Yukarıda paylaştığınız yazıyı bi kaç saat önce okumuştum ve aşırı hoşuma gitmişti, demin okuduğum kitapda (Prof. Dr. Muhammed Kutub - 20. Yuzyil cahiliyesi sf.72) tevafuk karşıma çıktı :) paragraf şu;
"..kırsal kesimde yaşayan insanların duygu ve vicdanları, hububat
tin yetişmesi, meyvelerin olgunlaşması, toprağın bereketlenmesi ve
yeryüzünün don ve diğer afetlerinden korunması hususunda Allah'a
yönelirdi. Bu nedenle -her ne kadar O'na başka ilahları ortak koşu
yorlarsa da- Allah'a bağlıydılar. Ancak şehirlerde oturanların duygu ve
vicdanlan, -kalplerine egemen olan cahili anlayış nedeniyle- Allah'a bu
şekilde bağlı değildi. Zira şehirde üretimi yapan Allah değil () insanın
kendisiydi. Iste sanayi devrimi cehaleti, bunu böyle anlamış veya böyle
olmasını arzu etmişti..."
Çok kurban kesilen memlekette harp - savaş olmaz, kan dökülmez. Kurban, insandan dökülecek kana keffarettir. Doğudaki halkın çoğunluğu Şafi mezhebindendir. Şafilere göre kurban sünnettir. Kurban kesen de azdır. Devlet, Doğu'da kan dökülmesini durdurmak istiyorsa oralarda çokça kurban kesilmesini sağlamalıdır. (K. Kaçar)
Onlar Amerikancı İslam'ı istiyorlar. Onlar abdesti bozan şeylere fetva veren, ama Müslümanların siyasi, iktisadi ve ictimai durumlarına fetva vermeyen İslam'ı istiyorlar.
/ Seyyid Kutub