Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nur Seferova

144 syf.
·
Puan vermedi
·
409 günde okudu
Yıkıma ve umut etmeye dair yoğun bir roman
On ve on bir yaşında iki oğlan çocuğunu ne korkutur?* Toronto’nun dışındaki Park adlı bu yerde Michael ve Francis adında iki kardeş yaşıyor. Trinidad’tan göçmüş bir ailenin çocukları. Anneleri para kazanabilmek için iki işte çalışırken Francis geleceğini müzikte görüyor. Küçük kardeş Michael’ın aklında lisenin en akıllı kızı Aisha var. Aisha zeki; hayalleri mahallelerinin dışında. Günlük yaşamın koşuşturmasında kaybolup giderlerken bir akşam Park’ta silah sesleri duyulacak. Bu sesler hepsinin hayatını değiştirecek çünkü... Artık yola bir kişi eksik devam edecekler. Kanada'nın Toronto şehrinde, göçmen ailelerin oturduğu bir mahallede yaşayan, eşi tarafından terk edilmiş bir anne ve onun iki çocuğu için verdiği hayat mücadelesini anlatıyor. İnsanların önyargıları, uyum sağlayamama, toplum tarafından dışlanma ve sonucunda yaşanan acı bir son. Zaman akışı ve anlatımı biraz karışık olsada hüzünlü ve kışkırtıcı bir roman. Alıntı; "Bizler kaybedenlerdik, mahallenin serserileriydik. Hizmetçilerin çocuklarıydık, geleceğimiz yoktu. Hiçbirimiz ailelerimizin olmamızı istediği kişiler değildik. Başka yetişkinlerin olmamızı istediği kişiler de değildik. Hiç kimseydik biz veya belki her nasılsa, bir şehirdik." Sayfa 126
Kardeş
KardeşDavid Chariandy · Turkuvaz Kitap · 2019101 okunma
Reklam
496 syf.
7/10 puan verdi
·
153 günde okudu
Şerbet Terry
Ana karakter olan Terry aslında bir taksi şoförüdür. Bu işinin yanı sıra porno yıldızlığı da yapmaktadır. Cinsellik hayatında büyük bir öneme sahiptir. Jonty, Terry'nin aynı babadan olma üvey kardeşidir. Jonty toplum tarafından dışlanmış biridir ve Terry ona sahip çıkar. Terry birgün Amerikan TV yıldızı olan Ronnie ile tanışır ve özel şoförü olur.
Düzgün Muamele
Düzgün MuameleIrvine Welsh · Nora Yayınları · 201750 okunma
286 syf.
8/10 puan verdi
·
31 günde okudu
Değişmek Mümkün, sadece kendine inan ve kendini sev!
Hayat bir gökkuşağı. Her türlü renk var içinde. Karanlığın içinde kaybolan insanlar gördüm bu kitapta, çırpınarak kıyıya çıkan. Herşey olmasa da çoğunluğu değiştirmek elimizde. Boşvermişlik, sebepsiz kabullenmek, acılara tutunmak, gerçeklerden kaçmak, korkmak ne derseniz artık. Siz ne olmak isterseniz, neye sığınırsanız, o olursunuz. Hayata DİREN! Umuda SARIL! Kısa ve öz Kendini SEV... Zoru kolay, uzağı yakın eden, Karanlığı aydınlatan, acıyı hafifleten, Ölümü unutturup suçları bağışlatan UMUT... (Günahın Üç Rengi-Sayfa 284)
Günahın Üç Rengi
Günahın Üç RengiGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 201314bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
134 syf.
8/10 puan verdi
·
24 günde okudu
Zeki, kurnaz, meraklı Tom :)
Tom, Polly adinda teyzesinin yanında yasiyordur. Sevdigi bir kiz vardir. Birgün okula giderken herkesin korkup cekindigi Huck ile karşılaşır. Bütün anneler çocuklarını Huck ile oynamaması ve onun yanına yaklasmamasi konusunda uyarır. Huck bir coguna gore tehlikeli bir çocuktur.Tom bu uyarılara kulak asmaz ve Huck birlikte sohbet ederler. Huck ile sohbete dalan Tom okula geç kalır. Öğretmeni ceza olarak siniftakı kız arkadaslarinin yanına oturmasını söyler. Tom sevdigi kız olan Becky’nin yanına oturur. Tom bir süre sonra Becky’e aşkını itiraf eder. Bir sure birlikte gezip dolastiktan sonra araları bozulur. Ayni zamanda arkadasliklari da ilerlemis olan Tom ve Huck bir gece macera için mezarlığa kaçarlar. Mezarlıkta bir grup adamın seslerini işitirler. Bu sesler merak uyandırdığı için gizlice dinlemeye başlarlar. Giderek sesler daha da yükselmeye başlar ve adamlardan biri diğerlerini öldürür. Tom ve arkadaşı gizlice mezarlıktan ayrılıp önce olayı sır olarak tutmaya karar verir sonra olayın mahkemesi görülürken gidip şahitlik yaparlar. Suçlu mahkeme salonundan kaçar. Katilin kaçması ile birlikte Tom ve Huck bir sürü macera yaşarlar ta ki katil bir mağarada kendi hatası sonucu ölünceye kadar. Yaşanan o kadar olaydan sonra hem Tom hemde Huck artık çok degismistir. Arkadaslikliklari dostluğa dönüşmüştür.
