Yıılların kasvetiyle mahvettiği o gönüle, umut şiirleri düştü . Bilmem ki aralığın kaçı ? Ya beşi ya da on beşi ...Tam bitti derken sürdü yine hayat keşmekeşi . Bu defa durmak yoktu , susmak yoktu . Yani öyle olması gerekirdi. Sonra uzaktan tanıdık bir ses...Sessizliğin adımları , gururun fısıltısı... Ama değişen bir şey var , bir kanat çırpmaya , bilmem hangi diyardan gelirse gelsin kucaklaşmaya hazırdı , sonra ellerini semaya açıp aşkın sarhoşluğundan mest olmaya da hazırdı.
Ben geldim geleli açmadı gökler
Ya ben bulutları anlamıyorum
Ya bulutlar benden bir şey bekler
Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum
Ben geldim geleli açmadı gökler
Bir yağmur bilirim bir de kaldırım
Biri damla damla alnıma düşer
Diğerinde durup göğe bakarım
Ne şehir ne deniz kokan gemiler
Bir yağmur bilirim bir de kaldırım...
İyi ki bilmiyor kalabalıklar
Yağmura bakmayı cam arkasından
İnsandan insana şükür ki fark var
Birine cennetse birine zindan
İyi ki bilmiyor kalabalıklar