Öte yandan, seninle siyaset, sosyoloji veya metafizik tartışmayı önermiyorum. Ben insanları ilkelerden daha çok severim ve hiçbir ilkesi olmayan insanları dünyadaki her şeyden daha çok severim.
Ve tamamen bilgili insanın zihni berbat bir şeydir. Antikacı dükkanı gibidir, canavarlarla ve tozlarla dolu, gerçek değerinden daha yüksek fiyatlı eşyalarla dolu bir antikacı dükkanı gibi.
Parkta otururken veya Piccadilly'de gezinirken yanımdan geçen herkese bakar ve çılgınca bir ilgiyle ne tür hayatlar sürdüklerini merak ederdim. Bazıları beni büyüledi. Bazıları içimi korkuyla doldurdu. Havada keskin bir zehir vardı. Hislere karşı derin bir tutkum vardı...
"Bunu anlayacağımdan oldukça eminim," diyerek yanıtladı gözlerini minik, altın sarısı ve beyaz yapraklı yuvarlak nesneye dikerek, "ve bir şeylere inanmaya gelince, her şeye inanabilirim, yeter ki olağanüstü olsun."
Evet, coğrafya bir kaderdi ama tarih de kaderdi. O dönemlerde yaşamış olanlar, yanlış zamanda, şu korkunç 20. yüzyılda dünyaya gelmenin acılarını çekmişlerdi. Aynı yüzyılın son on yıllarında doğanlar ise refahın, güvenliğin, özgürlüğün keyfini sürüyorlardı.
Ne çok insan vardı trafikte! Birbirinden kopuk, diğerlerinin neler yaşadığından habersiz ne çok insan vardı. Çeşitli amaçlar peşinde, çeşitli kaygılarla akıp gidiyordu hayat. Ama kimse kimsenin hikayesini bilmiyordu.
- Aramızdaki temel fark ne, biliyormusun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!
- Peki sen ne görüyorsun bakalım?
- İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan.
Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına, ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak. Kimi insanın yüreği karanlık, kimininki aydınlıktır. Geceyle gündüz gibi! Dünyanın kötülüklerle dolu olduğunu düşünüp küsme, herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama! Kendini koru kızım, insanlara karşı kendini koru!
Fyodor Dostoyevski, insanın ancak acı çekerek olgunlaşacağını söyler. Bu açıdan bakınca İstanbul'un benim hayatımda çok önemli bir yeri var. Çünki ben bu şehirde olgunlaşdım.