Tom Sawyer
Tom SawyerMark Twain · Bilgi Yayınevi · 201010,9bin okunma
63 syf.
8/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Polat, Ali ve Şeftali Ağacı...
Küçük bir şeftali çekirdeğinin fidana, fidanın ağaca, ağacın ise vefalı bir arkadaşa dönüşmesinin öyküsü... Ali ve Polat'ın çabalarıyla yetişen bir Şeftali Ağacı... Bir gün, Polat ve Ali şeftali ağaçları için gübre hazırlamak isterler ve bir yılanın başını ezip gömerler. Ölü yılan çurur ve gübre olur. Tekrar gübre yapmak için Yılan Vadisi'ne giderler Polat ve Ali. Bu sırada bir yılan Ali'yi ısırır. Polat, Ali'yi sırtında taa köye kadar götürür. Fakat Ali için artık çok geçtir, Ali ölmüştür. Polat bu acıya daha fazla dayanamaz ve köyden gider. Polat son kez Şeftali Ağacının yanına gider. Şeftali Ağacı da Ali'nin durumdan çok etkilenir ve artık meyve vermez olur. Tüm çabası, derdi Polat ve Ali'ye lezzetli ve sulu şeftaliler yedirmek olan şeftali ağacı ise şöyle der: 'Bahçıvan hâlâ benden şeftali alamadı ve alamayacak da. Beni korkutsa da testereyle kesse de bana iltifat etse de ben ona boyun eğmeyeceğim.
Bir Şeftali Bin Şeftali
Bir Şeftali Bin ŞeftaliSamed Behrengi · Gendaş Kültür Yayınları · 20058,4bin okunma
Reklam
101 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Işe yarıyorsan, değerlisin!
Ailesine rahat bir yaşam sürdürmeye çalışan, işine bağlı Gregor'un hikayesiydi bu. Bir sabah Gregor uyanır ve kendisinin bir böceğe dönüştüğünü görür. Ilk rüya gördüğünü sanar ve tekrar uykuya dalar. Tekrar uyandığında değişen bir şey yoktur ve gerçekten böceğe dönüşmüştür. Hikaye böyle başlar... Sabah işe gelmediğini duyan Müdür, Gregor'un evine gider. Bu şekilde ailesinin ve Müdürünün karşısına çıkamayacağını bilen Gregor, müdürünün işten çıkarma tehditine daha fazla itiraz edemez ve karşılarına çıkar. Ilk işini kaybeder Gregor. Önceleri umutludur ailesi, Gregor'un düzelip eski haline döneceğinden. Ailenin geçimini tek başına sağlayan Gregor'un bu durumu her şeyi alt üst eder. Çalışmak durumunda kalır aile fertleri. Gregor ile tek ilgilenen kız kardeş Grete'dir. Anne hasta olduğu için Gregor'un görmesi engellenir hep. Baba ise oğlunun bu haline dayanamadığı için Gregor'u görmek istemez. Zaman geçer, para suyunu çeker ve Gregor aileye yük olur. Görmezden gelinir ve ilgi azalır. Gün olur ve Gregor ölür. Aile üzülür tabii ama onlar için ayakbağı olan Gregor'dan bu sayede kurtulmuş olurlar. Iyi günde herkes seninledir, iş kötü günde de yan yana olmaktır. Bu hikaye gerçek hayatta sağlıkla örneklenebilir. Sağlığını kaybetmiş biri zaman geliyor ailesine bile yük olabiliyor, günümüzde bir çok örneği var. "Işe yaradıkça değerlisin" mantığı. Çok etkileyici bir kitap, okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Can Yayınları · 2022222,1bin okunma
111 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Her şeyin fazlası zarar!
