Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
Ceyda
Ceyda
@Nedenler
Ütopya ve bilim kurgu sever
Okumayı çok seviyorum her öneriye açığım.
Kitapların beni farklı diyarlara götürdüğüne inanıyorum ve farklı dünyalar tanımayı seviyorum
Lisans
31 okur puanı
Eylül 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Dizi tadında kitabımı bugün itibariyle bitirdim. Diziyle birebir aynı diyebilirim. Çok nadir farklar var ama o kadar göze batmıyor. Okuduğum 752 sayfanın dörtte biri tekrarlar ve insanı bazen yoran tasvirler ile dolu. Yine de okuyunca zevk veriyor fakat bazen atlıyor insan.
Konusu çok güzel. Eski bir kehanet ve o kehanetin gerçek olması ile ilgili. Bir kadının büyülü taşlara dokunup 200 yıl geriye gitmesini ve burada yeni bir hayat kurmasını, farklı insanlar ve kültür tanımasını ayrıca burada evlenmesini konu alıyor. Baş karakterimiz Claire gelecekten gelmişti ve gelecek günlerde olacak büyük olayları biliyordu. Çağına Göre tıp bilgisi daha gelişmiş birisi ve aynı zamanda hemşire. Onu esir alan klanda yaralı bir kişiye yardım ediyor zamanla onun ile evlenmek zorunda kalıyor. Jamie ile kesişen yolları, onları birbirine bağlıyor. Elbette kitapta bazı çatışmalar, siyasi farklar, İskoçya ve İngiltere arasındaki sürtüşme, adaletsizlikler ve kadınlara yapışan cadı damgası da anlatılıyor. İşlenişi ve konusu başarılı fakat biraz gereksiz uzatılmış yerler var.
Nora hayatından memnun olmayan, sevdiklerini kaybet iş ve abisi ile arası açık olan bir kız. Yaşadığı bunalım sonucu intihar girişiminde bulunuyor ve kendine geldiğinde bir kutuphanede en sevdiği hocası ile karşılaşıyor. Aslında hastanede tedavide olduğunu ama burasının Araf gibi arada kalmış bir alan olduğunu öğreniyor. Nora her yeşil kitapta farklı bir hayatta yaşadığı kendini görüyor. Her bir hayatinda daha mutlu. Daha depresif daha normal yada ünlü olabiliyor. Tam tersi de olabiliyor. Ölmüş babasının sesini duyuyor mesela. Kütüphaneye uyum sağlıyor bazen zor olsa da.
Konusu güzel okuması fena değil fakat yine de popüler kültür olarak bakıldığında abartılı konuşulmuş diyorum. Güzel. Konu düşünülmüş. Benim beklentim daha fazlaydı. Yine de tavsiye ederim
Adam yıllar önce göçtüğü ülkesine bir vefat haberi ile geri döner. Ülkesindeki iç karışıklık dini anlayisi azaltmış ve farklı dinden olanların göç etmesine sebep olmuştur. Vatan toprağına ayak basınca özlemini anlamış ve buradan gitmek yerine biraz daha kalmaya karar vermiştir. Bu sürede eski okul arkadaşlarını ve ailelerini tanımış ve toplantı planlamışlardır. Ülkenin eski yeni durumunu, yaşanan siyasi kargaşanın ne kadar elzem sonuçlar doğurduğunu her saat daha fazla görüyor adam.
Toplantı günü bir arkadaşını almaya giderken geçirdiği kaza sonucu bilinci duruyor. Plan ve projeler ayrıca toplantı malesef gerçekleşmiyor yada Adam sız gerçekleşiyor
Okur Takip Önerileri
Merhabalar;
Kitabımı dün akşam bitirdim. Son zamanlarda soluksuz okuduğum içimi yakan anlatımı ile vicdana dokunan bir kitap. Tasfirleri, yaşananları o kadar gerçekçi anlatıyor ki bir an kendimi orada gibi hissettim. Çoğunun hatta daha fazlasının yaşandığını bildiğim halde bazı sayfalarda derin bir hüzün duydum. Etkilendim.
