Sevgilim, ah sevgilim seni nasıl seviyorum biliyor musun? Dinle anlatayım: ot yağmuru nasıl severse, ayna ışığı nasıl severse, balık suyu ve insan ekmeği nasıl severse, annelerin çocukları, çocukların anneleri sevdiği gibi...
Arka arkaya bir yığın seviyorumu dizdiğim için yine bana darılma, dervişin fikri neyse zikri de odur. Ben dervişim sen benim fikrimsin, ben kitabım sen benim yazımsım, ben orkestrayım sen benim sesimsin, ben şimşeğim sen benim ışığımsın, ben insanım sen benim ihtiraslarım, sevinçlerim, ümitlerim, kederlerim ve yüreğimin sevdasısın. Bak yine bir yığın seni ve beni arka arkaya tespih taneleri gibi dizdim. Bana darılma, aklımda ne varsa parmaklarım onu yazıyor. Aklımda sen varsın kabahat benim mi, parmaklarımın mı?
Senin için, yani dünyam ve insanlarım için, sana, yani dünyama ve insanlarıma, senin, yani dünyamın ve insanların istediği romanı yazacağım. Orda sen olacaksın, yani dünyam ve insanlarım olacak. Seni tabiatı sevdiğim gibi de seviyorum, tabiatın her mevsimi nasıl güzelse, sende öyle güzelsin ve güzel kalacaksın.