İsimler, yangınlar, aşklar, yeniçeriler, şehzadeler, padişahlar, katipler… baş döndürücü bir hikayenin içinde kaybettim kendimi. Sonra bulmaya çalıştıkça daha derinlerde kaybolduğumu fark ettim. “Değil mi ki “ yazarın istediği de okuyucuyu hikayenin içinde kaybettirmek. Bir aşk hikayesi okuyacağım sandım ama kendimi sonra tarihçilerin kaydıyla Vakayı Hayriyenin başlangıç ve sonunda buldum. Bir roman okuyor sandım kendimi ama sonra isimle başlayıp ateşle devam eden şiirin içinde buldum kendimi… Nazan Bekiroğlunun usta kaleminden usta işi bir roman . Üslubu, yapısı , tarzı, bakış açısı her şeyiyle kendine has.