Kitabımızda Meryem ve Leyla adlı gencecik iki kadının yaşantısı ve yollarının kesişmesi anlatılıyor. Meryem babasının uygunsuz ilişkisinden doğan bir kız çocuğu ve babası ondan utanıyor. Zor şartlarda yokluk içinde büyüyor. Vakti gelince bazı talihsiz olaylar sonucunda kendisinden büyük dul bir adama veriliyor. Yaşadığı düşükler, uğradığı psikolojik şiddet, hiç bir hakkının olmaması, her an kapıya koyulma korkusu- ki koyulsa da çok farklı bir eziyet var- eşiyle yaşamayı öğreniyor. Ülke içinde farklı milletlerin söz sahibi olma çabası, sürekli savaş hali Leyla'nın sevdiklerini elinden bir bir alıyor ve bir bombalama sonucunda Meryem tarafından kurtarılıyor. Böylelikle çocuğu olmayan meryeme kuma geliyor. Leyla'nın yaşı daha on dört on beş iken Rasit'in yaşı epey ileri. Meryem ve Leyla zamanla birbirlerine arkadaş ve anne kız oluyorlar. Bu uğurda Meryem idam ediliyor. Leyla ise nice anı ile beraber sevdiği adam ile yeni bir hayata başlıyor.
Kadına yapılan eziyeti, dinin nasıl söndürüldüğü yanlış anlaşıldığı bir kez sah gözler önüne seriliyor.
Şu hassas dönemde okumanızı tavsiye ederim. Umuyorum beğenirsiniz.
Saat yapımı ile üne kavuşan bir saat ustasının kibir ile imtihanı ve sonunda başına gelenler anlatılıyor. Kızını bile kendisi kibri sonucunda yaşlı ve kötü bir adama verişi, her şeyini saatleti uğruna satması, öz eleştiri yapmak yerine her daim kibir ağına düşmesi ve bu yolda ölmesi ki bu alınıyor. Çerez tadında kısa ama okuması zevkli bir eser.
Dilinin sadeliği ve anıların güzelliği ile bizi içine çeken bir kitap. Aslında bize karşımızda birisi varmışta anılarını anlatıyor ve sohbet ediyormuş hissi veriyor.
Küçük yaşta yaşadıklarımızdan ne kadar etkilendiğimizi, kalabalık ortamda yardımlaşmayı aynı zamanda kötü olan bazı şeyleri de çok güzel anlatmış
Hikaye kalabalığı yapmamış yazar. Az ve öz anlatmış her şeyi. Aslında nda birazda özlem çektiği için yazmış hissi verdi bana.
İnsan kaç yaşına gelirse gelsin bazı anılarını unutmuyor dedirten bir kitap.
Bu aralar romantik eserler okumak istiyorum, havalardan olsa gerek
Gelelim kitabımıza, Judith mcnaught hayranı biri olarak tekrardan okudum ve yine aynı şekilde memnun kaldım. Zaman gerçekten bazı şeyleri değiştiremiyor. Kitabımızda kızımız Alexandra toplumdan uzak, kendi çevresinde, mütevazı bir hayat yaşamaktadır. Jordan ise yozlaşmış, ahlak kavramı kalmamış, paranın olduğu ama huzurun olmadığı bir toplumda büyür. Talih ikisini bir araya getirir ve onları yeni maceralara yönlendirir. İntikam, gurur, entrika, kavga, savaş hepsi kitapta mevcut.
Jordan hırslı akrabaları tarafından öldürülmeye çalışılır, plan kısmen başarılı olur ama kaderin cilvesidir ölmez ve tekrar eve döner. Karısını bulur yeni bir hayat kurmaya çalışır. Bu arada hiçbir şey eskisi gibi değildir.
Selçuk Altun ile tanışmamı sağlayan kitap #ayrılıkçeşmesisokağı. Dili, anlatımı, olaylara yaklaşımı, betimlemeleri ve diyalogları ile etkileyici bir eser. İnsan okurken hiç sıkılmıyor. Ayrıca yazarın Beckett hayranı olduğunu da varsayıyorum.
Konusu ise; yurtdışında yıllarca akademisyenlik yapan Ziya Adlan'ın ölümcül hastalığı sebebiyle Türkiye'ye dönmesi ve kalan günlerini ülkesinde geçirmek istemesi ile başlar. Eski bir aileden gelen Adlan Ayrılık Çeşmesi Sokağı'ndaki bakımsız konağa yerleşir. Bakıma muhtaç durumda olduğu için bir bakıcı aramaktadır. Bu sebeple diğer bir esas karakterimiz olan Artvin Taner ile bir araya gelirler. Artvin'in ise tek bir tutkusu vardır; o da saksafon çalmak. Fakat bazı talihsiz olaylar sonucunda sol elinin iki parmağı kesilir ve her şeyini kaybeder. Buna sevdiği kadın ve hayalleri de dahildir.
Bizler farklı tecrübeye sahip, bakış açıları değişik olan insanların bir araya gelerek nasıl muhabbet ettiğini, yaşadıklarını ve dostluklarını okuyoruz.
