Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nurçin

Sıradan insanlar öldürmek istedikleri insanların arkasından konuşurlar .
Sayfa 214Kitabı okudu
Reklam
…sürü psikolojisi, analitik düşünememe, empati eksikliği ve bencillik herkeste var; fark yaratabilmek için gaddar olmalısınız.
Sayfa 213Kitabı okudu
“ Beneficium accipere libertatem est cendere” “ Bir lütfu kabul etmek, özgürlüğünü satmaktır.”
Sayfa 212Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Duş başlığından fikirler yağar.
Sayfa 210Kitabı okudu
Romanlardaki neden-sonuç ilişkileri, tutarlılık, hayatta bulunmaz. Dolayısıyla bir insanın başından geçenleri olduğu gibi yazarak makbul bir romana varamazsın. Yaşamdaki tuhaflık , hikayeleri bozar.
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
Bence aşık, her şeyin kendi lehine işlediği hissine kapılan kişidir.
Sayfa 123Kitabı okudu
Romanlar sayesinde hayat maceramızı sahileştiririz. Çünkü bizi biz yapan acılar, mahrumiyetler, travmalar, arızalar, belalar gündelik münasebetlerde söz konusu edilmez, gizli kalır. Hiç kimse, gerçeği bize kritik ayrıntılarıyla söylemez. İstese de beceremez, güç yetiremez zaten. Gerçek, paradoksal olarak kurmaca metinlerdedir.
Sayfa 120Kitabı okudu
Roman, yapay kader gibi görünür. Fakat kaderden bir bakıma daha ciddidir.
Sayfa 120Kitabı okudu
Düşük IQ’ lu kimseler hayal kuramaz. Çünkü varsayımlarla düşünemezler. Hayal kurmak ile teori kurmak arasında sıkı bir bağ var: ikisi de zeka ve bilgi gerektirir. Aptallar arzularını, taleplerini, beklentilerini hayal zannederler.
Sayfa 120Kitabı okudu
Reklam
İçimizdeki çocukla fazla zaman kaybediyoruz. 10 yıl eziyet gördü ye 90 sene kendine acıyıp mızıklanan tiplerden gıcık kapıyorum.
Anılar ve hayallerdir bizi hoşnut eden. Şimdinin gerçekliğimden daima huylanırız.
Mutlu olmayı isteyecek kadar hırslı değilim.
Mutluluk bir manevi stratejidir. Onu kendin kurarsın; tedarik ya da ithal edemezsin.
Birbirine nefretle bakan apartmanlar, küfürbaz gecekondular…
Güzellik, aşk ve mutluluk ölüme götürür.
Reklam
Bir çocuğu korumanın tek yolu onu doğurmamaktır.
Sayfa 140Kitabı okudu
Sabah gözlerimi açar açmaz ilk iş o ekrana bakmak bağımlılık olmuştu. Bakmazsam, sorumluluktan kaçıyormuşum gibi suçluluk duyuyordum. Sanki yeryüzündeki tüm kötülüğe tanık olmak benim sorumluluğummuş gibi.
Sayfa 229Kitabı okudu
Deniz bir altın seline dönüşmüştü. Her sallantıda, kıpırtıda bir yakamoz… Bir de yıldızlar. Yıldızların üstünden kayıyorlardı. Gözlerinin önünden de durmadan akan ustura gibi yıldız çizgileri geçiyordu.
Bir “ohhh”, çekti Poyraz, “ ben ömrümde hiç böyle lezzetli bir yemek yemedim. İçim dışım deniz kokuyor. Ben deniz içtim, deniz yedim, tepeden tırnağa deniz oldum.”
Deniz o kadar durgundu ki karıncalar su içerdi.
Sayfa 28 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
…vah vah, dediler balıkçılar, kendi etti kendi buldu. Hızır onun keçilerinin sütlerini çalmasına doksan dokuz yıl dayandı, sonra da canına tak etti, tuttu onu kayalardan aşağıya yuvarladı…
Sayfa 26 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Solvitur Ambulando: Yürüyerek çözülür .
Zaten edebiyat Homeros’la başlayıp bitmişmiş. Shakespeare üstüne baharat serpmiş, Cervantes kapıyı kapamış, Kafka kapıya nal gibi kilidi asıvermiş, Orwell da anca Huxley’nin Zamyatin’i taklit etmesi sayesinde delikten bakmışmış.
Sayfa 15 - April YayıncılıkKitabı okudu