Albert Camus'un ilk ve en çok ses getiren eseri "Yabancı". Toplumun istediği kalıba girmeyi reddettiği için dışlanan, gerçek duygularını her zaman, her koşulda ve çekinmeden dile getiren genç kahramanımız Meursault. Meursault sıradan bir karakter değildir, sırf sempati kazanmak için karşısındaki insanlara yalan söyleyen biri yapısı yoktur, yani dürüsttür. Ne güzel bir kişilik değil mi? Aslında hep aranılan, beğenilen bir özellik. Bir gün Meursalt gereksiz bir sebeple tamamen içgüdüsel bir hareketle Raymond adlı arkadaşının düşmanı olan Arap bir adamı öldürür. Böyle bir karakterin katil olması felaket ötesi. Olması gerektiği gibi de tutuklanır. Sorguydu, davaydı derken bu arkadaşımız, dürüstlük abidesi arkadaşımız idam cezası almayı başarır. Açıkçası kitabı okurken fazla dürüst olması ve geri vitesi olmaması sinir bozucu. "Idam edecekler be arkadaş azıcık şu çeneni tut" diyesim geldi. Sırf şu idam olayından yırtmak için bile insan biraz uyumlu olur ve çatışmayı bırakır ama Meursault koşullar ne olursa olsun kararlarından ve tavırlarından taviz veren biri değildir. Gercekten bu kadar düşüncelerini çekinmeden dile getiren, kendi doğruları olan ve kişiliğinden taviz vermeyen birinin sonunun böyle olması üzücü. Bu karakterde birinin bir cana kiyabilmesi ve kendini savunmayı reddetmesi, yardım edecek kişilerle çatışmaya girmesi, gereksiz dürüstlüğü de sinir bozucu. Bu kitapla bir şeyi yeniden öğrendim ki; toplum aykırılığı kabul etmiyor, empati kurmayı hiçbir toplum beceremiyor. Okumanızı şiddetle tavsiye ederim, çok akıcı bir kitap. Şimdiden iyi okurlar
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111,3bin okunma
567 syf.
7/10 puan verdi
·
69 günde okudu
Hayatta her şey var! Yaşamak gerek...
Iki ayri insan, birbirinden farkli iki karakter; Kinyas ve Kayra... Kendini arayan, vazgeçmiş, yenilmiş Kayra, hayata kucak açan, umut dolu Kinyas. Yeraltı edebiyatıyla - psikoloji içeren bir kitap. Aslında beklentimin altında bir kitap. Kinyas'in hayata dönüş bölümünde kitaba adapte olabildim yani kitabın sonlarinda. Karşılıklı diyalog pek yok kitapta. Kinyas kimdi, nasıl biriydi veya tıp okuyan hangisiydi karıştırdım doğrusu. Bu sebepten adapte olmakta zorlanıyor insan. Sonra neden bu hale gelmişler anlamiyorsunuz, ne yaşamışlar ki böyle olmuşlar diyorsunuz, direkt konuya girmiş yazar. Kötü diyemem, güzel bir kitap, okunur. Sadece karşılıklı diyalog fazla olmadığı için mi bilemiyorum adapte olmakta zorlandım. Yine de emeğine sağlık yazarın.
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202226,8bin okunma
302 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bir defa denemekten ne çıkar?
Kitabı 2008 yılında okumuştum ve bulursam tekrar okuyacağım kitaplar arasında. Çok etkilenmiştim, yazılanların gerçek olduğunu bilmek daha da sarsmıştı beni. Kitabın arka kapağı; "Bu, bir roman değil, Christiane'nin kelimesi kelimesine gerçek, yaşanmış tüyler ürpertici öyküsü... Bu kitabı oluşturan anılarını anlattığında Christiane 16 yaşındaydı. 12 yaşında esrara, 13 yaşında eroine başlamıştı. Müptela oldu. Sabah okula gitti, öğleden sonra kendisi gibi eroinman olan arkadaşlarıyla birlikte fahişelik yaparak eroin parası kazandı. Annesi, tam 2 yıl kızının bu ikili yaşantısını fark etmedi. Christiane, kendisini uyuşturucu kullanmaya iten rahatsızlıklarını, tepkilerini ve çocukluktan genç kızlığa geçme çağında bir eroinman olarak anlatmaya çalıştı bu kitapta. Bugün artık, üzülerek belirtelim, eroin yaygın bir problem haline gelmektedir toplumumuzda. Ama bütün toplumlar için büyük bir tehlike. Christiane'nin öyküsünün çok yakınımızda tekrarlanmaması için bir uyarı saymalıyız onun anlattıklarını. Her gün 13-15 yaşlarında pek çok çocuğun, gencin adlarını gazetelerde " Aşırı Dozda Eroin Alarak Öldü..." başlığı altında okumamamız için bir uyarı !" En büyük tuzak: "Bir defa denemekten ne çıkar?" Unutmayın ”Uyuşturucu merakla başlar, ölümle biter.” Christiane'nin hayatı bir kurgu değil gerçek, maalesef öyküsü böyle olan nice hayatlar var ve gittikçe sayıları artıyor. Christiane'nin öyküsü bir uyarı niteliğinde. Mutlaka okuyun!
