Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Müge YILDIZ ARI

Müge YILDIZ ARI
@Muggyldz
420 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Unutma Beni Apartmanı
Unutma Beni ApartmanıNermin Yıldırım
8/10 · 3.561 okunma
Reklam
Mutlulukların doyamadığımız kısacık anlara sıkıştırılıp, felaketlerin, acıların, sıkıntıların bitmek bilmeyen koca koca zamanlara yayılması, yazılmamış, ama dunya dönduğunden beri şaşmaz bir hukukla süren kanunlardan biriydi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Derinlerde yüzeysel ilişkılerdense kıyıdan çok uzaklaşmayan derin ilişkileri tercih ediyordum. Çünkü birinde boğulma ihtimaliniz vardır, diğerınde her zaman guvendesinizdir. Ama en önemlisi bir gün fazlaca açılacak olsanız bile ya kıyıya çağrılacağınızı ya da derinlerde yalnız kalmayacağınızı bilirsiniz.
O zaman geride bıraktığınızı sandığınız her şeyi farkında olmadan yanınıza katarak, peşiniz sıra sürükleyerek yolunuza devam edersiniz. Bunun için yıllar geçtikçe yürümek biraz daha zorlaşır. Ardınızda sürüklenen gürül- tücü teneke parçalarını göremezsiniz. Kafanızın içinde uğuldamakta olan sesin nereden geldiğini öğrenmek için doktor kapıları aşındırdığınız bile olur. Size bazen arkanıza dönüp bakmanızı söylerler. İşte tüm bu peşinizdeki kalabalıktan dolayı kararlarınız ve değişimleriniz geçmişinizden bağım- sız değildir. En önemsiz kararınızda bile artık hatırlamadığınız küçücük bir anının, geçmişe ait minicík bir hatıranın rolü olabilir
Reklam
O zamanlar sık sık şöyle düşündüm, beni kuru bir ağacın gövdesine hapsetseler de başımın üstündeki gök parçasına bakmaktan başka yapacak işim olmasa da yavaş yavaş ona da alışacaktım. Kuşların geçişlerini, bulutların birbirlerine rastlayışlarını bekleyecektim, nitekim burada da avukatımın acayip kravatlarını görmek için, başka bir âlemde de Marie'yi kollarımın arasına almak için cumartesiye kadar sabrediyordum. Halbuki iyi düşünülürse kuru bir ağacın gövdesi içinde değildim. Benden daha mutsuz olanlar da vardı. Zaten annem de böyle düşünürdü; sık sık, insanın sonunda her şeye alışacağını tekrarlardı.
Bu sorgunun devam ettiği on bir ay boyunca, diyebilirim ki, en hoşlandığım nadir anlardan biri de sorgu yargıcının beni kapıya kadar götürüp omzuma vurarak samimi bir tavırla, "Hadi bakalım, bugünlük bu kadar, Bay Deccal," dediği andı. O zaman beni jandarmalara teslim ediyorlardı.
Günün dengesini bozduğumu, üzerinde mutlu anlar geçirdiğim kumsalın olağanüstü sessizliğini mahvettiğimi anladım. O zaman, hareketsiz vücuda dört el ateş ettim, kurşunlar birbiri peşi sıra bu vücuda gömüldü. Felaketin kapısına vurduğum dört sert darbeydi sanki bunlar.
Kendi kendime, neyse, bu pazar da geçti, annem gömüldü, işe yeniden başlayacağım, sonuçta değişmiş hiçbir şey yok, diye düşündüm.
Bugün annem öldü. Belki de dün, bilmiyorum. Bakımevi'nden bir telgraf aldım: Anneniz öldü. Cenazesi yarın kaldırılacak. Saygılar
Reklam
Amansız derde ya amansız deva bulacaksın, Ya hiç dokunmayacaksın.
Sayfa 111Kitabı okudu
194 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.