Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Nurr
Nurr
@Nuurrrrr
Dayanılmaz yaşamdan kaçılacak tek köşe gene kitaplardı.
70 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Verilen mücadeleyi kazandığımızı bile bile heyecanla okudum. Acaba nasıl bir yol izlenecek, nasıl savaşılacak, nasıl kazanılacak bu haklı dava diye. Ayağında çarığı, üstünde giysisi, yemeye ekmekleri olmadığı halde yılmadan, usanmadan, kalplerinde imanla savaşan Türk ordusunun mükemmelliği gözlerinizi yaşartacak. Dış düşmanlarla uğraşmak yetmezmiş gibi içimizdeki düşmanlarla da başa çıkarak gerçek anlamda bir mucize yaratmışız. Nasıl bir insan kendi halkından, kanından insanların yenilmesini dört gözle bekleyip düşmana kucak açar ki. Atatürk'ün yüksek zekâsı sayesinde sadece savaş olarak değil strateji olarak ilerlemesi ve ona inanan asker-sivil, kadın-erkek, genç-yaşlı insanlarla ülkeyi kurtuluşa erdirmesini gözlerim dolarak okudum. Herkesi korkutan Türk'ün gücü yine herkesi dize getirdi. Kitabın sonunda da dendiği gibi bir enkazdan yepyeni bir ordu ve çağdaş bir devlet kurmayı başaran Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve cephe gerisindeki isimsiz kahramanlara çok şey borçluyuz.
Verdiğin mücadeleyi okurken sanki yanında gibi hissettim kendimi. Ben okurken umudumu yitirdiğim halde sen nasıl bu kadar hayat dolu olabildin hayran kaldım. Günün birinde, çok erken sessizce çekip gittin bu haksızlık. İyi ki tanışmışız Mavi Saçlı Kız. Olduğun yerde hep huzurlu ve mutlu ol...
Kime dönüşmekten korkarsak kendimizi ona dönüşmüş buluruz. Tıpkı Aziz Bey'in babasına dönüşmekten korkarken sonunda kendini babasına dönüşmüş olarak bulması gibi. Babasının annesine yaşattığı kalp kırıklıklarını eşine yaşattığı gibi.
Okur Takip Önerileri
Hayatta kalabilmek için bir erkeğin boyunduruğu altında olmak gerektiğine inanan insanlara karşı duruş sergileyen bir kadının hikayesi. Evliysen, eşinin parası varsa, evin varsa, eşinle onun istediği yerlere gidiyorsan hayattan daha fazla ne bekleyebilirsin ki diye düşünen insanların arasında kendi ayakları üstünde durmak için, bir erkeğe bağımlı olmamak, onunla sevdiği için bir arada yaşaması gerektiğini düşünen savaşçı bir kadın. İş hayatında başarılı olması hep bir erkek sayesinde diye düşünülen, kadın kısmı neyi başarmış diye saçma sapan şeylere inanan zihniyetsizlere karşı açılmış bir savaş. Kitap adının hakkını çok iyi vermiş. Bu yüzden mi bilmiyorum ama kitapta herkesin ismi varken kahramanın ismi hiç geçmiyor. Kitap adına uygunluk için yapılan bir şeyse gerçekten çok hoş olmuş. Kendi geleceğini bir erkeğin ellerine teslim eden insanların okuması gereken bir kitap.
Cehaletten kaynaklanan sebeple omuzlarına kocaman bir yük yüklenen Hasan. Babası kendini istemeyen bir kadını kaçırıp zorla evlenmeyi kendinde hak görürken bir gün bu sebepten dolayı öldürülünce herkes kadına düşman olur. Babaanne kana kan ister, köylü olmayacak şeyler uydurup ona taparcasına inanırlar. Bütün bunlar arasında annesini öldürmediği, babasının intikamını almayıp babasının sözde hortlak olmasına sebebiyet verdiği için annesi gibi herkes tarafından dışlanan küçük bir çocuk. Yok sayılmaktan, kafasına üşüşen, beynine sokulan türlü düşüncelerden kurtulmak en önemlisi de hortlak babasını kurtarmak için annesine kıyan Hasan. Kitabı okurken babaanneden, amcalardan, köylülerden nefret ettim. Zamanında böyle şeyler normal karşılansada asla anlamayacağım bir olay. Bir çocuk ve annesinin hayatı nasıl mahvedilirin en güzel örneği.
Küçükken kimsenin sevmediği, dalga geçip dışladığı Bayram, bir gün köye gelen iyi giyimli, arabalı adama herkesin ne kadar saygı duyduğunu görüyor ve o konumda olmak için bir arabası olması gerektiğini düşünüyor küçücük yaşından itibaren. Bu uğurda onu seven iki üç kişiden biri olan Kezban'ı bırakıp Almanya'ya gidiyor. Taksi alıp geri geldiğinde her şeyin bıraktığı gibi olacağı yanılgısına kapılıyor. Ama geri geldiğinde terk ettiği köyü, Kezban ve yola çıkarken sapasağlam olan Mercedes'i bile ilk andaki gibi olmuyor. Hevesi kırık, kendine olan güveni bitik şekilde geri dönüyor.
Bayram'ın küçükken ne kadar dışlandığını kalbimde hissettim. İnsanların kendilerini kabul ettirme şekillerinin para, giyim kuşam ve mevkii olarak görülmesi ve toplumun buna itilmesi mutsuz bir gelecek oluşturuyor. Argo kelimelerin olması hiç hoşuma gitmedi. Genel olarak bakacak olursak verilmek istenen mesaj çok güzel bir şekilde iletilmiş.