Yazarın bilgisi, genel kültürü yadsınamaz bir gerçek. Sayfalarda aralara sıkıştırılmış pek çok bilgi var ve bunları muhabbet şeklinde bizlere aktarıyor.
Okumaktan fazlasıyla keyif aldığımı belirtmem gerekir. Sizlere de tavsiye ederim
Son zamanlarda sizlerden ve çevremden aldığım tavsiyeler ile harika kitaplar okudum. Bunlardan birisi ise YILAN ve GÜVERCİN oldu.
Karakterleri uzun uzun anlatabilirim. Kadın karakterimiz Lou kendine güvenen, çevre edinebilen, güçlü ve birazda asabi bir karakter. Kendisi bir cadı ve tam olarak kendi güçlerini kullanamayan bir birey. Karşına çıkan Reid ise bir cadı avcısı ve kıdemli. Hayatını bu iş üzerine oturtmuş can-ı gönülden bağlı, terbiyeli, anlayışlı bir birey.
Şans eseri bir araya gelen bu zıt karakterler evlilik bağı ile bağlanıyor ve beraber yaşamaya başlanıyor.
Bir cadı tamamıyla cadı avcısı olan bir grubun yaşadığı kulede yaşamaya başlıyor. Heyecan verici, komik ve gergin sahneler ortaya çıkıyor.
Başlarda birbirini sevmeyen kaçan çift zamanla alışacak, sırlarını paylaşarak yakınlaşıyor ve birbirlerine aşık oluyorlar. Zor şartlar altında başlayan bir aşkları oluyor. Lou'yu bekleyen tehlike ve Reid'in sadakati ile her şeyin üstünden geliyorlar. Yan karakterlerden en çok Ansel'i sevdim.
Konusu benim sevdiğim tarzda fantastik fakat duygu vermede benim beklentinin altında kaldı. Daha samimi daha fazla şakalaşma olabilirdi. Dili güzel ama bence sevgi kavramı daha iyi işlenebilirdi.
Okuması zevkli tavsiye edebileceğim bir eser ama yine de eleştirimi yapmak istedim.
Klasikleri okumaya devam. Bir dönemin insanlarını tanımak için en doğru kaynaklardan birisi dönem kitapları. Zweig bu kitabında insanların bakış açısı, toplumun olaylara bakışını heyet açıklayıcı bir şekilde vermiş.
24 saatte yaşananlar ancak bu kadar derin ve sıkmadan anlatılabilir
Kumarhanede gezen eşi ölmüş baş karakterimiz Bayan C. genç bir adamın her şeyi kaybetmesi sonucunda ona yardım eder. Oyun oynarken farkına varmıştır bu delikanlının ve uzun uzun izlemiştir. Genç adam herşeyin kaybedip kumarhaneden çıkar ve bir bankta intiharı düşünür. Bu sırada Bayan C yanına gider ve onu kurtarmak için çabalar. Aralarındaki 24 saatlik ilişki böylece başlar. Adama hayatın değerli olduğunu anlatıyor ama malesef ki adam artık bunu anlayacak durumda değil ve 24 saatin sonunda kendisini öldürüyor.
Biz kitapta Bayan C'nin fedakarlığın, çabasını vicdanını net bir şekilde hissediyoruz.
Bazı sonları ne kadar çabalasakta değiştiremeyiz malesef.
Balkonumda çiçeklerime bakım yaparken az sayfalı ama klasik şeyler okumayı seviyorum. Bazen dergi olur bazen kitap. Bu arada bu güzel kitabı da bitirdim. Açıkçası beni etkiledi.
İnsanın kendi içerisinde yaptıkları ve yapamadıkları ile verdiği savaş yada iyi ve kötünün savaşı çok güzel anlatılmış.
Konusu ise Dr. Jekyll avukatına bir vasiyet veriyor ve ölürse mal varlığını dostu Bay Hyde'a bırakmasını iletiyor. Bu Bay Hyde'ı kimse tanımıyor ama büyük bir mal varlığının varisi olması dikkatleri üzerine çekiyor. Tabii bu süreçte şehirde bir cinayet işleniyor önemli bir şahıs öldürülüyor ve bunu yapanın Bay Hyde olduğu kesinleşiyor. Dr. Jekyll'in korunması gerektiği düşünülüyor fakat bu süreçte doktor evinden odasından hiç çıkmıyor. Daha sonrada avukat arkadaşı zorla odasına girince gerçek ortaya çıkıyor. Aslında mesele bireyin kendisiyle alakalı. Şöyle ki Dr. Jekyll ile Bay Hyde aynı kişiler yalnızca birbirinin tanınmayan tarafı oluyorlar. Konusu güzel, heyecanı hiç bitmeyecek bir eser.
