Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nilgün

Nilgün
@Nilguc
*Mustafa Kemal Atatürk’ten ve onun ölümsüz düşüncelerinden ilham alırım. *Selçuk Altun, favori yazarımdır. * Yazar odaklı okurum. *Tanpınar’ın estetik anlayışına hayranım.
258 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın adının anlamına yoğunlaşmadan okumak…
Kendini tanımaya, anlamlandırmaya, tamamlamaya 40’lı yaşlarında vasıl olan bir erkeğin iç dünyası, davranışlarındaki değişiklikler… İyi bir işi, parası, eşi ve çocuklarıyla ( hatta babaannesiyle) çevrelenmiş bir adamın, bir günde farklı bir dünyaya adım atmasıyla gelişen durumlar silsilesini okuyoruz. Adam( adı Murat), evliliğinden sıkılıp bir macera arayışı ile adeta cinselliğini ilk kez keşfedercesine çok da uyumlanamayacağı bir kadınla girdiği ilişkiden , ilişki adına yeni çıkarımlarda bulunup gençlik yıllarında aşık olduğu bir başka kadınla bir araya gelip gelemeyeceğinin sorgulamaları arasında asıl meselenin kendi mutluluğunu yaratmada geç kalmış olduğunun ayrımına varır. Neleri feda etmiştir yıllar içinde? Hangi mutlu anların yitişini göz göre göre izlemiştir? Hayatının muhasebesini yaparken, toplarken, çıkarırken, bölüp çarpanlara ayırırken yorulsa da inatla yeni kararlarının arkasında duracaktır. Pişmanlık mı, keşkeler mi, ilişkileri yeniden inşa etmek mi, vazgeçmek mi, hayatındaki her şeyi ve herkesi yeniden konumlandırmak mı? Okuyucu bence bekarsa evlilikle ilgili düşünecek, evliyse dönüp kendi ilişkisini sorgulayacak. Okunur mu? Okunur. Yer yer şiirselliğe varan ifadeler, kimi yazarlara ve kitaplara göndermeler, kimi zaman cinselliğe dair olanı açıkça ortaya koyan söylemler, şaşırtıcı diyaloglar, sert mi sert söyleyişten yumuşak bir söyleyişe geçişler… Melekler nasıl erkek olur? sorusunun yanıtını ben bulamadım. Belki bundan sonra okuyacak olanlar bulur.
Melekler Erkek Olur
Melekler Erkek OlurHamdi Koç · Yapı Kredi Yayınları · 2004348 okunma
Reklam
192 syf.
·
Puan vermedi
Celal Güzelses “ Şark Bülbülü”
Cumhuriyet devrinin önemli bestecisi ve müzik icracılarından merhum Celal Güzelses’in hayatının anlatıldığı bu değerli kitabı yazanlardan ailemizin değerlisi Emrah Özpirinçci’yi iki gün önce kaybettik. Büyük babasının hatırasını canlandırmak adına uzun araştırmalar sonucunda gerçeklere sıkı sıkıya bağlı kurmaca bir kitap yazma fikrini hayata geçiren abimize Tanrı’dan rahmet diliyorum. Kitapta Celal Güzelses’in hayatı,doğumundan ölümüne dek geçen süreç yer alıyor.Çok kıymetli sanatkarın, görevli olarak bulunduğu Diyarbakır’da şimdiki adı Atatürk Köşkü olan yerin penceresinden duyduğu yanık sesin sahibini merak eden Ulu Önder’imizin kendisini yanına çağırıp daha çok güzel işlere imza atacağını söyleyerek yüreklendiren Ata’mızla karşılaşması Cumhuriyet sonrası İstanbul’da plak doldurmak için bulunduğu sırada Dolmabahçe Sarayı’na çağırmasıyla ve kendisine “ Şark Bülbülü” sıfatını vermesiyle ikinci karşılaşma gerçekleşir. Celal Bey, memleketinde musiki cemiyetinin kurulmasına önayak olarak genç sanatçıların da önünü açar. Konserlerinin tüm gelirini üniversite eğitimi gören gençlere verir . Bu ve daha nice güzel işlere imza atarak , dinlediğimiz onlarca türküyü Türk kültürüne kazandırarak sonsuz aleme göç eder. Bu kitabı müzikle ilgilenen insanlara, gerçek sanatçının örnek yaşamını merak edenlere tavsiye ediyorum. “ Ağlama Yar Ağlama, Fincanın Etrafı Yeşil, Mardin Kapı Şen Olur,Bahçede Yeşil Çınar, Bülbülün Kanadı Sarı, Yaş Türküsü…” gibi daha nice güzel ezgiyi kültürümüze kazandıran merhuma ve kitabı kaleme alan abimiz Emrah Özpirinçci’ye rahmetle…
