlerine vurur, sonra hafifçe gülümserdi Bazen karşısındakine takılmak veya ona "kör müsün?" dememek için kendisine "kör adam!" diye sataşır dururdu. "
Sayfa 77 - YAKIN PLANKitabı okudu
"Orada yemekte bulunanlardan biri Veysel'i uyarmak istedi. -Aşık dikkat et; dedi. Bu gelenler bizden değil, ikisi de sünni. Ona göre konuş haaa! O anda oda, sanki sağır bir sessizlikle dondu. Kaşıklar elimizde kaldı. Aşık Veysel'in yüzüne baktım. Çiçek bozuğu yüzü, kararmaya başladı. Elindeki kaşığı, büyük bakır siniye atar gibi bıraktı. Başı bir süre göğsüne düştü. Elleri çaresizlik içinde birkaç defa döndü durdu. Sonra kızgın, kırgın bir sesle öfkesini boşalttı. -Yahu ne demek bunlar bizden değil sözü? -Yahu ne demek Alevilik; ne demek sünnilik? Hala mı siz-biz kavgasındayız? Bu gelenler Türk mü? Türk! Müslüman mı? Müslüman! İnsan mı? İnsan! Daha var mı "bizden değil sizden değil" ayrımı? Allah aşkına bırakın bu kafayı! Hoşlanmıyorum bu ikilikten! Şuraya ağzımın tadıyla birkaç lokma yemeğe geldim; senlik benlik kavgasına değil! Adam olun ; adam! Herkesle iyi geçinin.!"
Sayfa 43 - YAKIN PLANKitabı okudu
381 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.