Eroin
EroinChristiane F. · Altın Kitaplar · 20161,599 okunma
234 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Sonun Geldi Sevgilim
Sesine ve bestelerine hayran olduğum Tuna Kiremitçi'nin ilk defa bir kitabını okudum ve itiraf etmeliyim ki yazarlıkta da yeteneğini konuşturmuş. Anne-Baba ayrılıklarının çocukları ne denli etkilediğini, ileride bu çocukların evlilik, ebeveyn olma vs. gibi konularda oluşan ya da oluşabilecek olan endişelerine değinmiş yazar. Eğlenceli ve akıcı bir anlatımı var, kesinlikle okurken sıkılmayacağız bir kitap. Okumanızı tavsiye ederim.
Sonun Geldi Sevgilim
Sonun Geldi SevgilimTuna Kiremitçi · April Yayıncılık · 2014287 okunma
Reklam
167 syf.
7/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Bizim Büyük Çaresizliğimiz kitabını arkadaşımın tavsiyesiyle okumaya başladım. Yalın bir anlatımla yazılmış bir kitap, sakin bir dili var yazarın. Bir mektup yazar gibi, anılarla avunur gibi. Yalnız bu sakinlik arasında arada heyecan olsun isterdim, sürekli konu tekrarı var "ölüm ve yaşlılık" gibi. Yazar dostluğu güzel tarif etmiş ama platonik aşk kısmı zayıf kalmış, geçmedi o duygu bana. Yine de okuyun derim, dostluğun nasıl kıymetli bir olgu olduğunu bir kez daha anladım.
Bizim Büyük Çaresizliğimiz
Bizim Büyük ÇaresizliğimizBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20208bin okunma
408 syf.
6/10 puan verdi
·
31 günde okudu
Yazık oldu Selim'e.
Beyoğlu'nda yaşayan üç ayrı kişilik, üç ayrı kimlik, üç ayrı insan, Selim, Kenan ve Nihat... Ve neden olduğunu hala anlayamadığım üç ayrı cinayet. Üç ayrı karakterin dostluğu hayran bırakıyor insanı, kıskandırıyor, "keşke" dedirtiyor insana. Her şeyi ince detayına kadar anlatan Ahmet Ümit, Selim'in neden bu cinayetleri işlediğini, nasıl işlediğini anlatmıyor. Sonu çok havada kalmış, şok edici bir son değildi benim için. Hatta Selim'in cinayetleri işlemediğine o kadar inanmıştım ki, "Kenan delirmiş olmalı" diye düşündüm. Zaman kaybı olarak düşünemem ama sonu için hüsrana uğradım. Yine de emeğine sağlık Ahmet Ümit'in.
Beyoğlu Rapsodisi
Beyoğlu RapsodisiAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201627,1bin okunma
261 syf.