Ben Celal Güzelses
Ben Celal GüzelsesCelal Güzelses · İnkılap Kitabevi · 01 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
Fournier’in 80 yaşında kaleme aldığı bu anlatıda “ beklemek” ve “ sabır” olguları sorgulanıyor. Her türlü beklemenin sıkıntısı damlıyor kaleminden yazarın: Sınav sonucunu beklemek, topraktan boy verecek tohumu beklemek, hasta sırasında beklemek, kitabı yazıp bitirmeyi beklemek,markette kasanın önünde beklemek, hayallerdeki evi beklemek, ölümü beklemek… Yazar yine tüm içtenliğiyle yayıncısının kendisinden 210 sayfalık bir roman beklediğini, kendisinin ise ancak 99 sayfa yazabildiğini itiraf ediyor. Gençken yavaş yavaş akan zamanın, yaşlılıkta büyük bir hızla aktığını ifade ederken zamanın şimdide ve gelecekte işlemesini, geçmişi ise hiç düşünmemeyi diliyor, öyle ki tüm fiiller yalnız şimdiki ve gelecek zamana uygun çekimlensin istiyor.Yer yer muzip, yer yer düşündüren, sorgulatan , kitap başlığına uygun bir çırpıda okunabilen bir kitap . Okurken bizim de beklemeyi çok sevmeyen bir toplum olduğumuz geliyor aklıma. Sabırsızlık sanırım sosyal genetiğimiz. Sabretmek ve beklemeyi bilmek büyük bir meziyet. Kim bilir bizler neleri, kimleri bekliyoruz hayatta? Sahi siz neyi/ kimi bekliyorsunuz?
Bekleyecek Vaktim Kalmadı Artık
Bekleyecek Vaktim Kalmadı ArtıkJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20222,211 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
336 syf.
7/10 puan verdi
Tutku Öldürür
Tutku, iradeyi zorlayan güçlü istek… Roman kahramanları da esir oldukları tutkuları nedeniyle iradelerini zorlayan eylemler içine giriyorlar. Garip ve takıntılı halleriyle okuyucuyu şaşırtıyorlar. Köklü bir ailenin adeta lanetlenmiş bireylerinden geriye kalan teyze Sevil ve onun geçirdiği kaza neticesinde ayaklarını kullanamayan yeğeni Olcay… Aile
Ah Tutku Beni Öldürür müsün
Ah Tutku Beni Öldürür müsünCahide Birgül · Kafka Kitap Yayınları · 2020534 okunma
216 syf.
9/10 puan verdi
Dünya Bir Şaka
Kuru Kız…Ayfer Tunç’un son romanı ( şimdilik). Ayfer Tunç bu son romanında okuyucusunu da yüreklendiren, cesaretlendiren bir kadın kahramanla yazma macerasını sürdürmüş. Kahramanımız “ kuru kız”, küçüklüğünden beri ailesinin sorumluluğunu yüklenmiş , hasta annesine, hasta babasına, erkek kardeşine bakmış taşralı bir kız. Fiziksel özelliği ( boyunun çok uzun olması, aşırı zayıflığı) onu görünür kılsa da o “aptal” rolüne bürünüp görünmez olmayı seçmiş. Taşra kentlerinde herkes herkesin hayatıyla dedikodu merkezli çok meşgul olduğundan “ kuru kız “ aptal görünmeyi bir kalkan olarak kullanıp akıllı telefonu tam da adına yakışır biçimde bilgiye ulaşmanın aracı olarak gören aslında akıllı bir kız. Çevresindeki kendince kurnaz , küçük insanların alaylarına, acımasız yargılamalarına maruz kalıp bunları aptallık kisvesi altında karşılayan, yaralanan , bu saldırılardan silikleşerek çıkan , her şeyin farkında olan ve sessizce “ var olacağı” anı bekleyen bir kız. Ailesindeki herkes tabiri caizse yok olduğunda var olabilmiş bir kız. Bu kız, hayatı boyunca yaşadığı dar çevrenin dışına çıkamamışken , tüm kalıplarını kırıp dünyanın en ucundaki şehre gitmeyi göze alabilmişse yazarın bize sunduğu kurmaca evrenden gerçekliğe bir mesajı var demektir. Ben bir okuyucu olarak bu mesajı alıyor ve kalıpları kırıp gücümüzü sergileyebileceğimize inancımı tazeliyorum. Küçücük bir taşra kasabasından dünyanın bir ucundaki ismini telaffuzda zorlanacağınız bir şehre gidebilme cesaretini gösteren kuru kıza selam olsun. Bizi yine kurmaca dünyanın evreninde hoş bir gezintiye çıkaran Ayfer Tunç’a selam olsun.
