Kelebeklerle arkadaş olabilmen için, önce doğanın bir parçası olman gerek. İnsan kokunu silip, sabırla bekleyerek, ağaç, ot ya da çiçek olduğuna inananacaksın. Zaman alır, ama karşı taraf bir kez razı olursa, sonrasında doğal olarak arkadaş olursun.
Eğer sorun varsa, insanların boş kelimesinin ve türevlerinin anlamını bildiklerine inanmasında ve doğrulamak üzere kaynağa gitmekle vakit kaybetmemesinde ya da zihin tembelliği sendromu çekmesinde ve bu tembellik içinde kalmasında, güzel bir keşifte bulunmak üzere daha öteye gitmemesinde yatar.
Bütün insani hakikatlerde daima kaygı verici, üzücü bir yan vardır, bizler böyleyiz, üstelik ben sadece yaşamın kırılganlığından söz etmiyorum, bizler her an yok olma tehdidi altındaki küçük ve titrek birer aleviz ve korkarız, özellikle korkarız.
Zaman ve kimlik, derdi Headington şevkli bir şekilde, iki büyük sır. Açılar, kavisler, yumuşak ve sert perspektifler. Ne görüyoruz ? Belirli bir şekilde gören şeyler olarak bizler neyiz ? Ne olabilirdik yahut bir zamanlar neydik ? Zamanın tüm dönemeçleri. Zamanı, mekanın bir boyutu olarak görmek konusunda ısrarcı olan, mekansal metaforlarla betimleyen tüm düşüncelerden tiksiniyorum. Hiçbir yere varmamaları şaşırtıcı değil. Zamanın mekanla hiçbir alakası yok; ruhla alakası var. Ah ! Kimse anlamıyor. Sen bile !
Büyük bireyler yalnız olmak zorundadırlar. Herkesin onların dokunulmaz olduğunu düşünmesi gerekir. Nihayetinde diğer herkese nazaran daha az insan muamelesi görürler. Var olamayacak bir şeyin sembolleri muamelesi görürler. Yalnız olmak zorundadırlar.