8/10 puan verdi
·
27 günde okudu
Distopik roman örneklerinden biri Sineklerin Tanrısı. Hikaye bir atom savaşı sırasında, güvenli bir bölgeye götürülen kalabalık bir çocuk grubunun içinde olduğu uçağın düşürülmesi ile başlar. Uçak Pasifikte küçük bir adaya düşer, pilot ve görevliler hayatlarını kaybeder. Farklı yaş gruplarındaki çocuklar bu ıssız adada korumasız kalmışlardır ve önce gruplaşmanın ardından, kendilerine bir lider seçerler. Bu lider danışmanları olur ama bu oluşmayan demokrasi tıpkı Platon’un Devletinde söz ettiği gibi, zorbalığa dönüşür ve iyi ile kötü çatışır. Kitap son derece alegorik, sembollerle oluştuğundan dikkatli şekilde incelemek gerekir. Örneğin; Tıpkı Ralph gibi Jack de doğuştan lider özelliklerine sahip bir çocuktur, fakat Ralph'te iyilik ağır basarken Jack kötülük ve zorbalığa eğilimlidir. Toplantılara yönettiği kilise korosu ile beraber gelir ve dayanılmaz sıcakta siyah kostümleri üzerinde bitkin düşen koro çocuklarının oturmasına bile izin vermez. 2. Dünya Savaşı'nın William Golding üzerindeki etkisi bu sahnede çok net görülür; koro çocukları kostüm ve davranışlarıyla tıpkı bir Nazi ordusudur, Jack ise küçük bir Hitler. Kitapta bu ve bunun gibi bir çok örnekler görebilirsiniz. Kitapla ilgili çok fazla ayrıntıya girmeyeceğim. Ben beğendim ve okumanızı tavsiye ederim.
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,1bin okunma
352 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
62 günde okudu
George Orwell, "Hayvanlar Çiftliği" kitabından sonra favori yazarlarımdan biri oldu. Kurgu konusunda çok iyi. 1984 kitabı da kurgu bakımından çok sağlam bir kitap. Kitabın temeli sağlam olunca, olaylar ve bu olayların sıralanış biçimi de sağlam oluyor. Kitabın zekice yazılmış, detaylı bir kurgusu var. Ara ara kitabı bırakmak zorunda kaldım, işlerimin yoğunluğundan ötürü. Bu sebeple bazen kitapta anlatılan olaylardan kopmalar oldu. Ama adapte oluyorsunuz, hemen çekiyor kitap sizi. Yazar, ilk sayfalardan itibaren okuyucuyu bir sorgulama sürecine itiyor. Ana karakter Winston gibi, kitaptaki dünyayı geçmişi, şimdisi ve geleceğiyle birlikte sorgulamaya başlıyoruz. Bir de Büyük Birader karakteri var ki, işte orada acaba mı dedirttiriyor size. Özellikle şu sıralar ülkemizin halini düşününce... Çok fazla ayrıntıya girmeyeceğim. Okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız. Fakat kitabın şaşırtıcılığının da yüksek olduğunu eklemeden geçemeyeceğim. Özellikle son olayların aniliği, beni şok etmişti. Bu kısımlarda, yanlış okuduğumu sanıp tekrar cümle başına dönmüşlüğüm çok oldu. Şimdiden iyi okumalar.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,4bin okunma
481 syf.
10/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Nadia, Mari, Maya!
Zülfü Livaneli, müzisyen karakteri, yazar ve politik kimliği ile Türkiye entelijansiyasının en önemli isimlerinden. Yayımlandığı günden itibaren büyük ses getirmiş romanı Serenad... Kurmacasıyla, hikayesiyle, yakın tarihe ait çokta konuşulmamış gerçeklikleriyle , yarım kalmış aşklarıyla , savaş mağduru insanların yaşadıkları acılarıyla Serenad, baştan sona duraksamadan okunan bir kitap. Özellikle “Struma Gemisi ” ve “Mavi Alay” olayları beni derinden etkiledi. Romanda çok fazla tarihi anekdot mevcut. Kitabı okurken ülkenin ve dönemin geçmişine dair ne kadar az şey bildiğimi idrak ettim. İşim gereği araştırmayı severim ve bu romanı okuduktan sonra "Struma ve Mavi Alay" hakkında bayağı bir araştırma yaptım. Gerçekten içler acısı sonuçlarla karşılaştım. Savaş ve mağdurları. Dini, dili, ırkı vs. ne olursa olsun insan insandır. Bir hırs uğruna harcanmış hayatlar, okurken içim ürperdi. “Her iktidar öldürür! Kimi daha az, kimi daha çok.” “Gücü olmayan adalet acizdir, adaleti olmayan güç ise zalim!” Serenad, Livaneli’nin dünya görüşünü de yansıtır şekilde insanlığa bir sesleniş adeta. “İnsanların kendi milletini veya kendi inancını diğerlerinden daha üstün görmesi, ne korkunç olaylara, ne büyük acılara neden oluyordu bu dünyada!” Serenad, bir serüven, okurken her bölümde sizi şaşırtıp yeni ufuklar keşfettiren… Serenad, bittiğine üzüleceğiniz, ardında derin bir hüzünle karışık huzur bırakan, tadı damağınızda kalacak kitaplardan... Mutlaka okuyun!
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,1bin okunma
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.