Yine bir kitabı daha bitirdik. Bizler bu kitaptan aşırı memnun kaldık. Benim ile beraber okuyan bütün dostlarıma teşekkür ederim
Benim ilk #josesaramago kitabım ve açıkçası içeriğinden çok etkilendim.
Yazarımız bir gün kafede otururken aklında bir fikir beliriyor. "YA HEPİMİZ BİRDEN KÖR OLSAYDIK". Böylece kitabın temellerini atıyor.
Kitap iki kardeşin Matthew ile Marilla kendilerine yardım edecek ayrıca yetiştirecekleri bir erkek çocuk evlat almak istemesi ile başlıyor. Erkek yerine yanlış anlaşılmalar ile kız evlatlık almış olmaları hayatlarında çok büyük değişiklik yaratıyor. Evlerine hareket, neşe, mutluluk geliyor. Her şeye olumlu yanından bakmayı seven bu küçük kız bölgeye de renk getiriyor. Onun büyümesi ve maceraları, çevrenin yaklaşımı, arkadaşlıkları gayet güzel bir dille anlatılıyor.
Kitapta makineleşmenin insan hayatında yarattığı derin etkiler anlatılıyor. Toprak sahibi olan insanların verim alamadıkları dönemde bankaya yada tüccara borçlanması sonucunda borcunu ödeyemeyince toprağını kaybetmesini anlatıyor. Toprağından sürgün olan halk zor şartlarda bir kamyon üstünde batıya göç etmeye başlıyor. Açlık, ölüm, sefalet yol boyunca hep kendini gösteriyor. Kapitalizmin insan hayatına etkisini anlatılıyor. Kitapta batıya göç etmek başta kurtulus gibi görünse de aslında binlerce insanın aynı umut ile göçü sonunda farklı bir dram ortaya çıkıyor. Fazla işçi olunca işçi ücretleri düşüyor ve geçim emek sömürüsüne dönüyor.
Okuması ne kadar güzel ve akıcı olsada sonu acı biten bir kitap.
Alaturka ve alafranga yaşamın eleştirisi olan bir eserdir. Rakım efendi alaturka adetlerine bağlı, çevresine yaklaşımı daha usturuplu, gelenekçi bir kişidir. Hatta evine para ile satın aldığı hizmet amaçlı getirdiği canan isimli genç kızı hizmetçi olarak değil evin insanı olarak görmüş, eğitimi ve kendisini geliştirmesi için gerekeni yapmıştır. Dönemin gençlerine çok güzel örnek olmuştur. Diğer tarafta ise Felatun efendi vardır. Kendisi Avrupalı hoppa ve kendi kültürü yerine Avrupa kültürünü seçen ve ona göre yaşayan bir bireydir. Yöresel değil daha çok batılı kadınları tercih eder ve eleştiri yapar.
Kitap güzel bir eleştiri ve akıcı dili ile ilgi çekicidir
Gençken okuduğum uzun bir aradan sonra da tekrardan okumaya başladığım kitap. Açıkçası ilk kitap olan Alacakaranlık'ın birebir kopyası onun yanında da aralara eklenmiş yeni cümleler var. Kalınlığından dolayı serinin baş karakterinin tüm duygularını içerecek diye düşünmüştüm fakat sadece ilk kitap ele alınmış. Açıkçası beklentimi karşılamayan uzun yıllar sonra üstüne çok düşünülmeden yazılmış bir kitap. Elbette bu benim düşüncem. Okuyup begenenlere saygım sonsuzdur
Bazı hurafeleri insan üzerinde nasıl etkisi olduğunu gösteren bir kitabımız. Kitapta anlatılan uhrevi varlıkların adı kullanılarak zengin olan evin hanımının mal varlığına konmak isteyen akrabaların düzenini anlatır. Yeşilçam filmi olan kitap filme nazaran daha sakindir. Okuması zevkli olup ara ara tekrarlardan sıkıcı olabilmektedir fakat akıcıdır.
Kitabı ilk elime aldığımda gayet ince gelmişti fakat okuduğum her cümlesinden etkilendim. Konusu, karakterleri tamamıyla geçmişi ve günümüzü anlatıyordu. Güç kavgası, ezilenler, sömürü, var olan düzene karşı başkaldırı ve malesef ki ezilenin hiç değişmeyen yaşantısı. Korku ve hiyerarşi gibi konular bir kitapta bu kadar öz ve makul anlatılabilir. Sizi sıkmayacak akıcı bir dili ve anlatımı mevcut.