Kuru Kız
Kuru KızAyfer Tunç · Can Yayınları · 20233,438 okunma
Reklam
208 syf.
8/10 puan verdi
Hiçbir Şey Göründüğü Gibi Değil
Yazarın ilk romanı. Benim de Cahide Birgül’den okuduğum ilk roman. Daha önce bir okurun bahsettiği , okuma listeme alıp unuttuğum bir yazar. Ne tesadüf ki bir arkadaşımın hediyesi olarak elime düştü ve bir çırpıda okudum romanı.Gizemli, esrarlı, çok bizden olup bambaşka bir anlatımla zenginleşen bir roman. Öğretmen Esin, babası, nişanlısı, iş arkadaşları, komşuları ve kuzeni Deniz’le genişleyen ancak daracık dünyasında şekillenen bir hikaye. Yalnızlığa alışmış, yalnızlığına kimseyi dahil etmeyen Esin’in Deniz’le farklı dünyalara yol alışı, kendini keşfetme yolculuğu, yaşarken fark edemedikleri, her şey bittiğinde farkına vardıkları, doğru bildiklerinin yalan, yalan sandıklarının doğru çıktığı bir hikayede Esin’in on yıllara sığan yaşanmışlıklarının hikayesi var.Her şey bittiğinde aslında yeniden başlayan kahramanın realist bir bakış açısıyla ele alındığı bu romanın sinematografik bir yanı var. Kelimeyi doğru mu seçtim bilmiyorum ama bu roman, sinema filmi olarak uyarlansa çok başarılı olur kanımca. Çok bildik bir hikayenin alışılmadık detayları ile zenginleşen bir eser. Tavsiye eder miyim? Ederim. Yazarın diğer romanlarını okur muyum? Okurum.
Gölgeler Çekildiğinde
Gölgeler ÇekildiğindeCahide Birgül · Kafka Kitap Yayınları · 2019442 okunma
116 syf.
8/10 puan verdi
Kaybettiklerimiz… Kaybolduklarımız… Kayıplarımızın ardından biz de kayboluyoruz aslında.Herkesin hayatında uzak , yakın kaybettiği varlıklar oluyor ve her kayıp farklı bir acıyla kuşatıyor bizi. Benim en büyük kaybım kardeşimin vefatı oldu. Uzunca süren bir yas tecrübesinden yaralı bereli çıktım haliyle. Hayatın tokatını yedim tabiri caizse. Ondan
Dul
DulJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20133,978 okunma
108 syf.
·
Puan vermedi
Atatürk’e suikast girişimleri herkesçe malum ve kulaktan dolma bilgilerle yetindiğimiz bir gerçek . Uğur Mumcu , özellikle Atatürk’e düzenlenen bu teşebbüslerden İzmir Suikasti’ni belge ve dönemin tanıklıklarına baş vurarak kitaplaştırmış. Yurt gezisine çıkan Gazi Paşa’nın Bursa, Mudanya, Bandırma, Balıkesir gezilerinin son durağı olan İzmir’e
Gazi Paşaya Suikast
Gazi Paşaya SuikastUğur Mumcu · UM:AG Araştımacı Gazetecilik Vakfı · 2014374 okunma
480 syf.
