Yazar Recaizade Mahmut Ekrem, Tanzimat döneminin kültürel karmaşasını mizahi bir üslup ile çok güzel bir şekilde aktarmış. Ancak kitabın size öncelikli olarak hissettirdiği şey tam olarak mizah da değil.
Yazarın kurguladığı Bihruz Bey karakteri, muhtemelen yazarın o yıllarda gözlemlediği ve eleştirmek istediği birçok "özenti" davranışa sahip kişilerin ortak bazı özelliklerinden oluşmuş gibi. Eski ile yeni arasında kalmış, kendi kültürel değerlerinden uzak, etrafında olup bitene pek de hakim olmayan, kendi algı dünyası içerisindeki fikirlerin doğruluğuna sonuna kadar inanan, irdelemeyen ve bu nedenle herkes tarafından kolaylıkla kandırılabilen zayıf bir kişilik. O nedenle bazen acıyor, bazen kızıyor ve bazen de gülüyoruz Bihruz Bey'e. İşin içine aşk da karışınca, zaten kendi dünyasında yaşamakta olan adam iyice kopuyor gerçeklerden. Yine de yaptığı onca saçmalığa rağmen aşkının saflığı bugün ile kıyaslanınca şapka çıkarılacak cinsten.
İlk okumaya başladığınızda Osmanlıca, Farsça ve Fransızca kelimelerin çokluğu biraz tedirgin ediyor ancak kolayca alışmak mümkün..
İyi okumalar...