Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Akbulut

Ahmet Akbulut
@MrNobodyy
vazgeçemediklerinin toplamıdır insan
Psikolog
Lisans
Antalya
Antalya
23 okur puanı
Eylül 2018 tarihinde katıldı
Bencillikle lekelenmiş sevgi ifadeleri sempati uyandırmaktan uzaktır; yürek her tür ince hesaptan ve yarar beklentisinden nefret eder.
İş bankası
Reklam
Onu, ne insanın beşiğini sevmesi gibi severim ne de çölde bir vahanın sevilişi gibi severim. Onu, bir artist sanatı nasıl severse öyle severim…
İş bankası
Aramızdakı bu dikenli tellere rağmen, içgüdüsel duygular öylesine kök salmış, kendisinden bir türlü umudu kesemediğimiz bir annenin esinlediği o dini dehşet duygusu oyle dallanıp budaklanmıştır ki, o yüce yanılgımız, yani sevgimiz, yaş ilerleyip de annenin yargılandığı gün gelene dek sürüp gider, o gün geldiğinde çocukların misillemeleri başlar, geçmişin hayal kırıklıklarından kaynaklanan, bu hayal kırıklıklarının beraberinde getirdiği balçıksı tortuyla artan kayıtsızlıkları mezara dek sürer.
İş bankası

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Acımasızca cezalandırıldım. Hem de korkunç bir ceza! Yıldızlara olan aşkından dolayı alay konusu oldum ve annem akşam bahçede kalmamı yasakladı. Zorbaca yasaklar çocuklarda bir tutkuyu yetişkinlerde olduğundan daha çok perçinler; çocuklanın yetişkinlere kıyasla, kendilerine karşı konulmaz çekicilikler sunan o yasaklamadan başka bir şey düşünmeme gibi bir üstünlükleri vardır. Yıldızım yüzünden sık sık dayak yedim. Derdimi kimseye açamadığımdan, çocukların bir zamanlar ilk sözlerini dile getirdikleri, şimdiyse ilk düşüncelerini dile getirdikleri o huzurla iç cıvıldamanın ortasında ona acılarımdan söz ediyordum. Yaşamın sabahında edinilen izlenimler yürekte derin izler bıraktığı için, on iki yaşına geldiğimde okul çağında, tasvir edilemez hazlar alarak onu izlemeye devam ediyordum.
Sayfa 5
Birisi yakınına, kendisini aradığı için gider, diğeri kendini kaybetmek istediği için. Kendinize olan diğerkamlığınız, yalnızlığınızı bir hapse çevirir.
Sayfa 72 - dorlion
Reklam
Olduğu gibi görünebilen, çıldırtır. Çıplaklıktan ürkmeye bu derece mecbursunuz. Evet, eğer tanrı olsaydınız elbiselerinizden utanmaya mecbur olurdunuz.
Sayfa 66 - dorlion
Artık zengin ve züğürt olan yoktur. Her ikisi de sıkıntılıdır. Artık hükmetmek isteyen kim, itaat etmek isteyen nerede? Her ikisi de sıkıntılıdır.
Sayfa 15 - dorlion
Ve bana Goethe'nin bir safsatasını telkine çalıştı. "Az ümit edip çok elde etmek hayatın hakiki sırrıdır."
Sayfa 82 - ötüken
Susmaya devam etti. Uzun bir sükût. Dakikalar geçiyor. Her an birbirimizden biraz daha uzaklaşıyoruz. Konuşursak, bunu birbirimize hissettirmekten başka bir şeye yaramayacak. Bunun için susuyoruz. Ne onda bu büyük mesafeyi atlamak ve ötekinin yanına varmak isteği, ne bende kuvveti var. Bu sessizlik içinde zaman aramızdan bir düşman gibi geçiyor.
Sayfa 76 - Ötüken
Uyuyamadım, ağrılarım arttı, fakat ruhi azabıma nispetle çok asil, sade ve saf olan et ızdırabımı o gece sevdim.
Sayfa 74 - Ötüken
Reklam
çocukluğumda o kadar az oyun oynamıştım ve aldatmasını o kadar az öğrenmiştim ki, yalan bana suçların en ağırı gibi geliyordu;ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyaların bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşırıyordum. Yalana her şey isyan etmelidir. Eşya bile: Damlardan kiremitler uçmalıdır, ağaçlar köklerinden sökülüp havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır, camlar kırılmalıdır, hatta yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır falan...
Sayfa 52 - ötüken
Seni sevince pazara çıktım sevinçten Enginar aldım "süper enginarlar" diye bağıran adamdan Oturup ağladım sonra, şaşırdın. Bu "süper" oluşta canımı acıtan bir şeyler vardı. Canımın acısıydın.
"Bizi gerçekten korkutan ve umutsuzluğa düşüren şey, dışımızdaki olayların kendileri değil fakat bizim onlar hakkındaki düşüncelerimizdir. Bizi rahatsız eden “şeyler” değil, onların anlamını yorumlama biçimimizdir."
Sayfa 11
140 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.