·
Puan vermedi
Köy Enstitülü Bir Öğretmenin İzinde
Emanet… Bize atalardan kalan miras… Ailevi miras, toplumsal miras… Roman, Yasemin’in dedesi Hamdi Bey’in ölümü sonrası bıraktığı emanetlerin izini sürerek Köy Enstitüleri gerçeğine ulaşmasını ve asıl olarak kendi gerçeğini bulmasını hikayeleştirmiş.Bir taraftan iki yaşında köklerinden kopartılmış , New York’ta yaşayan avukat Yasemin’in vatanına
Emanet
EmanetBige Güven Kızılay · Hayy Kitap · 2021205 okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Cam Kırıkları
Kapıyı çarpıp çıktığınız bir eve geri dönüşünüz nasıl olur? Beğenmediğiniz babanıza benzediğinizi anladığınızda, sevildiğinizi sanıp yanıldığınızda, sizi seveni yaşamınızın son demlerinde anladığınızda, yaşamınızın pişmanlıklar manzumesi olduğunu kavradığınızda ne yaparsınız? Tamburi Aziz Bey, babaevinden ayrılıp sevdiği kadının ardından yabancı bir diyara gidip aslında aşkının bir yalan olduğunu anlar, ülkesine dönüş gerçekleşene kadar aslında meslek olarak hiç düşünmediği halde meyhanelerde tambur çalıp şarkı söyler. İstanbul’a döndüğünde hiçbir şey bıraktığı gibi değildir. Babaevinde onu neler beklemektedir? Tambur çalmaya devam edecek mi, yeni bir aşka kapı aralayacak mı? Okuyanlar bu soruların cevabını bulacak. Kolay okunan, küçük bir roman. Aziz Bey ekseninde başlayıp biten bir roman. Romanın başlangıcı aslında bir son. O sona bizi götürecek detaylarla romanı bitiriyorsunuz. Bir cam kırılır hikaye başlar, bir cam kırılır hikaye biter.
Aziz Bey Hadisesi
Aziz Bey HadisesiAyfer Tunç · Can Yayınları · 202210,4bin okunma
Reklam
220 syf.
8/10 puan verdi
Toplamda sekiz hikayeden oluşan bir kitap. Hikayelerde her gün, her yerde görebileceğimiz “ sıradan” insanların iç dünyalarına yolculuk yapıyorsunuz. Kitaba ismini veren ilk hikayede bir apartmanın ( kişileştirilmiş bir varlık olarak) apartman sakinleri hakkındaki izlenimleri verilmekte. Daire daire her apartman sakinine dair görüşlerini “ 7”
Mağara Arkadaşları
Mağara ArkadaşlarıAyfer Tunç · Can Yayınları · 2022850 okunma
196 syf.
·
Puan vermedi
Gelirken Ekmek Al
Gelirken Ekmek Al öykü kitabında özellikle “ Yine Muazzez “ öyküsündeki şiirli dile övgüyle başlayayım. Kitaptaki diğer öykülerde olduğu gibi yalın, dolambaçsız , bizden, sokağımızdan, evlerimizden süzülen bir öykü bu. Giden sevgilinin ardından aşığın en güzel beklemelerinin mısra tadındaki cümleleri ile buluşuyor okur. Muazzez’i beklemek anlatılıyor öykü boyunca. Muazzez’in aşığı görmesi, yaşadıklarını bilmesi isteniyor. Aşık binlerce yıl açılmayacak bir kitabın içinde kuruyan bir çiçek olup, terk edilmiş bir evin unutulmuş posta kutusunda mektup olup beklemenin hallerini sıralıyor öykü boyunca. Yiten, giden sevgiliyi beklemek ancak böyle şiirli bir dille anlatılır. Kimler gitmedi bu alemde, kimler kalmadı yitip gidenin ardında. Giden mi yoksa kalan mı olmak ? Bunu düşünüyor okur , okuma boyunca.
Gelirken Ekmek Al
Gelirken Ekmek AlŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20196,6bin okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
Beni şaşırtmayan bir Erendiz Atasü klasiği daha. Günümüz toplumunda , farklı sınıfsal yapıya sahip ailelerin evlerine, iç dünyalarına yapılan yolculuklar sunuyor yazarımız. Menekşe, emekçi addedeceğimiz bir ailenin kızı. Zorla kaçırılıp alıkonulan, mahkemelerde haksızlığa uğrayan, onu bu durumdan kurtarmaya çalışan aydın kadınların çabalarıyla
Bir Başka Düğün Gecesi
Bir Başka Düğün GecesiErendiz Atasü · Can Yayınları · 2021160 okunma
472 syf.
