boynun diyorum boynun
kafdağının ardında
saklı kalmış bir nehir olmuş da
keşfi bana nasip olmuş sanki
abarttığımı sanma
ılık bir yağmur damlası olup
süzülüyorum boynunun cennet atlasında
birkaç dakikalığına da olsa
bir ben bilirim geceyi
bir de sokak lambasına hayran pervane
ben geceye
gece güne divâne
sessiz sedasız çekerim içime seni
şiirin raflarından
dört mevsim
yağmur olup düşersin kirpiklerimden
gece ancak bahane
kadının sus'masıyla erkeğin ağlaması birbirine denktir
sus'uyorsa bir kadın
içerde sayısız fırtına kopuyor demektir
ağlıyorsa bir erkek
bir dağ kökünden dinamitleniyor demektir
işte bu durum
hayatın zıtlığına en güzel iki örnektir
yamalı bir hırkaydı hayat üstümde
sözlerim parlak
kalbim cenk meydanı
aşkın filleri
barbarca ezdiğinden beri kalbimi
çıkıyordum gerisin geri
vuruşarak kendimle
inşa edilebilir boynunda bir Mezopotamya
yahut vaad edilmemiş bir cennet
koşabilir asi bir küheylan
ciğerlerini çatlatırcasına
koynunun bereketli atlasında
durulabilir deli bir nehir
dudaklarının kenarında boy vermiş
sen bu masalda
külkedisi olmayacak kadar güzel
gerçeksin hayatın acımasız yüzü kadar
sevdiğim
inkara yeltenenler
gözlerinde tevbe eder
şiirlerden ayetler üfledim