Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nəzrin Baxşəli

Nəzrin Baxşəli
@Nazrinb1
Ars longa vita brevis
İstanbul
Azerbaijan, Baku
8 okur puanı
Haziran 2022 tarihinde katıldı
Kendimizi suçladığımızda hiç kimsenin bizi suçlamaya hakkı olmadığını hissederiz.
Reklam
Öte yandan, seninle siyaset, sosyoloji veya metafizik tartışmayı önermiyorum. Ben insanları ilkelerden daha çok severim ve hiçbir ilkesi olmayan insanları dünyadaki her şeyden daha çok severim.
Ve tamamen bilgili insanın zihni berbat bir şeydir. Antikacı dükkanı gibidir, canavarlarla ve tozlarla dolu, gerçek değerinden daha yüksek fiyatlı eşyalarla dolu bir antikacı dükkanı gibi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanlar kendilerinin en çok ihtiyaç duydukları şeyleri başkalarına vermeye bayılırlar. Ben buna cömertliğin dibi diyorum
Erken kalkıyorlar çünkü yapacak çok işleri var. Erken yatıyorlar çünkü düşünecek çok az şeyleri var.
Reklam
"Her birimizin içinde cennet ve cehennem vardır, Basil" diye haykırdı Dorian çaresizliğini gösteren çılgınca bir el hereketiyle.
Evet, Dorian, bana her zaman düşkün olacaksın. Çünkü senin işlemeye hiçbir zaman cesaret etmediğin tüm günahları temsil ediyorum.
Parkta otururken veya Piccadilly'de gezinirken yanımdan geçen herkese bakar ve çılgınca bir ilgiyle ne tür hayatlar sürdüklerini merak ederdim. Bazıları beni büyüledi. Bazıları içimi korkuyla doldurdu. Havada keskin bir zehir vardı. Hislere karşı derin bir tutkum vardı...
Sayfa 62
Bugünlerde insanlar her şeyin fiyatını biliyorlar fakat hiçbir şeyin kıymetini bilmiyorlar.
Reklam
"Bunu anlayacağımdan oldukça eminim," diyerek yanıtladı gözlerini minik, altın sarısı ve beyaz yapraklı yuvarlak nesneye dikerek, "ve bir şeylere inanmaya gelince, her şeye inanabilirim, yeter ki olağanüstü olsun."
Sayfa 10
Evet, coğrafya bir kaderdi ama tarih de kaderdi. O dönemlerde yaşamış olanlar, yanlış zamanda, şu korkunç 20. yüzyılda dünyaya gelmenin acılarını çekmişlerdi. Aynı yüzyılın son on yıllarında doğanlar ise refahın, güvenliğin, özgürlüğün keyfini sürüyorlardı.
Ne çok insan vardı trafikte! Birbirinden kopuk, diğerlerinin neler yaşadığından habersiz ne çok insan vardı. Çeşitli amaçlar peşinde, çeşitli kaygılarla akıp gidiyordu hayat. Ama kimse kimsenin hikayesini bilmiyordu.
Bilgi ne garip bir şeydi. Şişede hapsedilmiş bir cin gibi yıllarca duruyor, senin gelip kapağını açacağın günü bekliyordu.
- Aramızdaki temel fark ne, biliyormusun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun! - Peki sen ne görüyorsun bakalım? - İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan.
Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına, ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak. Kimi insanın yüreği karanlık, kimininki aydınlıktır. Geceyle gündüz gibi! Dünyanın kötülüklerle dolu olduğunu düşünüp küsme, herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama! Kendini koru kızım, insanlara karşı kendini koru!
Reklam
Fyodor Dostoyevski, insanın ancak acı çekerek olgunlaşacağını söyler. Bu açıdan bakınca İstanbul'un benim hayatımda çok önemli bir yeri var. Çünki ben bu şehirde olgunlaşdım.