·
Puan vermedi
Yeşil Peri Gecesi
Şebnem; sıra dışı bir çocuk, genç bir kız, genç bir kadın… Farklı yaş dönemlerinde yaşadıkları, trajik bir olay sonrası seyir değiştiren hayatı çerçevesinde Şebnem’in öyküsünü okuyoruz.Yaşamı başkalarınca şekillendirilen, zorunlu ve zorlu şartlarda yetişmiş, kötü olmayı seçmiş veya kötü olmaya itilmiş bir kadın. Niye kötü, niye kötü olmayı seçmiş, kötülüğünün müsebbipleri kimler? İkiyüzlü, ahlaksızlıklarını statü veya parayla perdeleyen kimi insandan daha mı kötü Şebnem? Bu noktada yazar da biz okurlar da her ne yaşarsa yaşasın Şebnem’i mazur görmeye başlıyoruz. Kötü olmasına kötü ama içinde naif bir çocuk da saklıyor Şebnem.Natüralist ögelerin öne çıkmasıyla “ annesinin kızı değil mi” bağlamında Şebnem’in farklı davranmasını da beklemiyorsunuz zaten. Romanda kötü diye nitelendireceğimiz kahramanlar olduğu kadar- sayıları hayli fazla- , iyi insanlar da var. Çoğu kez bu kadar da olmaz dediğimiz olumsuzluklara paralel, iyi insanların naif dokunuşları da iyimser bir hava yaratıyor okuyucuda.Toplumsal ikiyüzlülük de romanda sıkça vurgulanan bir kavram. Bunca kötülüğün, olumsuzluğun içinde “ gerçek aşk” da kendisine yer buluyor.Romanda benim en çok beğendiğim özellik ise postmodern anlatılarda karşımıza çıkan “ metinlerarasılık tekniği “. Birçok şair ve yazardan alıntıların içeriğe katkısı anlatımı zenginleştirmiş. Klasik bir tanımlama vardır ya hani “aşk, entrika, intikam” diye. Roman ,bu üçgene sosyolojik dozu da katarak okunası bir hal alıyor.
Yeşil Peri Gecesi
Yeşil Peri GecesiAyfer Tunç · Can Yayınları · 20147,2bin okunma
456 syf.
7/10 puan verdi
Nermin Yıldırım “Ev”
Roman , kadın kahramanımızın yol arkadaşı ile başladığı ancak onsuz bitirmeyi planladığı bir yolculuğu anlatıyor. Bu yolculuk kahramanın zaman zaman geçmiş yaşantısına da döndüğü bir içsel yolculukla paralel ilerliyor. Evsiz, yersiz yurtsuz, bir o akrabada bir bu akraba evinde geçen çocukluk yıllarının yetişkin Seher üzerindeki etkileri , kaybedilenler, baş edilemeyenler ve her insanın kendince belirlediği hedeflerle çıkılan yollarda kesişen hayatlar ve bu kesişme anlarının yarattığı etkilerle süren , sonlanan “ hac” yolculuğu .Dünyanın en ucuna yapılan yolculukta aslında insanın kendi evreninde bulduğu sonsuz seçenek. Ev nedir, neyi ifade eder yaşamımızda? Doğduğumuz andan itibaren biz şanslıları sarıp sarmalayan ev, yuva herkes için var olamıyor maalesef . Bir yere ait olamama, bir aile fotoğrafında eksikliğinizin fark edilmemesi ne demek bilmeyenler için şaşırtıcı bir kurmaca evren. Her yolculuk insanı zenginleştiren bir öğreti alanı aslında. Yolculuktan umduğunuz, yolculuğun size sundukları, öncesi,an ve sonrası hepsi birer tecrübe. Seher de yola çıkarken, yol alırken ve yolculuğun sonunda aynı kişi olarak kalabilir mi? Okuyun, görün.
Ev
EvNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20203,487 okunma
99 syf.
·
Puan vermedi
Bitirgen
Bitirgen yazarın roman üçlemesinin ilk kitabı. Romanın baş kahramanına babası tarafından verilen bir isim bu. Duyarlı, meraklı, dünyayı anlamlandırmaya çalışan, soru soran, hayal kuran bir kız çocuğunun ailesi, okulu, mahallesi çerçevesinde yaşadığı ilk ergenlik yıllarının sancıları ile bezeli , şiirsel anlatımı ile okuru sarmalayan bir ilk roman. Bitirgen, anlaşılmak kadar anlamaya da ayarlı bir kız çocuğu. Özellikle romanın sonundaki baba ve anneyi sorgulamayı bırakıp onları gerçek manada anladığını ifade eden cümleler oldukça vurucu. Devam kitaplarını da okumak için okurun zihninde tat bırakan naif bir kitap.
Bitirgen
BitirgenFigen Şakacı · İletişim Yayıncılık · 2018263 okunma