Güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek,bu dünyayı olduğundan biraz daha iyi bırakarak terk etmek; bir tek yaşamın bile sırf siz yaşadınız diye daha rahat soluk almış olduğunu bilmek. İşte 'başarmış olmak ' budur.
Mide,kulun dünyasıdır. Bu itibarla kul midesinin ne kadarına sahip ise zühdün de o kadarına sahip olmuştur. Öte taraftan midesi bir kulu ne kadar tahakkümü altına almışsa dünya da o kişiye o kadar tahakküm etmiş demektir.
"Yaşamak ile var olmak aynı şeyler değil. Aralarında sonsuz bir boşluk var ve hepimiz o boşluğun içerisinde debeleniyoruz. Aynı çerçevenin içinde sırtımızdaki türlü yüklerle,omzumuza mühürlenmiş ucu kim bilir kimin elinde olan iplere bağlı olarak bıkmadan, usanmadan aynı oyunları oynamaya devam ediyoruz. Sahnede bizi eğlendirene bakıp "Bu benim!" diyerek yaralarımıza gülüyoruz.
Oysa bizi sahneye çıkarıp iplerimizi ileri geri oynatmak istediklerinde, dişlerimizle koparmalıydık o ipleri. Dişimiz kırılırdı;en fazla kolumuz,bacağımız... Neticede kukla değil miyiz,ne fark ederdi ki bizim için. Ama yapamadık işte... Çünkü biz insanız; zayıfız,riyakarız,korkağız,alçağız!
İnsanoğlu yeryüzünde çiçekler gibi açacak. Bu kötü günler geçecek Hanna, yüreğim öyle söyledi . Üç kere ses verdi üç bin kere bağırdı. Bu kötü günler geçecek.